Kurtarıcının adı toryum

Güncelleme Tarihi:

Kurtarıcının adı toryum
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 27, 2002 00:00

Mevki Hisarüstü'nde bir evin bahçesi. Bahçede yeni evlenmiÅŸ bir çiftle tanıştırılmak üzere çağırılmış yüz kadar davetli. Bu yüz davetliden hiç tanışmadığım altısıyla bir masada oturuyoruz. Tanışmayan insanlar nelerden söz eder? Siyasetten. ‘‘Ne olacak memleketin hali’’ sayfası açılınca alıyorum sazı elime: Eski devrimcilerden birinin ‘‘Elektrik eÅŸit uygarlık’’ özdeyiÅŸine kendi özdeyiÅŸimi ekliyorum: ‘‘Ucuz elektrik eÅŸit sınaî kalkınma’’ diyorum. Ama ne mümkün! Baraj yapıyorsun astarı yüzünden pahalıya çıkıyor. Bu arada çevreciler ve ‘‘harabeseverler’’ ayaklanıyor. Memlekette kömür, linyit bol diye düşünüp termik santral kuruyorsun. Gene çevreciler ve doÄŸaseverler karşı çıkıyor. Elbette YataÄŸan örneÄŸinde olduÄŸu gibi haklı oldukları noktalar var. 20-25 yıldır Silifke kıyılarına bir nükleer santral kuramıyorsun. Gene çevreciler, nükleer atık karşıtları ve kendi elektriklerini yüzlerce nükleer santralde üreten sanayileÅŸmiÅŸ ülkeler karşı çıkıyorlar. Åžimdilerde her derde deva görünen, dışarıya bağımlı olduÄŸumuz doÄŸal gaz da pahalı ve günün birinde bitecek. Kala kala bir rüzgár kalıyor. Ä°yi de ya rüzgár esmezse ne olacak? Ben bu soruyu sorunca, masada, saÄŸ yanımda oturan bir hanım ‘‘Kurtarıcının üzerinde oturuyorsunuz ama haberiniz yok!’’ diyor. Ciddi adamım, komiklik olsun diye üzerine oturduÄŸum sandalyenin altına bakmıyorum. Söz konusu hanım, BoÄŸaziçi Ãœniversitesi Fizik Bölümü'nden Prof. Engin Arık, aynı zamanda Türkiye Fizik DerneÄŸi 2. BaÅŸkanı. Kurtarıcının adını söylüyor: Toryum. Evde bir ansiklopedi açıp Toryum maddesini okuyorum: ‘‘Toryum, 1828'de Berzelius tarafından keÅŸfedildi ve radyoaktifliÄŸi, 1898'de Marie Curie tarafından ortaya konuldu. Bu element, torit, torianit ve monazit gibi cevherlerin içinde bulunan ve uranyumdan üç kat daha fazla rastlanan metaldir. DoÄŸal toryum, tümü radyoaktif olan izotopların bir karışımından oluÅŸur... Toryum-232, bir kuluçka reaktörle, gelecekte elekronükleer sanayii için önemli bir enerji kaynağı oluÅŸturabilecektir.’’ Ansiklopedinin gelecek sözcüğüyle tanımladığı süreç beÅŸ-altı yıl önce baÅŸlamış. Zonguldak kömür havzasını bulan Uzun Mehmet'i toplumsal model kabul etmiÅŸ dinozorlar kuÅŸağından olduÄŸum için Prof. Engin Arık'ın peÅŸini bırakmadım. Randevu alıp, hiç bilmediÄŸim bir konuda söyleÅŸi yapmak için BoÄŸaziçi Ãœniversitesi'ndeki laboratuvarına gittim. Bir cahille konuÅŸtuÄŸunun farkında olan Bayan Arık da profesörlük yapmadı, profesör gibi konuÅŸmadı.Kurtarıcı olarak tanımladığınız Toryum'u bir meslektaşınıza anlatır gibi deÄŸil, benim ve okurlarımızın anlayacağı gibi anlatır mısınız?