'Kurşunlayanları biliyorum'
Güncelleme Tarihi:
Bahadır ÖKTEM/TRABZON, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Haziran 06, 2007 17:09
Dinar'daki ikinci Susurluk olayı ile ilgili açıklama yaptıktan sonra aracı silahlı saldırıya uğrayan Nuri Günaydın saldırganları bildiğini söyledi.
AFYONKARAHİSAR’ın Dinar İlçesi yakınlarında geçen cumartesi günü sabaha karşı meydana gelen kazada 4 kişinin öldüğü cipe binmekten son anda vazgeçen ve dün otomobili kurşunlanan Trabzonlu işadamı Nuri Günaydın yeni iddialar ortaya attı. Günaydın, otomobilinin eski emniyet mensubu özel harekatçılarca Kalaşnikofla tarandığını ileri sürdü. Günaydın'ın babası Süleyman Günaydın ise, oğlunun ruh halinin bozulduğunu ve söylediklerinin gerçeği yansıtmadığını ileri sürdü.
Dinar yakınlarında 2 Haziran günü meydana gelen kazada parçalanan lüks cipe neden binmediğini anlatan Günaydın, olayda yaşamını yitiren eski emniyet mensubu Mehmet Şanlı’yla yıllardır tanıştığını söyledi. Şanlı’nın olay günü kendisini tanımazlıktan gelmesi nedeniyle cipe binmediğini kaydeden Anıl Turizm firmasının sahibi Nuri Günaydın, şöyle dedi:
“Turan Balık’la İstanbul’da 3 gün beraberdik. Birlikte Antalya’ya gitmeye karar vermiştik. Yanında eski Terör Şube Müdürü Mehmet Şanlı vardı. Mehmet Şanlı beni tanımazlıktan geldi. Halbuki Şanlı ile 1990’dan 1996’ya kadar beraberdik. İstanbul’da benim arabalarımı alır, kullanırdı. İki sene boyunca sabahtan akşama kadar sohbetimiz olan adam beni tanımazlıktan gelerek odasına gitti. Sabah Mehmet Şanlı, Turan’a dönüp ‘Haydi yola çıkalım’ dedi. Ben de gelmekten vazgeçtiğimi Turan Balık’a söyledim. Turan gelmemde ısrar edince, yanındakileri işaret ederek onlarla gitmesini söyledim. ‘Onlar bizim abimiz, gel işte’ diye ısrar etti ama gelmeyeceğimi söyledim. Mehmet Şanlı benimle zamanında 24 saat beraber olan adamdı. Bana tanışlık bile vermeden gece odasına çekildi. Arabada uzun namlulu silahlar, yüklü miktarda senetler ve para vardı. Benim midem bulandı. O yüzden o arabaya binmedim.”
“BENİ ÖLDÜRMEYE ÇALIŞANLAR ESKİ EMNİYETÇİ”
Dün sabah erken saatlerde Of İlçesi Fındıkoba Köyü'ndeki evinden, otomobili ile Trabzon’a gelirken Dumlusu Köyü yakınlarında silahlı saldırıya uğrayan ve olaydan yara almadan kurtulan Nuri Günaydın, Of İlçe Jandarma Komutanlığı'nda tam 19 saat ifade verdi.
Günaydın’a, Dinar’da meydana gelen kazayla bağlantılı sorular sorduğu öğrenilen jandarmanın, aracın kurşunlanması olayının da Dinar kazası sonrası yapılan açıklamalarla ilgili olduğunu düşündüğü belirtildi.
Konuyla ilgili konuşan Günaydın, aracının kurşunlanmasının da Turan Balık’ın ölümüyle bağlantılı olduğunu ve olayın eski emniyet mensuplarının işi olduğunu ileri sürdü. Günaydın şöyle devam etti:
“Turan benim çocukluk arkadaşım. Birbirimizle para alışverişimiz olur. Esnaftır. Oteli var. Turan’ı satan ve beni tanımayan memurların işidir benim arabamın kurşunlanması. Cenaze sonrası benim evimde toplandık. Sabah saat 04.00’e kadar oturduk. ‘Bu işte pis koku var. Turan benim canımdır’ dedim. ‘Kim sorumluysa ortaya çıkacak’ dedim. Arkadaşlardan ikisi hariç diğerleri, ‘Yok olur mu öyle şey?’ dedi. Saat 05.00 sıraları evden 3 araba çıktık. En son ben çıktım. Yavaş gidiyordum. Mesafe öndekilerle oldukça açıldı. Arkamdan siyah bir Mercedes yaklaştı. Ben de cenazeden dönen biridir diye yavaşladım. Araba yanaşırken yan camdan baktığımda arka koltukta Kalaşnikof silahı gördüm. Hemen gaza bastım. Farkedildiklerini anlayınca ateş etmeye başladılar. Arabama 27 mermi saplandı. Bunlar eski özel harekatçı ve eski memur oldukları için, arabamın depo kısmına ateş ederek havaya uçurmaya çalıştılar. Beni öldürmeye çalışanlar eski emniyet mensuplarıdır. Arabayla dereye, oradan da bir tarlaya girdim. Hemen arabadan çıkarak, geri gelirler diye silahımı çektim. Ama gelmediler. Daha sonra jandarmaya gittim, tam 19 saat ifade verdim.”
