Güncelleme Tarihi:
Özdağ, “Kim şehirlerinin tahrip olmasını, harabeye çevrilmesini ister? Yıkılan, yakılan her şeyi sonunda ödeyecek olan yine devlet, yani biziz. Adam gelmiş bir bölgeyi silahla doldurmuş, işgal etmiş, orada kendi yasalarını uyguluyor. Böyle bir örgütle nasıl mücadele edilir; çiçek atarak mı?” sorularını yöneltti.
Özdağ, öncekigün yaptığı yazılı açıklamada, siyasetin gerçekler üzerinden yapıldığını, yalanlar ve hayaller üzerine yapılamayacağını da savunarak şunları söyledi: “Bu devletin Kürtlerle hiçbir zaman meselesi olmadı ki, olamaz da. Bu mücadeleden Kürtlerin hedef alındığı sonucunu çıkarmak için ancak PKK ile bir illiyet bağının olması gerekir. Terörün bitmesinde en büyük sorumluluk Kürtlere düşüyor. Tavır koymayan, evlatlarına sahip çıkmayan, bir ihanet partisinin ırkçı, bölücü söylemlerinin peşine takılıp gidenlerin şikâyete hakkı var mı? Bu kadar tahrik, bu kadar kan, bu kadar acı, bu kadar ihanete rağmen Türk milleti kendine yapılanları sineye çekiyor. Bunları bir etnik sorun veya nefrete dönüştürmüyor. 30 yıldır evlatları vurulmasına, evinin önünde aracı yakılmasına, iş yeri kundaklanmasına, bölgenin maddi manevi yükünü çekmesine rağmen kardeşiz diye bağırıyor. Türkiye’deki nüfus dengesi bir de farklı olsaydı ne olurdu, bunu hiç düşünen var mı?
İşte bakın PYD girdiği her yerde temizlik yapıyor. Türkmenleri, Arapları kovuyor, bu ülke insanı hiç böyle bir tepki gösterdi mi? Terörün bu kadar uzamasında bölge insanının suskunluğunun, sessizliğinin, hatta zımni desteğinin de büyük etkisi var. Evladını, ülkesini düşünen böyle mi hareket eder.”