Güncelleme Tarihi:
Samsun’un İlkadım İlçesi’ndeki Uğur Mumcu Parkı’nda açık hava toplantısında konuşan Ertuğrul Kürkçe, iki aydır partisine yönelik saldırılar olduğunu belirterek, "Saldırganlar, faşistler, alçaklar, namussuzlar kadar cesur olduğumuz zaman başarının yolu bizim için açıktır. Halkların demokratik partisi bayrağını Türkiye’nin bütün kentlerinde dalgalandıracak" dedi.
Kimseye partisinin varlık ve mücadele hakkını sorgulatmayacaklarını söyleyen Kürkçü, "HDP bütün dünya halklarının partisidir. Ama her şeyden önce Türkiye’de Türklerin ve Kürtlerin partisidir. Bu iki halkın çözülmez birliğini ve ortak mücadelesinin partisidir. Savaşa son verecek halklara arasındaki barışı sağlayacak olan patidir. Partimize yasak, baskı zulüm sökmez" diye konuştu.
HDP’ye yönelik saldırılardan hükümetin sorumlu olduğunu belirten Ertuğrul Kürkçü şunları söyledi:
"Adalet ve Kalkınma Partisi’ne ve onunu hükümetine buradan sesleniyorum. Partimize karşı Türkiye’nin her yerinde girişilen saldırılardan sizi sorumlu tutarız. Türkiye’yi yönetme yetkisi sizdeyse halkın siyasi mücadelesini saldırı ve baskıdan koruma onu özgür ve eşit bir biçimde katılacağı seçimlerde yer almasını temin etmek sizin görevinizdir. Görevinizi yapmadığınız zaman iki elimiz yakanızda olur. Bize seçimi reva görmeyen bize oy hakkını reva görmeyen, seçilme hakkını reva görmeyenleri bizde seçilme hakkını tanımayız o zaman. Eğer bunu istemiyorsanız, eğer Türkiye’de adil demokratik bir seçim olmasını istiyorsanız tedbirlerinizi alın."
Urla’da, Aksaray’da Beykoz’da, Karşıyaka’da kendilerine karşı girişilen saldırılarda, emniyet ve yerel yönetimlerin ortaklığı olduğunu ileri süren Kürkçe, " Onları kulaklarından tutup mahkemeye götürmek adil bir yargılanma ile hapse sokulmalarını sağlamak HDP’nin görevi olacaktır" diye konuştu. Kürkçü, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siz Türkiye’yi bir iç çatışmaya sürüklemek, bunun ardından bir darbe tertiplemek, bu darbeyle birlikte barış ve çözüm sürecini sabote etmek ve savaşı yeniden başlatmak istersiniz. Sizin oyununuza gelmeyiz. Biz ne yaptığımızı biliyoruz. İki üç kendini bilmezin, kışkırtılmış gencin peşine takılıp bizi çekmek istediğiniz oyun sahasına girecek değiliz. Eğer siz o kadar çok savaş istiyorsanız işte meydan buyurun savaş meydanına gidin. Yoksulun, fakirin, garip gurebanın çocuğunu kışkırtmayın. Onların kanıyla siyaset yapmayın. Barışı size sizin ahmakça hesaplarınıza kurban edecek değiliz."