SENETLER NEREDE?
Dinar’da meydana gelen kazadan sonra araçta bulunan senetler konusunda açıklama yapılmadığını belirten Nuri Günaydın şunları anlattı:
“Ben buradan soruşturmayı yürütenlere sesleniyorum: Niye her şeyi açıklamıyorsunuz? Araçtaki senetler nerede? Bu senetler kimin adına? Niye tam olarak açıklanmıyor? 197 milyon Euro'luk senet söz konusu. Mehmet Şanlı bu senetlerin gerçek sahipleri yüzünden beni tanımazlıktan geldi. Turan Balık evden çıkarken 50 bin euro ve bin dolar parası vardı. Bir arazinin parasını yatırmak için benden 50 bin dolar istedi. Ben de bir arkadaşıma verdirttim. Bana karşılığında 100 bin dolarlık senet verdi ama almadım. ‘Parayı sonra verirsin’ dedim. Benim yanımda bir tane 300 bin dolarlık, bir tane de 197 trilyonluk senet sayıldı ama bunlar arabadan çıkmadı. Çıktıysa niye açıklanıyor. Senetlerin sahibi kim? Mehmet Şanlı hangi ünlü iş adamının yanında çalışıyor? Niye bunlar açıklanmıyor.”
BABASI: OĞLUMUN RUH HALİ BOZULDU
Nuri Günaydın bu açıklamaları yaparken, babası Süleyman Günaydın, oğlunun, çocukluk arkadaşı Turan Balık’ın ölümü sonrasında büyük bir sarsıntı geçirdiğini söyledi. Günaydın, “Adeta kendinde değil. Söyledikleri gerçeği yansıtmıyor. Ruh hali çok kötü. Önüne geleni suçluyor. Ağzından çıkanlara yarın kendisi de üzülecek” dedi.
SUSURLUK'U HATIRLATAN KAZA
Afyonkarahisar’ ın Dinar ilçesinde 2 Haziran gecesi sabaha karşı meydana gelen ve Susurluk kazasını anımsatan olayda, Hüseyin Mert’in kullandığı 34 ZR 6337 plakalı lüks cip, aşırı hız ve şerit ihlali sonucu karşı yönden gelen İbrahim Anık yönetimindeki 20 ZK 469 plakalı kamyonla çarpıştı. Kazada, sürücü Hüseyin Mert ile araçta bulunan Turan Balık, emekli başkomiser Mehmet Şanlı ile Zekeriya Kocagöz ölürken, kamyon sürücüsü Anık ile yanında bulunan Güngör Bozbaba yaralandı. Otomobilin gizli bölmelerinde, 2’si ruhsatlı 4 silah, çok sayıda mermi, esrar, biber gazı, çek ve senet bulundu.
Dinar yakınlarında 2 Haziran günü meydana gelen kazada parçalanan lüks cipe neden binmediğini anlatan Günaydın, olayda yaşamını yitiren eski emniyet mensubu Mehmet Şanlı’yla yıllardır tanıştığını söyledi. Şanlı’nın olay günü kendisini tanımazlıktan gelmesi nedeniyle cipe binmediğini kaydeden Anıl Turizm firmasının sahibi Nuri Günaydın, şöyle dedi:
“Turan Balık’la İstanbul’da 3 gün beraberdik. Birlikte Antalya’ya gitmeye karar vermiştik. Yanında eski Terör Şube Müdürü Mehmet Şanlı vardı. Mehmet Şanlı beni tanımazlıktan geldi. Halbuki Şanlı ile 1990’dan 1996’ya kadar beraberdik. İstanbul’da benim arabalarımı alır, kullanırdı. İki sene boyunca sabahtan akşama kadar sohbetimiz olan adam beni tanımazlıktan gelerek odasına gitti. Sabah Mehmet Şanlı, Turan’a dönüp ‘Haydi yola çıkalım’ dedi. Ben de gelmekten vazgeçtiğimi Turan Balık’a söyledim. Turan gelmemde ısrar edince, yanındakileri işaret ederek onlarla gitmesini söyledim. ‘Onlar bizim abimiz, gel işte’ diye ısrar etti ama gelmeyeceğimi söyledim. Mehmet Şanlı benimle zamanında 24 saat beraber olan adamdı. Bana tanışlık bile vermeden gece odasına çekildi. Arabada uzun namlulu silahlar, yüklü miktarda senetler ve para vardı. Benim midem bulandı. O yüzden o arabaya binmedim.”
“BENİ ÖLDÜRMEYE ÇALIŞANLAR ESKİ EMNİYETÇİ”
Dün sabah erken saatlerde Of İlçesi Fındıkoba Köyü'ndeki evinden, otomobili ile Trabzon’a gelirken Dumlusu Köyü yakınlarında silahlı saldırıya uğrayan ve olaydan yara almadan kurtulan Nuri Günaydın, Of İlçe Jandarma Komutanlığı'nda tam 19 saat ifade verdi.
