Güncelleme Tarihi:
SERT AÇIKLAMALARI VAR
(Abdullah Öcalan’ın mektubu) “bizim derdimiz o değil. Oralardan bize ne gelir ne gelmez bunları az çok kestiriyoruz. Burada aslında bir iktidar mücadelesi var. Bu iktidar savaşında, HDP-PKK kanadında yaşanan bu savaş, Öcalan ve Demirtaş noktasında da ciddi bir iktidar mücadelesine doğru bir kayma gösteriyor. Daha da ileri, daha da bu işin içerisinde, ben bunu biraz daha ileri taşıyorum Avrupa’da. Öcalan kendi iktidarını bunların hiçbirine kaçırmak istemiyor. Bununla ilgili çok sert açıklamaları var. Demirtaş’a hesap sormaktan tutun da dağa hesap sormaya kadar. Onların kendisine ihanet ettiği inancında, bu ihaneti sebebiyle de onlara yönelik kesin tavırları var. Bu süreç içerisinde yaptığı açıklamada da, ‘Eğer siz beni destekliyorsanız, benim arkamda olan bir partiyseniz ben sizin ne oraya ne şuraya değil, siz kendi gücünüzü ortaya koymalısınız, burada bunların herhangi birinden yana değil, kendi tarafsızlığınızı ortaya koymalısınız’ gibi bir havanın içerisinde. Şeyden o anlaşılıyor, böyle bir durum söz konusu.
LİDERLİK MÜCADELESİ VAR
PKK’nın bir kanadı CHP adayına destek veriyor. Bir kanadı üçüncü yol diyor. Şimdi bir de o çıktı, o da ilginç. Binali Beyin bunların hiçbirisiyle ilgisi alakası yok. Şu ana kadar verilmiş olan bir mesaj söz konusu değil. Biz MHP ile kurmuş olduğumuz Cumhur İttifakı’yla bu süreci götürüyoruz. Bu konuyla ilgili olarak böyle bir desteğin gelemeyeceğini herkes biliyor. Ancak şu noktada bilgiyi alınca değerlendirmeme konu ederim. Derim ki burada bir liderlik mücadelesi var. Liderlik mücadelesinde Öcalan, Demirtaş’a ve dağa mesajlarını veriyor. Siyasetçi olarak ister istemez bu konuların hepsiyle belli bir ilgimiz olur. Ben Kürt kardeşlerimin istismarına özellikle üzülürüm. Kürt kardeşlerime soruyorum, bölücü terör örgütünün listelerini dağın başında yapıp Meclis’e gönderdiği milletvekilleri sizin hangi yaranıza merhem oldu? Özellikle Kürt kardeşlerime yönelik bir mesaj olarak, bu oyuna gelmeyin diyorum. Hizmetse, Güneydoğu’ya Doğu’ya da bu hizmetleri getiren biz olduk. Onlar sadece çukur açtılar, hendek açtılar, binaları deldiler.
CEZA ALDIĞINDA BAŞKANLIĞI DÜŞER
(Ekrem İmamoğlu) Ben İstanbul’un büyükşehir belediye başkanıyken okuduğum bir şiir sebebiyle mahkum oldum. Bu mahkumiyetimle benim elimden belediye başkanlığımı aldılar mı? Aldılar. Bu ise henüz belediye başkanı olmadan, bir ilin valisine küfrediyor. Ben küfretmedim.
Burada kararı kim verecek? Yargı verecek. Yargı bu konuyla ilgili olarak, yani bu ülkenin valisine ‘it’ demenin ne olduğunun yasal olarak kararını verecek merci odur. Göreve gelmeden bu işi yapması suretiyle o cezayı aldığı anda bir defa bu benim kanaatimdir, yargı da bu kararı verirse, belediye başkanlığım benim nasıl düştüyse, onun da belediye başkanlığı düşer. Ben yaşadım çünkü. Vali demek ne demek? Cumhurbaşkanının o ildeki vekili demektir, milletin o ildeki vekili demektir. Siz bir valiye ‘it’ derseniz, kusura bakmayın bunu kimse yemez. Ben de bir Cumhurbaşkanı olarak valime sahip çıkmak durumundayım, onu yedirtmem.
EŞİT SÜRE VERİLMEDİ
(Binali Yıldırım- Ekrem İmamoğlu ortak canlı yayını) Yayını beğenmedim. Niye beğenmedim derseniz objektif bir yönetim anlayışı yoktu. Burada dakikalardan, soru soruş şekillerine varıncaya kadar ciddi bir tarafgirlik söz konusuydu. Bir de tabi sonradan o soru soruş şekillerinde bile, CHP adayına ‘başkan’, Yıldırım’a ‘başkan adayı’ diye hitap etmesi bizim dikkatlerimizden kaçmadı. Konuşma sürelerinde eşitsizlik göze çarptı. Öyle demesine rağmen eşit süre verilmedi. Yıldırım’a 4 dakika daha az süre tanınmıştır. Sayın Yıldırım’ın sözleri zaman zaman kesilmiş, rakibinin böyle bir sıkıntısı olmamıştır. Rakamları göstererek, 10 kez CHP adayının müdahaleye uğradığını görüyoruz, Yıldırım’ın 26 kez sözü kesildi. Moderatörün CHP adayıyla bir araya gelmesi, 45 dakika onların orada görüşmesi var. Bütün doneler, ne tür sorular sorulacak, bu tamamen soru çalma sanatıdır. Tamamen FETÖ’cülerin işidir.
KAPIMI NASIL KAPATIRIM
Bizim işimiz liderlerle. Onlara gönül veren partililer bize oyunu verebilir. Ben ona kapımı nasıl kapatırım. Yani CHP’ye gönül veren vatandaşlarıma da sesleniyorum, İYİ Parti’ye gönül veren vatandaşlarıma da sesleniyorum, Saadet Partisine gönül veren vatandaşlarıma da sesleniyorum, HDP’ye gönül veren vatandaşlarıma da. Çünkü onların bu noktadaki konumuyla, onlara yön verenlerin konumu aynı değil. Bizim işimiz yönetici kadrolarıyla.
Yarın (bugün) özel bir misafirim olacak. Barzani yarın (bugün) ona bir randevu verdik. Son olarak akşamda iş adamlarına bir hitabım olacak, Haliç Kongre Merkezi’nde bir yemekli toplantı olacak. Bunun dışında artık programları böylece noktalamış olacağız. Binali beyin gerek yarın, cumartesi son bazı yoğun programları mitingleri var. Benim bu dönemde yoğun bir çabam olmadı.”