Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, dün geniş güvenlik önlemlerinin alındığı, Filistin bayraklarının da açıldığı Şanlıurfa’da özetle şunları söyledi:
HDP, CHP’LİLEŞİYOR
- Şanlıurfa’dan CHP’nin, MHP’nin ısmarlama, çatısı akan adayına oy çıkmaz biliyorum. Biliyorum ki Şanlıurfa’dan HDP adayına da oy çıkmayacak. Bu HDP, Doğu ve Güneydoğu’nun CHP’si olmaya çalışıyor. Model aldıkları partileri CHP. Adaylar belirlenirken, HDP’nin şimdiki adayı gidiyor, CHP’yle pazarlık yapıyor. Bunu da kendisi itiraf etti. Eğer CHP filan ismi, şu anda milletvekili olan Rıza Türmen, aday gösterseydi, CHP’yle birlikte hareket edecektik diyor. Kim bu CHP? Benim Şanlıurfalı kardeşim CHP’yi çok iyi tanır. CHP demek, dikta yönetimi demektir, inkâr demektir, ret demektir, asimilasyon demektir. CHP demek, yasak demektir, yoksulluk demektir, yolsuzluk demektir. CHP demek, ezanı Türkçe okutmak, Kuran’ı yasaklamak, başörtülülere zulmetmek, bütün milli ve manevi değerleri çiğnemek demektir. CHP Kürt’ün de, Türk’ün de, Alevi’nin de, Sünni’nin de haklarını yok saymak demektir. Bu nasıl bir CHP ki, HDP ile ittifak görüşüyor, MHP ile de ittifak görüşüyor. Bunlarda her numara var. Sosyal medyada bunlarla ilgili güzel de bir tasarım yapmışlar. Bunlarda darbecilik de var, başörtüsü düşmanlığı da var, ulusalcılık da var, ‘Esed’çilik de var, ne ararsan var. İnanın, Şanlıurfa’nın aktar çarşısında, kapalı çarşısında bu kadar çeşit yok.
77 MİLYONUN KARDEŞLİĞİ
- Seçmen sadece cumhurbaşkanı seçmeyecek, bu ilkesiz partilere ders verecek. Önceki gün İstanbul’da Cumhurbaşkanlığı vizyon belgemizi açıkladık. Salonda tüm Türkiye’nin renkleri vardı. Siyasetçiler, sanatçılar, sporcular, gazeteciler, sivil toplum temsilcileri, esnaf, işçi, memur herkes oradaydı. Ne dedik? Bir, demokrasi, iki siyasi ve toplumsal normalleşme, üç refah devleti, dört öncü ülke. 77 milyonun kardeşliği için daha yoğun gayret edeceğiz. Başörtülü de insan, istediği yerde okuyacak, istediği yerde okuyacak dedik. Türk de, Kürt de, Arap da, Çerkez de, Roman da, Pomak da insan dedik.
- Bütün yasakların baskıların Türkiye’ye fayda değil zarar verdiği ortaya çıktı. Dağlarımızdan artık acı haber almıyoruz. Anneleri ağlatmak için uğraşanlar var. Ama anneler artık eski anneler değil. Türkiye eski Türkiye değil. Diyarbakır’da artık anneler itiraz ediyor. Bizim çocuklarımızı kendi kirli çıkarlarınıza alet edemezsiniz diye anneler yüreklerini ortaya koyuyor. HDP’de ses var mı? Hani demokrasiydi hani barıştı? O çocuklar dağa götürülürken susarlar çocukların cenazesi gelince sahtekârca gözyaşı dökerler. Ne diyor? Biz Kürtlerin temsilciyiz. Gözyaşından başka ne verdiniz? Şimdi ne yapıyorlar? Vizyon toplantımıza katılan sanatçılara linç uyguluyorlar.
NETANYAHU İLE KAHVALTI YAPIN
- Çözüm sürecinden asla taviz yok, asla geri adım yok. Biz bu işe canımızı koyduk. Türkiye’nin kardeşliği için başımızı bu yola koyduk. Cumhurbaşkanı seçilirsem, çözüm süreci daha da güç kazanacak, daha hızlı, daha kararlı bir şekilde ilerleyecek. TBMM’de bu noktada önemli bir yasayı çıkardık. Sabırla, sağduyuyla hareket edecek, hem akan kana, hem gözyaşına Allah’ın izniyle son vereceğiz.
- Ey Netenyahu, sen bu bombaları durdurmadıkça yalnızlığa mahkûm olacaksın. Türkiye ile dost olman mümkün değil. Elindeki orantısız gücü o masum insanlara karşı kullandıkça normalleşme olmaz. CHP, MHP, HDP niye sesin çıkmıyor. Hadi siz gidin Esad’la birlikte kahvaltı yapın. Netanyahu ile birlikte de yapabilirsiniz.
VİCDAN DIŞI TAHRİKLERİ NOT ETTİK
Başbakan Erdoğan dün akşam, Şanlıurfa’daki Rabia Meydanı’nda düzenlenen iftar programına katıldı. Serbest bırakılan bazı TIR şoförlerinin de katıldığı iftarda Musul’da alıkonulan konsolosluk çalışanlarının serbest bırakılması için çalışmaların devam ettiğini söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu: “Durumun hassasiyeti nedeniyle her zaman dikkatli olduk. Muhalefet partileri, medya ve ihanet şebekesi Pensilvanya medyası son derece sorumsuz yayınlarla durumun nezaketini arttırıyorlar. Musul’daki vatandaşlarımızın başına birşey gelsin diye adeta ellerinden gelen sorumsuzluğu sergiliyorlar. Vicdan dışı tahrikleri not ettik, alıkonulan personeli oradan çıkartınca gerek içeriye gerek dışarıya gereken değerlendirmeyi yapacağız. Serbest bırakılan şoförlerin TIR’larının, kamyonlarının bir an evvel teslim edilmesini istiyoruz.”