Günaydın’a, Dinar’da meydana gelen kazayla bağlantılı sorular sorduğu öğrenilen jandarmanın, aracın kurşunlanması olayının da Dinar kazası sonrası yapılan açıklamalarla ilgili olduğunu düşündüğü belirtildi.
Konuyla ilgili konuşan Günaydın, aracının kurşunlanmasının da Turan Balık’ın ölümüyle bağlantılı olduğunu ve olayın eski emniyet mensuplarının işi olduğunu ileri sürdü. Günaydın şöyle devam etti:
“Turan benim çocukluk arkadaşım. Birbirimizle para alışverişimiz olur. Esnaftır. Oteli var. Turan’ı satan ve beni tanımayan memurların işidir benim arabamın kurşunlanması. Cenaze sonrası benim evimde toplandık. Sabah saat 04.00’e kadar oturduk. ‘Bu işte pis koku var. Turan benim canımdır’ dedim. ‘Kim sorumluysa ortaya çıkacak’ dedim. Arkadaşlardan ikisi hariç diğerleri, ‘Yok olur mu öyle şey?’ dedi. Saat 05.00 sıraları evden 3 araba çıktık. En son ben çıktım. Yavaş gidiyordum. Mesafe öndekilerle oldukça açıldı. Arkamdan siyah bir Mercedes yaklaştı. Ben de cenazeden dönen biridir diye yavaşladım. Araba yanaşırken yan camdan baktığımda arka koltukta Kalaşnikof silahı gördüm. Hemen gaza bastım. Farkedildiklerini anlayınca ateş etmeye başladılar. Arabama 27 mermi saplandı. Bunlar eski özel harekatçı ve eski memur oldukları için, arabamın depo kısmına ateş ederek havaya uçurmaya çalıştılar. Beni öldürmeye çalışanlar eski emniyet mensuplarıdır. Arabayla dereye, oradan da bir tarlaya girdim. Hemen arabadan çıkarak, geri gelirler diye silahımı çektim. Ama gelmediler. Daha sonra jandarmaya gittim, tam 19 saat ifade verdim.”
SENETLER NEREDE?
Dinar’da meydana gelen kazadan sonra araçta bulunan senetler konusunda açıklama yapılmadığını belirten Nuri Günaydın şunları anlattı:
“Ben buradan soruşturmayı yürütenlere sesleniyorum: Niye her şeyi açıklamıyorsunuz? Araçtaki senetler nerede? Bu senetler kimin adına? Niye tam olarak açıklanmıyor? 197 milyon Euro'luk senet söz konusu. Mehmet Şanlı bu senetlerin gerçek sahipleri yüzünden beni tanımazlıktan geldi. Turan Balık evden çıkarken 50 bin euro ve bin dolar parası vardı. Bir arazinin parasını yatırmak için benden 50 bin dolar istedi. Ben de bir arkadaşıma verdirttim. Bana karşılığında 100 bin dolarlık senet verdi ama almadım. ‘Parayı sonra verirsin’ dedim. Benim yanımda bir tane 300 bin dolarlık, bir tane de 197 trilyonluk senet sayıldı ama bunlar arabadan çıkmadı. Çıktıysa niye açıklanıyor. Senetlerin sahibi kim? Mehmet Şanlı hangi ünlü iş adamının yanında çalışıyor? Niye bunlar açıklanmıyor.”
BABASI: OĞLUMUN RUH HALİ BOZULDU
Nuri Günaydın bu açıklamaları yaparken, babası Süleyman Günaydın, oğlunun, çocukluk arkadaşı Turan Balık’ın ölümü sonrasında büyük bir sarsıntı geçirdiğini söyledi. Günaydın, “Adeta kendinde değil. Söyledikleri gerçeği yansıtmıyor. Ruh hali çok kötü. Önüne geleni suçluyor. Ağzından çıkanlara yarın kendisi de üzülecek” dedi.
SUSURLUK'U HATIRLATAN KAZA
Afyonkarahisar’ ın Dinar ilçesinde 2 Haziran gecesi sabaha karşı meydana gelen ve Susurluk kazasını anımsatan olayda, Hüseyin Mert’in kullandığı 34 ZR 6337 plakalı lüks cip, aşırı hız ve şerit ihlali sonucu karşı yönden gelen İbrahim Anık yönetimindeki 20 ZK 469 plakalı kamyonla çarpıştı. Kazada, sürücü Hüseyin Mert ile araçta bulunan Turan Balık, emekli başkomiser Mehmet Şanlı ile Zekeriya Kocagöz ölürken, kamyon sürücüsü Anık ile yanında bulunan Güngör Bozbaba yaralandı. Otomobilin gizli bölmelerinde, 2’si ruhsatlı 4 silah, çok sayıda mermi, esrar, biber gazı, çek ve senet bulundu.