Ayşegül USTA/İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Kasım 15, 2008 00:00
Ergenekon Davası’nın dünkü duruşmasında tutuklu sanık emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin, iddianamenin Kurtlar Vadisi dizisiyle örtüştüğünü söyledi. Savcının iddialarını mahkemede çökerteceğini belirten Tekin "Büromda çıkan fünye ve tahrip maddeleri olmayan süs bombalarına iddianamede sözde örgütün silahı olarak yer verilmesine anlam vermek mümkün değil" dedi.
TERÖR örgütü Ergenekon’un üst düzey yöneticisi olduğu ileri sürülen emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Ergenekon İddianamesi’nin Kurtlar Vadisi dizisi ile örtüştüğünü söyledi. Ergenekon Davası’nda önceki gün başladığı savunmasına dün devam eden Ergenekon İddianamesi’nin 4.
sırasındaki sanığı Muzaffer Tekin, Ümraniye’de ele geçirilen el bombaları ile Cumhuriyet’e atılan el bombaları arasında hiçbir bağlantı bulunmadığını ileri sürdü. İddialarını çökerteceğini belirten Tekin, şunları söyledi:
Zafer kod adım değil
Kendimi bildim bileli, ailemden duyduğum halen eşim, kızım, kardeşlerim ve beni tanıyan bir çok kişinin bana hitap şekli olan Zafer’i bile kod adı olarak savcının iddianameye sokmasına sadece şaşırdım. 1975 yılında evlendim ve nikáh davetiyemde de ismim Zafer olarak yazılmıştır.
Yandaş medyaya servis
Soruşturma Savcısı Zekeriya Öz’e yardımcı olmak için 2007 Eylül ayına kadar çok mektup yazdım. Savcıya gönderdiğim mektuplar soruşturma gizliliği olmasına rağmen bizzat savcının eliyle yandaş medyaya servis edildiğini ve tahrif edilerek yayınlandığını gördükten sonra yazmaktan vazgeçtim.
Bomba değil süs
Benim büromda çıkan fünye ve tahrip maddeleri olmayan ve kalemlik olarak kullandığım iki el bombası yalnızca süs malzemesidir. Emekli olurken hatıra olarak aldım. İddianamede bu süs bombalarına sözde örgütün silahı olarak yer verilmesine anlam vermek mümkün değildir.
Yıldırım’ın amacı
Osman Yıldırım’ın bütün amacı Danıştay cinayetinin bütün sorumluluğunu üzerinden atarak etkin pişmanlık ve tanık koruma yasasından istifade ederek cezaevinden kurtulmaktır. Böyle bir tanığın ifadeleri üzerine Cumhuriyet gazetesinin bombalanması ve Danıştay cinayetinin sözde azmettiriciler üzerine yıkmaya çalışmak bir hukuk cinayeti işlenmiştir.
Hayata uymuyor
Osman Yıldırım’ın sözde yapılan toplantıda Osman Gürbüz’ün Necip Hablemitoğlu’nun öldürmesi konusunda 1 milyon dolarlık teklifini reddetmesi bir garabettir. Çünkü 2002 yılında bir milyon doları kabul etmeyen Osman Yıldırım, 2006 yılında 500 bin doları kabul ederek gazeteyi bombalama işini kabul ediyor. Buradaki beyan da normal hayat kurallarına uygun düşmemektedir.
Çelişkiyi izah edin
Osman Yıldırım, iddianameden anlaşıldığı kadarıyla tetikçidir. Ancak tetikçi çok rahatlıkla sözde örgütün sözde lideri ile tanışmakta. Toplantılar yapmakta. Doğrudan bu sözde liderler tarafından kendisine suikastlar önerilmektedir. Oysa iddianamenin her tarafında sözde örgütün gizliliğinden bahsedilmekte. Hiyerarşide yöneticiler ile üyelerin birbirlerini tanımadığından bahsedilmektedir. Savcılar bu çelişmeyi nasıl izah edeceklerdir. Muzaffer Tekin’in söz konusu bombaları herkesin huzurunda vermesi iddiaları da ilginçtir.
Bu nasıl gizlilik?
Sözde örgütün en önemli ilkesi gizliliktir. Ama bombalar 15 kişinin huzurunda verilmekte. Pazarlık kalabalık grubun içinde yapılmakta. Sözde örgüt lideri ile sözde tetikçiler birbirlerini tanımaktadırlar. İfadesine göre Osman Yıldırım’ı Ataşehir’e götüren Alparslan
Aslan’dır. Cumhuriyet gazetesine bombaları atan yine aynı kişidir. O zaman neden 500 bin doları Osman Yıldırım alacaktı. Bunu anlamak mümkün değildir.
El bombaları farklı
Savcı, Ümraniye’de ele geçirilen 27 el bombası ile Cumhuriyet’e atılan el bombasının Oktay Yıldırım ile maddi bağlantısının maddi delili bulunduğunu belirterek büyük bir hataya düşmüştür. Çünkü bırakınız iki kafile numarası arasındaki benzerliği hiçbir bağlantı yoktur. Ümraniye’de ele geçen el bombaları ile Cumhuriyet’e atılan el bombalarının kafile numaralarında benzerlik olmadığı gibi üretim tarihleri bile farklıdır. Kaldı ki kafile numaraları aynı olsa bile aynı kafileden bombaların kullanıldığı olayların aynı fail failler tarafından işlendiği anlamına gelmez. Çünkü aynı kafileden binlerce bomba üretilmekte ve çeşitli kurumlara dağıtılmaktadır.
Gülen bağlantısı
Unutulan bir ilişki bağı Fethullah Gülen’in yeğeni olarak ortaya çıkan Alparslan Aslan ve Süleyman Esen’in aynı arkadaş grubu içinde bulunan Kemalettin Gülen’in olaya dahil olmasıdır. Kemalettin Gülen ve Alparslan Aslan ilişkileri detaylı araştırılsın.
Aramızda fark yok
Duruşmada sanıklardan Hayrettin Ertekin ile Hüseyin Görüm arasında sözlü tartışma yaşanınca Hüseyin Görüm salondan çıkartıldı. Tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz’in avukatı "Mahkeme heyetinizi kıskanıyorum. Bu davanın savcısı yüzyılın savcısı oldu. Bu davanın hakimleri de yüzyılın hakimleri olabilir" diye konuşunca, Mahkeme Başkanı "Avukat Bey siz de öyle olabilirsiniz. Bir şey olacaksak hep birlikte olacağız. Aramızda bir fark yok" dedi.
Mahkeme Heyeti, Doğu Perinçek’in talebi üzerine, MİT’in savcılığa gönderdiği yazı ekindeki Ergenekon şemasının açık halinin, Ergenekon soruşturmasının gizliliği de dikkate alınarak dosyaya gönderilmesi için savcılığa yazı yazılmasına karar verdi. Duruşma 18 Kasım Salı’ya ertelendi.