- Toryum, saflaÅŸtırıldığında alüminyum, çelik görünümünde bir element. Toprakta toryum oksit halinde bulunuyor. Dünya rezervlerinin yarıdan fazlası Türkiye'de, Batı Anadolu'da bulunuyor. EskiÅŸehir, Sivrihisar, Beypazarı ve Kızılcaören yörelerinde...Dünyada nerelerde var, rezervler ne kadar?- Avustralya'da 300 bin ton, Hindistan'da 290 bin ton, Norveç'te 170 bin ton, ABD'de 160 bin ton, Kanada'da 100 bin ton, Güney Afrika'da 35 bin ton, Brezilya'da 16 bin ton. Neredeyse bütün dünyada toplam 1071 bin ton, Türkiye'de 800 bin ton.STRATEJÄ°K MADDEBirkaç yıldır bir baÅŸka maden, boryum üzerine bir tartışma vardı. Boryum stratejik maddedir, özelleÅŸtirilmesin, özellikle de yabancıların eline geçmesin deniliyordu. Toryum için de aynı ÅŸeyi söylemek mümkün müdür?- BildiÄŸim kadarıyla, toryum'un 21. yüzyılın en stratejik maddesi olması büyük bir olasılık. EÄŸer 2005 yılına kadar yapılması planlanan yeni tip nükleer enerji santralleri gerçekleÅŸirse, toryum bir numaralı element olacak. Çünkü yeni tip reaktörlerde yakıt olarak kullanılacak. EÄŸer biz toryum ile elektirik enerjisi üretebilmek olanağına kavuÅŸursak, bu trilyonlarca varil petrole eÅŸ deÄŸerde bir enerji kaynağı olacak.Diyelim ki her ÅŸey yolunda gitti, 2005 yılında, haydi diyelim 2010 yılında toryumlu nükleer santraller çalışmaya baÅŸladı. Bu nasıl olacak? Yani kömür gibi topraktan çıkartıp, bir çuvala koyup... - Åžu anda planlanan yeni tip reaktörlerin prototipinden söz edecek olursak: Yerin yaklaşık 30 metre altında, kurÅŸun bir hedefin içinde bulunacak toryum. Bu hedefe dışardan, yeryüzünden hızlı protonlar gönderiyorsunuz. Bu protonlar kurÅŸundan nötron üretiyor. Bu nötronlar da gidip toryumla birleÅŸerek enerji üretiyor.FELAKETE YOL AÇMAZPeki toryumun topraktan çıkartılması ve enerji üretimi sırasında bu iÅŸlerde çalışan insanlar herhangi bir tehlikeye maruz kalıyor mu?- Hayır. Bizim rezervlerimiz zaten toryum-232. Yüzde yüz oranda, oksitlenmiÅŸ durumda toryum içeriyor. KurÅŸun hedef dediÄŸimiz ÅŸey, içine toryum konulan bir muhafaza, bir kap. Silindirik biçimde, boru biçiminde olabilir. Ãœzerine hızlı protonlar gönderildiÄŸi için ‘‘hedef’’ olarak adlandırılıyor. Bu tip reaktörlerin eskileriyle mukayese edilmesi mümkün deÄŸil. Kesinlikle patlama tehlikesi yok. Çernobil benzeri bir felaketin tekrarlanması mümkün deÄŸil. Radyoaktif kalıntı minimum nisbetinde. Bu da nötronlarla yok edilebiliyor. Reaktörün fiÅŸini çektiÄŸinizde her türlü iÅŸlem duruyor. DoÄŸa kirlenmiyor, minimum atıklar da uzun ömürlü deÄŸil.Uranyum bu kadar belálı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor. Oysa toryum da 1828'de bulunmuÅŸ, radyoaktif olduÄŸu da 1898'den bu yana biliniyor. Tehlikesiz olduÄŸu halde neden toryum tercih edilmemiÅŸ?