Güncelleme Tarihi:
Seattle´da parlayan ilk kıvılcımlar Washington ve Prag´daki IMF ve Dünya Bankası´nın toplantılarında alevlendi. Eylemcilerin adı da vardı: Küreselleşeme Karşıtları. Küreselleşme karşıtı eylemler zamanla uluslararası bir harekete dönüştü.
Eylemcilerin sayısı her toplantıda katlanarak arttı. Prag´da 26 Eylül 2000´de dokuz bin gösterici yürüyüş yaptı. Prag Kongre Merkezi abluka altına alındı. Göteborg´da 15 Haziran 2001´de, 25 bin kişilik eylemci ordusu tüm dünyanın ilgisini çekmeyi başardı. Küreselleşme karşıtları Göteborg´un altını üstüne getirdiler. Gösterilerde iki kişi öldü, 450 kişi gözaltına alındı.
Eylemciler dünya çapında yapılan her toplantıdan önce eylem planlarını basına açıklamaktan çekinmediler. Son olarak 20-22 Temmuz´da İtalya´nın Cenova kentinde yapılan dünyanın en zengin yedi ülkesi ve Rusya´yı kapsayan G8 Zirvesi´nin bugüne kadar gerçekleştirdikleri en büyük eylem olacağını açıkladılar. Cenova 100 bini aşkın eylemci ordusuna ev sahipliği yaptı.
Şehirde eylemcilere karşı geniş güvenlik önlemleri alındı. İtalyan hava, deniz ve kara kuvvetlerinden oluşan 20 bin polis eylemler için görevlendirildi. Havaalanına uçaksavar füzeleri yerleştirildi. Keskin nişancılar kritik bölgelerdeki yerlerini aldılar. Özel deniz timi gemileri mayın kontrolü yaptılar. İki gün boyunca İtalyan Hava Kuvvetleri uçakları devriye gezdi. Olası suikast eylemlerinden çekinen liderler 60 bin ton ağırlığındaki süper lüks ``European Vision`` adlı gemide kaldılar. ABD Başkanı George Bush ve Dışişleri Bakanı Collin Powell eylemcilere karşı özel koruma altına alındılar. İkili toplantıların gerçekleştirildiği dev gemide değil ABD ordusu tarafından korunan ve Akdeniz açıklarında bulunan başka bir gemiyi tercih ettiler.
EYLEM TÜRLERİ
Küreselleşme karşıtları amaçlarınının fakirleşmeye, çevre kirliliği, işsizlik, emeğin sömürülmesine ve gelir dağılımındaki uçuruma baş kaldırmak olduğunu belirtiyorlar.
Grevler, gösteriler, bisikletli yürüyüşler, sokak tiyatroları, karnavallar, yürüyüşler, müzikli ve danslı söylevlerle eylem yapıyorlar. Bu eylemler sırasında afiş, bildiri ve bu kişilerin denetiminde olan gazetelerin ilanları dağıtılıyor. Büyük bankaların önünde faizsiz borç verme, lüks tüketim mallarına el konulması ve bunların fakirlere dağıtılmasını talep ediyorlar.
Eylemcileri belli bir grup altında toplamak neredeyde imkansız. İçlerinde çevrecilerden anarşistlere, hayvan hakları savunucularından eşcinsellere, feministlerden, komünistlere ve neo-nazilere kadar farklı topluluklardan kişiler bulunuyor. Ortak paydaları küreselleşmeye karşı çıkmak...
Eylemler zaman zaman yıkıcı bir hal alsa da küreselleşme karşıtlarının hepsi yıkıcı eylem yanlısı değiller. Hatta radikaller ve ılımlılar olarak ikiye ayırmak mümkün.
Radikaller genellikle anarşistlerden ve toplumun uç kesimlerinden oluşuyor. ``Direnişi küreselleştir, başka bir dünya mümkün`` sloganıyla hareket eden gruplar şiddet olaylarının kaynağı olarak görülüyor. Ana hedefleri küreselleşmenin tüm neden ve sonuçlarını ortadan kaldırmak.
