Güncelleme Tarihi:
KÜRTÇE FİLMİN GALASINDA OLAY / WEB TV
Bazı sinemaseverler gerçekleri yansıtmadığını iddia ettikleri filme tepki gösterdi. Filmde geçen ‘Nerede benim Kürdistanım?’ sözlerine tepki gösteren bir izleyici de “Düşüncenize, emeğinize sağlık ama hiçbir zaman burada Kürdistan olmayacak” deyince, diğer sinemaseverler de alkışlarla ekibi protesto etti.
Film, gösterimi sırasında herhangi bir tepki almadı ancak birkaç kişi gösterim sona ermeden solandan çıktı. Film, sona erdikten sonra da izleyicelce alkışlandı. Bu sırada açıklamanın yapılacağı alanın önünde kısa süreli bir arbede çıktı. Filmin gerçekleri yansıtmadığını düşünen izleyiciler, toplantı salonu girişinde ekibe sözlü müdahalede bulundu. Protesto seslerinin arasında kalan oyuncu Lale Mansur, ortalığı yatıştırmaya çalıştı.
Berlin Film Akademisi'nden 2005 yılında mezun olduğunu söyleyen filmin yönetmeni Mirza Bezer, “Diyarbakır'da film çekmek gibi bir niyetim vardı. 2005 yılında Almanya'dan Diyarbakır'a gelip hikayeyi yazmak bana uzak gelse de orada yaşayan insanlarla konuşarak senaryomu şekillendirdim” dedi. 90'lı yıllarda bölgede yaşanan olayların en yoğun anlarına tanıklık etmiş insanlarla konuşarak hikayeleri toparladığını belirten Bezer, “Konuştuğum herkesin hikayesi vardı. Beni o çok şaşırttı. Herkes olup bitenleri olmamış gibi yaşıyordu. Hayat devam ediyor ve insanlar birarada yaşıyordu” dedi.
Film çekmekteki amacının bölgede yaşayan insanların yaşadıklarına yüz vermek olduğunu söyleyen Bezer, kısıtlı bir bütçeyle filmi tamamladığını kaydetti. Oyuncu seçimlerinde çok şanslı olduğunu kaydeden Bezer, “Oyuncular rollerini yapmakta zorlanmadı mı?” sorusuna, “Diyarbakır'da yaşayan çocukların birçoğu şiddet ortamında büyüyor. Çocuklar neyi canlandıracaklarını çok iyi biliyor” karşılığını verdi.
‘KÜRDİSTAN’ KELİMESİNE TEPKİ
Açıklamanın soru- cevap kısmında filme geçen “Nerede benim Kürdistanım?” diyaloğuna tepki veren bir izleyicinin, “Düşüncenize, emeğinize sağlık ama hiçbir zaman burada Kürdistan olmayacak” demesinin ardından, filmin gerçekleri yansıtmadığı düşüncesi içerisinde olan sinema severler alkışlarla ekibi protesto etti.
Konuşmasıyla salonda gerginliğe neden olan sinemasever, açıklamanın yapıldığı alanı terk etti. Bunun üzerine yönetmen Bezer, “Kürdistan lafı neden bu kadar rahatsız ediyor, bence bunu sorgulamamız lazım” dedi. Bezer, ancak konuşarak, tartışarak bir yerlere varılabilineceğini kaydetti.
Ağabeyinin askerde olduğunu belirten bir sinemaseverin, “Filmde neden askeri kötülediniz? Bu beni rahatsız etti” sözlerine filmin senaryosuna yardımcı olan Evrim Karataş, “Biz Türk askerini kötülemedik. Biz savaş çoğrafyasını anlattık. JİTEM'i bugün herkes bilir. JİTEM'in bu ülkenin geleceğine nasıl olumsuzluklar yapacağını herkes bilir” karşılığını verdi.
Ortamın bu kadar sertleşebileceğini düşünmediğini dile getiren Karataş, bir çocuğun anne ve babasız kalmasının kendisini daha fazla rahatsız ettiğini kaydetti.
Filmin gerçekleri yansıtmadığı ve ayrılıkçıların ekmeğine yağ sürdüğü tepkisinde bulunan bir izleyicinin ardından söz alan filmin oyuncularından Hakan Karsak da “Ben filmde oynayan çocukların yaşadığı travmaların daha büyüğünü gördüm. Bu bölgede 80'leri, 90'ları, 2000'leri yaşadım” dedi. 1999 yılında Kocaeli'de yaşanan 7.4 büyüklüğündeki depremin, bölgede her gün yaşandığını söyleyen Karsak, “Lütfen yapmayın. Size yalvarıyorum, insanoğlu olarak. Irak'ta, Filistin'de Afganistan'daki çocuklara karşı duyarlı olan sizler, ne olur doğudaki çocukları gözardı etmeyin” dedi.
Ortamın daha fazla gerginleşebileceği düşüncesiyle toplantıya son verildi. Toplantı bitiminde yönetmen Mirza Bezer'in yanına gelen kimi sinemaseverler yönetmenle kucaklaşırken, filmin karşısında olanlar salonu boşalttı.
FİLMİN KONUSU
Film 90'lı yıllar Türkiye'sini konu ediniyor. Diyarbakır- Batman yolunda, karanlık bir Mayıs gecesinde, 10 yaşındaki Gülistan ve kardeşi Fırat'ın gazeteci olan babası ve annesi, gözleri önünde öldürülür. Baba ve annesini yitiren iki kardeş, 6 aylık kardeşleri Dilovan'a bakabilmek ve hayata tutunabilmek için evdeki eşyaları satmaya başlar. Bir müddet sonra ev kirasını ödeyemeyen çocuklar, Diyarbakır sokaklarında yaşamaya başlar. Eski hayatlarından geriye kalan tek şey, annelerinin onlara kendi sesiyle kayıt etmiş olduğu bir masal kasetidir. Masal ‘Zilli Kurt’u anlatır.
İYİ NİYETLİYSE BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERİ VAR
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay: “Bunu Seçici Kurul değerlendirecek, ama Türkiye'de yerel dillerden birisinden bir filmin böyle bir platforma çıkmış olması, kültürel zenginliğimiz açısından olumlu bir gelişme. Filmin içeriği hakkında bir bilgim yok. Basındaki spekülasyonları okudum. Bütünü değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Aradan bir cümle, bir şarkı, mısra seçip de olumsuz niteleme yapmamak lazım. Bence bütünündeki niyet iyiyse, başımızın üzerinde yeri var. Niyeti veya içeriğini bilmiyorum.” dedi.