- Toryum nedense iyi tanınmıyordu. Cenevre'de CERN (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık FiziÄŸi AraÅŸtırma Merkezi) laboratuarında araÅŸtırma yapan, Nobel almış bir Ä°talyan fizikçi, Prof. Carlo Rubbia tarafından önerildi, 1993'te. Toryumun, uranyumun yerini alabileceÄŸi kanıtlandı. Dokuz yıl öncesine kadar toryumun bu tip bir reaktörde yakıt olarak kullanılabileceÄŸi bilinmiyordu.Yakıt olarak kullanmak için dünyada ne gibi çalışmalar yapılıyor?- Ön araÅŸtırma çalışmaları bitti, projenin fizibilitesi 1998'de tamamlandı. 11 Avrupa ülkesinin Bilimsel AraÅŸtırma Bakanları için araÅŸtırma panelleri oluÅŸturuldu, bir de bilim adamlarının katıldığı teknik danışma grubu var. Ne yazık ki Türkiye yok buralarda. CERN laboratuarı da 1954 yılından bu yana var. Aralarında Yunanistan'ın da bulunduÄŸu 12 Avrupa ülkesinin kurduÄŸu bir laboratuar... Burada biz maalesef yokuz. Olmak için Türkiye Bilimler Akademisi'yle birlikte yoÄŸun çaba içindeyiz.Sadece Bilimler Akademisi mi? Devletin, hükümetin bu iÅŸe el koyması gerek miyor mu?- Hepsi bir arada olmalı. CERN'e ve öteki çalışmalara katılan devletler kendi güçleri nisbetinde bütçelere katkıda bulunuyorlar. Ancak bilimsel araÅŸtırmalara yapılan yatırımlar bir süre sonra misliyle kendini öder duruma geliyor. Ama Türkiye bu gibi konulara para ayırmadığı için büyük bir bilim adamı eksikliÄŸi var.BÄ°Z DE KATILMALIYIZCERN'de neler yapılıyor? - Ön araÅŸtırmalar bitti. Avrupa'nın ilk prototip toryumlu nükleer santrali 2005 yılına kadar tamamlanacak. Ayrıca Japonya ve ABD'de kendi santrallerini yapmaya çalışıyor.Bunlar santrali bitirdikleri zaman bize satacaklar...- AraÅŸtırmaların içinde olursak biz kendimiz daha iyisini de üretebiliriz. Prototipin geliÅŸtirilmesinde mutlaka aralarında bulunmamız gerek. Avrupa prototipi reaktörü 2005 yılında bitirilecek. Bu yeni reaktör, mevcut reaktörlerin sorunlarını da çözümleyecek. Prototip reaktör 2005 yılında tamamlanırsa, seri üretim 2010 yılından önce baÅŸlar. Toryumun yarısı bizdeyken reaktör çalışmalarının neresindeyiz?- Hızlandırıcı üzerinde çalışan bir tek araÅŸtırma grubumuz var Ankara'da. Hızlandırıcı proton ve elektron gibi temel parçacıkların ve atom çekirdeklerinin hızını çoÄŸaltan alet. Tıpta, sanayide, savunma sanayinde de kullanılıyor. Fakat araÅŸtırmayla ilgili hızlandırıcı yok.Türkiye'nin yerin altındaki toryumunu 2015 yılından itibaren kullanabilmesi için ne yapmak lazım?- Türkiye'de, 2010 yılında hızlandırıcı, deneysel yüksek enerji fiziÄŸi ve nükleer fizik konularında 1200 bilim adamının çalışıyor olması gerek. Åžu anda sadece 80 kiÅŸi var. Önce bilime ve bilim adamına yatırım yapmak lazım. Bu desteÄŸi kim verecek?- Devlet, hükümet, tabii ki TÃœBÄ°TAK, Türkiye Bilimler Akademisi TÃœBA. Özel teÅŸebbüsün, sanayi kesiminin de katkıda bulunması gerekir. En önemlisi eleman yetiÅŸtirmek. Dünyadaki araÅŸtırmalara bilimadamlarımızın katılması. BÄ°LÄ°MSEL DESTEK LAZIMTürkiye'de akademik ünvana sahip kaç bilim adamı var bu iÅŸin içinde?