Ilımlılar arasında kendisini tam anlamıyla küreselleşme karşıtı olarak tanımlamayanlar bile var. Bu kişiler, küreselleşmenin yalnızca belli bir kesime hizmet etmesine karşılar.
Fakir ülkelerin borçlarının silinmesini sağlamak ve çevreye verilen zararların önüne geçmek gerek ılımlı gerekse radikal karşıtların başlıca hedefleri. Küreselleşmenin getirdiği politikalarla zenginin daha zengin, fakirin de daha fakir olduğunu düşünene eylemciler Uluslarası Para Fonu (IMF), Dünya Ticaret Örgütü(WTO) ve Dünya Bankası´na karşı savaş açtıklarını belirtiyorlar.
ABD Başkanı George Bush eylemcilerin bir numaralı hedefi. Küresel ısınmaya karşı önlem almak amacıyla yapılan ve onaylanması beklenen Kyoto Anlaşması´nı tanımaması Bush´u bu konuma taşıyan en önemli neden.
KİMLERİ ÖRNEK ALIYORLAR
Eylemcilerin örnek aldıkları yazarlar ve filozofları Emanuel Kant, Karl Marx, Henry David Thoreau, Naomi Klein, Jeremy Rifkin olarak sıralamak mümkün. Bertrand Russell, kapitalizmi eleştiren J. M. Keynes, Herbert Marcus, ABD´li dilbilimci Noam Chomsky ve Tolstoy´da ilham kaynakları arasında. Mücadelelerinde Martin Luther King, Che Guevera, Gandhi ve Meksikalı lider Marcos´u örnek alıyorlar.
Küreselleşme karşıtlarının en önemli özelliklerinden biri de belli bir lider ve örgüt yapısına sahip olmamaları. Bu yapı eylemcilere ve eylemlere esneklik getiriyor ve düzene karşı çıkmak isteyen herkes bu gruba kolayca katılabiliyor.
Protestocuların bu özellikleri akıllarda bir soru işareti uyandırıyor; Bu kişiler bu yapıyla nasıl bu kadar kısa sürede örgütlenebiliyor? Sorunun cevabı küreselleşmenin en büyük nimetlerinden internette yatıyor. Eylemcilerin örgütlenme siteleri arasında ´www.oxfam.org, www.attac.org, www.destroyimf.org, www.ruckus.org´u saymak mümkün.
Bugüne kadar yapılan eylemler ve kamuoyunda oluşan yargı nedeniyle IMF, Dünya Bankası ve G-8 ülkeleri eylemcileri enine boyuna değerlendirmeye başladılar. Dünya devleri yöneticileri her fırsatta bu kişileri anlamaya çalıştıklarını dile getiriyorlar.
Dünya Bankası James Wolfensohn´un, geçtiğimi yıl Prag´da söylediği sözler eylemcilerin dünya gündemindeki yerini çok iyi özetliyordu; ``Bu duvarların dışında genç insanlar küreselleşmeye karşı gösteriler yapıyorlar. Yeni neslin fakirliğe karşı savaş açmasını onaylıyorum ve tutkularını paylaşıyorum.`` Dünya Bankası yeni politikaları Wolfensohn´un bu sözleriyle paralellik gösteriyor. Banka gelkişmekte olan ülkeler konusunda daha titiz politikalar gütme kararı aldı.
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac´ın geçtiğimiz günlerde ``G-8 zirvesi küreselleşmenin insani boyut kazanması için dönüm noktası olacak`` sözleri Wolfensohn´un bu konuda yalnız olmadığını kanıtlıyor.
G8 Zirvesi´nin gündeminde küresel ısınma, yoksulluk ve yoksul ülkelerin borçlarının da yer alması ılımlı politikaların bir göstergesi olarak kabul edliyor.
TÜRKİYE´DE DURUM
Türkiye´de küreselleşme karşıtı eylemlere destek veren çeşitli topluluklar ve sivil toplum örgütleri bulunuyor. ´Mai Küreselleşme Karşıtı Çalışma Grubu´ ve ´Ankara Küreselleşme Karşıtı Gİrişimi´ en bilinen topluluklar. Bu gruplar başta DİSK, KESK, Birleşik-Metal İş Sendikası olmak üzere birçok işçi ve kamu sendikasından destek alıyorlar. Üyelerinin arasında Tabipler Odası, TMMOB, Çevre Mühendisleri Odası bulunuyor.
