Güncelleme Tarihi:
HDP Şırnak Milletvekili ve DTK Genel Başkan Yardımcısı Selma Irmak, "Yarın arkadaşlarımız bu konuda gerekli başvuruları yapacaklar. Evrakları tamamladırlar. Başvuru için gerekli dosya tamamlandı. Yarın teslim edilecek. Nasıl bir sonuç alacağımızı hep birlikte izleyeceğiz" dedi.
Diyarbakır’da Kürtçe okulun dün mührünün vatandaşlar tarafından sökülmesinin ardından polisin yeniden mühürleyip, çıkan olaylarda gözaltına aldığı kişilerin adliyeye sevk edilmesi nedeniyle aralarında HDP Şırnak Milletvekili Selma Irmak, sivil toplum örgütü temsilcilerin de bulunduğu yaklaşık 200 kişi adliye önünde toplandı. Gazetecilere açıklamada bulunan milletvekili Irmak, ülkede Kürt sorunu demokratik yöntemle, müzakereyle çözülmek isteniyorsa halkın taleplerine, halkın istemlerine herkesin saygılı olması gerektiğini söyledi. Irmak, "Eksiklik nedir? Halkın taleplerini karşılamayan yasal düzenlemelere, halkın doğal tepkisinin ortaya konulmasıdır. Biz yıllardır anadilde eğitim için çaba sarfediyoruz. Anadilde eğitim dünyada artık ayıp sayılabilecek sorun haline getirildiği zaman, sorun olarak gündeme geldiğinde insanların garipsediği bir durum ve hal almıştır. Yıllardır bu talebe karşın yapılan yasal düzenleme sadece seçmeli dersle sınırlıdır. Özel okul açmayla sınırlıdır. Kendi paranızla kendi eğitiminizi yapmanızla sınırlıdır. Ve dil eğitimine sadece dayalıdır. Bu yasal düzenlemenin halkın taleplerini karşılamadığı çok açıktır" dedi.
Kürte okul için resmi başvuru yapacaklarını ifade eden Selma Irmak şunları söyledi:
"Yarın arkadaşlarımız bu konuda gerekli başvuruları yapacaklar. Evrakları tamamladırlar. Başvuru için gerekli dosya tamamlandı. Yarın teslim edilecek. Nasıl bir sonuç alacağımızı hep birlikte izleyeceğiz. Bunun demokratik mücadelesini elbette ki yürüteceğiz. Bu mücadele elbetteki demokratik yollarla olacak. Bize yönelik baskı devam ettiği sürece biz demokratik çözüm yolunu dayatmaya bu yolda diretmeye devam edeceğiz. Halk taleplerinden elbetteki vazgecmeyecek. Ve bu halk taleplerini en demokratik haliylede ifade etmeyede devam edecektir. Biz bu tutumun gerçekten zarar veren bir tutum olduğunu söylemek istiyoruz. Söylemler, dile getirilen sözler, verilen demeçler bizce çok karşılığını bulmamıştır. Yani 3 yerde bir okul açıldı. Bu okulların içerisine bakabilirsiniz. Çocuklar orada eğitim görüyorlar. Buna karşı bu kadar tahamülsüzlük, dengesiz bir güç kullanılıyor. Yani devletin çocukların eğitim talebine karşı tutumunu ifade ediyor. Biz bunun doğru olmadığını düşünüyoruz."
Dün akşam Anadolu Ajansı foto muhabiri Hüseyin Bağış’ın bıçaklanması ve yaşanan olayları değerlendiren Irmak, "Biz dün yaşanan olayı da kınıyoruz. Nasıl oldu? Kim tarafından gerçekleştirildi, bilmiyoruz. Bir gazetecinin yaralanması durumu elbetteki bizler için düşündürücüdür. Dün Emniyet Müdürü ile yapılan görüşmelerde, devlet yetkilileriyle yapılan görüşmelerde buna özellikle dikkat çekildi. Sağduyu eğer hakim olursa hiçbir şey olmayacağı defalarca dile getirildi. Bu gerginlik politikası devam ettirilirse bu tutum kimi provokatif eylemlere de yol açabilir. Ne zaman ki süreç çözüme yaklaştı, ne zaman ki bir adım atılmaya yakın bir süreç yaşadık ne yazık ki bir birşeyler devreye girdi. Ve birileri bu sürece gölge yapmaya çabaladı. Süreci bu şekilde sabete etmemek için bizim azami hassasiyet göstermemiz gerekiyor. Bunu devlet yetkililerinin de, kolluk kuvvetlerininde elbetteki bu sorumluluğu taşıyan eylemselliği yürütenlerin de üstlenmesi gerekiyor. Yaralı muhabir arkadaşımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Ve bu eylemide asla tasvip etmiyoruz. Bu olayların hiçbir şekilde yarar sağlamadığınıda ifade etmek istiyoruz. Ancak buna sebebiyet veren, bu ortamı hazırlayanların da sorumluluk sahibi olduğunu ifade etmek istiyoruz. Onlarca polisle, kuvvetle okulu sarmak, ablukaya almak işte beraberinde etki tepki meselesi doğurur" dedi.
"SONUÇ NE OLURSA OLSUN MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEKTİR"
Gazetecilerin, başvuruda nasıl bir sonuç beklediklerini sorması üzerine Selma Irmak, "Dün biz bir toplantı yaptık. Ve bu konuda gerekli girişimlerin başlattılması için görüş alışverişinde bulunduk. Hazır olursa yarın, olmazsa önümüzdeki hafta başında müraacat yapılacak. En geç bir kaç gün içerisinde başvurumuzu yapacağız. Ve bekleyeceğiz. Sayın Başbakan’ın da ifade ettiği, eğitim bakanında ifade ettiği ve diğer devlet yetkililerinde ifade ettiği buydu. Cevap ne olursa olsun bizim için mücadele elbetteki devam edecek. Bunun red edilmesi halinde biz bir üst mahkemeye oradan da red gelmesi halinde Anayasa Mahkemesi’ne nihayetinde cevap alamazsak AİHM ve Uluslararası Sözleşmede geçerli olan kurallara dayanarak biz mücadelemizi yürüteceğiz. 90’ıncı madde bizim için temel bir dayanak noktası olacaktır. Bu yüzden de demokratik mücadelemizi yürüteceğiz" diye konuştu.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, yaşanan olayları kınayarak anadilde eğitim hakkı en temel insanlık hakkı olduğunu hükümetin anadil sorunun çözmesi gerektiğini söyledi.