- Hızlandırıcı alanında çalışanların sayısı onu bile bulmaz. Sıfır diyebiliriz. Ãœniversilerin fizik bölümlerinin bu alanda çalışmasını saÄŸlamak, çalışma yapacak olanları yüreklendirmek lazım. Büyük bir servetin üzerinde oturuyoruz, küçük bir bilimsel yatırımla toryumla enerji üretme alanının dünya devleri arasına girebiliriz. 290 bin tonluk toryum rezervi bulunan Hindistan enerji geleceÄŸini toryumda arıyor. Peki bizim aklımız erer mi bu iÅŸe? Katılmaya kalkışsak bizi aralarına alırlar mı? Bir fizik bölümü mezununun dünya stardartlarında yetiÅŸmesi için kaç yıl lazım?- Bilim adamlarımızı elbette alırlar aralarına. Bu alanda çalışan bilim adamlarımızın zaten baÄŸlantıları var onlarla. Bir mezunun 5 yıl daha çalışması lazım doktora alması için, 7 ile 10 yıl yeter. Ayrıca, baÅŸka ülkelerde yaÅŸayan Türk bilim adamları var, onlar davet edilebilir.Toryum nükleer enerji reaktörleri çalışmaya baÅŸladı diyelim. Elimizdeki toryumun ömrü ne?- Ebediyyen diyebiliriz. ***Türkiye'nin elektirik üretmek için dışarıdan petrol ve doÄŸal gaz almadığını, ısıtmada kullanılan doÄŸal gazın yerini toryumdan üretilen elektiriÄŸin aldığını düşünelim. Düşünelim, Türkiye'nin başına büyük bir devlet kuÅŸunun konduÄŸunu anlarız. Önümüzdeki 10-15 yıl içinde Türkiye'nin talihi tersine dönebilir. Önü açılabilir.Devletin, hükümetin, TBMM'nin, TÃœSÄ°AD'ın, Sanayi Odalarının toryum gerçeÄŸinden haberi var mı, bilmiyorum. Prof.Dr. Engin Arık, Devlet Planlama TeÅŸkilatı'nın haberi olduÄŸunu söylüyor.Uranyuma dayalı nükleer enerji üretimine, hidrolik enerji için baraj yapılmasına, termik santrallere karşı çıkan, ancak Türkiye'nin enerji gereksinimi için olumlu öneride bulunamayan çevreci örgütlere, doÄŸaseverlere, sivil toplum örgütlerine ve ‘‘harabeseverler’’e de müjde! Åžimdi ellerinde toryum kozu var. Yürüyüş, açlık grevi yapmalarına artık gerek kalmayabilir. Türkiye önümüzdeki 12 ay içinde mutlaka CERN'e üye olmalı ve toryum Prototip Reaktörünü üreten devletlerin arasında yer almalı. Bu da yetmez, Türkiye, ABD ve Japonya ile iliÅŸki kurup toryum reaktörü alanında çalışma yapan gruplara bilim adamları göndermeli. Bu yılın sonuna kadar Hindistan bu alanda neler yapmış, oradan da birÅŸeyler öğrenmeli.Ãœlkemiz adına, bu iÅŸi bana haber verdiÄŸi için Prof. Engin Arık'a ve bu alanda çalışan birkaç bilim adamımıza teÅŸekkürü borç bilirim.Ben de sizlere, bütün Türkiye'ye, başımıza konan devlet kuÅŸunun, kurtarıcımız toryumun müjdesini veriyorum.Büyük bir servetin üzerinde oturuyoruz, küçük bir bilimsel yatırımla toryumla enerji üretme alanının dünya devleri arasına girebiliriz. Kesinlikle patlama tehlikesi yok. Çernobil benzeri bir felaketin tekrarlanması mümkün deÄŸil. Reaktörün fiÅŸini çektiÄŸinizde her türlü iÅŸlem duruyor. DoÄŸa kirlenmiyor, minimum atıklar da uzun ömürlü deÄŸil.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!