Türkiye´deki eylemcilerin başını DİSK´e bağlı Birleşik Metal-İş´te uzman olarak çalışan Ekonomist Gaye Yılmaz çekiyor. Yılmaz, Seattle´de gerçekleşen ilk eylemden bu yana yapılan tüm eylemlere katılıyor. Eylemlere katılan kuruluşlar arasında KESK, Mali Müşavirler Mühendisler Birliği, TMMOB, Makina Mühendisleri Odası bulunuyor. Bu grup bu yılki toplantılara Türkiye´de yapılan protestolarla destek verdi.
Grup, Public Citizen, Red Green Alliance, Dünya Kalkınma hareketi, Canadian Councils gibi çok kürelleşme karşıtı gruplara ´internet´ sayesinde ulaşıyor.
OKULLARI DA VAR
Okul: Amerika´da Berkeley Üniversitesi kampüsündeki ´Ruckus´.
Öğrenciler: Dünyanın her yerinden küreselleşme ve kapitalizm karşıtları.
Ders içerikleri: Polis barikatlarını aşmak, binaların işgali, telsiz dinleme, güvenlik kameralarını etkisiz hale getirme, afiş ve pankart hazırlama. Eğitimin süresi 1 hafta ile 1 ay arasında değişiyor. Dersler sabah 9´dan akşam 7´ye kadar devam ediyor. Katılım için yaş sınırı yok.
NELERE KARŞILAR?
* Fakir ülkelerde AIDS hastalarına pahalı ilaç satılması,
* Teknoloji, tüketim ve hiyerarşi toplumu,
* Hormonlu hayvan etlerinin satışı,
* Çalışma koşullarının elverişsizliği,
* Çevrenin, kar amacıyla yok edilmesi,
* Yağmur ormanlarının yağmalanması
Anarşist değiliz
Gaye Yılmaz (Türkiye Küreselleşme Karşıtı Çalışma Grubu Sözcüsü)
``Bilim, teknik ve sanat toplumların ortak değeridir. Kültür alışverişine değil sermayenin küreselleşmesine karşıyız. Bu nedenle internet üzerinden örgütlenmemizde bir sakınca görmüyorum. Eylemlere katılanların anarşist ya da terörist olduğu düşünülüyor. Ancak durum böyle değil. Türkiye´deki örgütlenme daha çok sermaye kesimine karşı yürütülüyor. Bu nedenle işçi sendikaları eylemlere destek veriyor. Gelişmiş ülkeler fakir ülkelere karşı ördükleri duvarları kaldırmalılar. Gelişmemiş ülkelere üretim imkanı verdiklerini söylüyorlar ancak bu ülkeler yeterli altyapıya sahip değiller.``
Şiddete hayır
Prof. Dr. Taner Berksoy (Bilgi Ünv. İktisadi İdari Bilimler Dekanı)
Küreselleşme ´yağmur´ kadar gerçek. Yağmurun faydaları vardır, ancak ıslanmamak için şemsiye kullanmak lazım. Küreselleşme karşıtları homojen bir yapıda değiller. Bu nedenle kim oldukları çok net bir şekilde ayırt edilemiyor. Genel olarak küreselleşmenin olumsuz etkilerine karşı çıkıyorlar. Eylemcilerden bazıları şiddet kullanıyorlar. Seslerini duyurmak için bu yolu deniyorlar. Bu tür eylemleri haklı bulmak imkansız. Türkiye´de eylemler ticari serbetleşmenin işsizliğe neden olduğu merkezinde gelişiyor.
Demokrasi küreselleşti
Bahadır Kaleağası (TÜSİAD AB Temsilcisi)
``Kürselleşme karşıtlığı ideolojik bir kavram değil. Belli bir kutupta yer almıyor. Geçerliliği olduğunu düşünmüyorum. Tarih boyunca çeşitli küreselleşme dönemleri yaşandı. Sıra demokrasinin küreselleşmesine geldi. Kararlar artık ulusal düzeyde alınmamalı. Küreselleşme karşıtlarının medya, internet gibi küresel araçları kullandıklarını unutmamalıyız. Zengin ülkeler ticari duvarları kaldırmalı. Fakir ülkeler korunmaktan vazgeçip yeni renklerin katılmasına izin vermeliler. Dünyada küreselleşmeden gerçek anlamda mağdur olan gruplar var. Bazı gruplar bu eylemleri meslek haline getirdi. Bu gruplar, uluslarası rekabetten korkuyorlar ve eylemlerin pazarlayarak kazanç sağlamaya çalışıyorlar.``
İnsani yaşamak mümkün
«Ahmet İnsel (Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi)
``Türkiye´deki karşıtların iki amaçları var; liberal ekonominin insanlığa olumsuz etkilerini azaltmak ve zengin ülkelerin dünyanın kaderini etkilemelerine karşı çıkmak. Dünya Bankası bu konuda daha ılımlı. Ancak IMF bütünüyle Amerikan hazinesi politikalarını uyguluyor. Küreselleşmeye karşı çıkanlar arasında zengin ülkelerin vatandaşları çoğunlukta. Zengin ülkeleri vatandaşları protesto ediyor çünkü liberal ekonomiden onlar da olumsuz etkileniyorlar. Bu ülkelerde de büyük gelir adaletsizliği var. Başka bir iktisat, başka bir toplum ve başka bir ´insani yaşam mümkün´. Artık bunu düşünüp ona göre davranmalıyız.``
Sıkıntı ABD kaynaklı
Soli Özel (Bilgi Ünv. Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi)
``Küreselleşme karşıtları genelde büyük sermaye ve kapitalizm karşıtı. Ancak onları belli bir gruba dahil etmek zor. Eylemciler arasında gelişmiş ülkelerden gelenler de bulunuyor. Çünkü bütün ülkelerde küreselleşmenin kazananları ve kaybedenleri var. Sıkıntı daha çok ABD kaynaklı. Özellikle Bush´un politikaları karşı tepkiler büyüyor. Küreselleşmenin ABD patentli gibi görünerek tek bir modele indirgenmesi çok yanlış.``
Şiddet, desteği engelliyor
Osman Ulagay (Milliyet Gazetesi Yazarı)
``Küreselleşme karşıtları interneti ve ´network toplumu´ olanaklarını çok iyi kullanarak daha geniş katılımlı gösteriler düzenlemeyi başarıyorlar. Protestocular bir ikilemle karşı karşıya; Eylemlerine şiddet unsurunu kattıkları ölçüde seslerini daha çok duyuruyorlar, dünya medyasının ilgisini çekiyorlar. Şiddet kullanmaları, görüşlerini paylaşan çok daha geniş bir kitlenin bu eylemlere destek vermesini önlüyor. Birçok noktada farklı görüşlere ve inançlara sahip olan ve farklı ülkelerden gelen eylemcileri birleştiren ortak nokta, yaşadıkları dünyanın kendi kontrollerinden çıkmakta olmalarını hissetmeleridir bence.``
Ne ararsan var
Serdar Turgut (Hürriyet Gazetesi Yazarı)
´Küreselleşme karşıtları hem ezilmemeyi hem de dünyayı büyük şirketlerine elinden kurtarmayı istiyorlar. Bu iki isteğin gerçekleşmesi zaten zordu. Şimdi onların ürettikleri çözümler ile daha da imkansız hala geldi. Sosyalizm en azından teorik bir alternatifti. Bunların teori düzeyinde bile sunabildikleri tutarlı alternatifleri yok. Küreselleşme karşıtlarını gruplandırmamam. Çünkü onları çok da yakından izlediğim söylenemez. Çevreciler var, anarşistler var, hayvanseverler var, eşcinseller var, üçüncü dünyacılar var, Che Queveracılar var, ne ararsan var. Ne ararsan var olduğu için de bir şey başaramayacaklar zaten. Küreselleşme emperyalizmin daha da gelişmiş şeklidir. Öyleyse hem zengini daha zengin eder, hem de yeni alanlar açar. Emperyalizm bu gibi çelişkileri içinde taşır.