Güncelleme Tarihi:
AN INCONVENIENT TRUTH
UYGUNSUZ GERÇEK
Yön: Davis Guggenheim
Oyn: Al Gore
Tür: Belgesel
Süre: 100 dk.
Bu yıl Şubat’a gelene kadar kışı neredeyse hiç yaşamadık. Kışın iki ayı, Aralık ve Ocak boğazlı kazak giymeden, ince kıyafetlerle geçti.
Kediler mart ayı geldi sandılar uzun süre. Dengeleri bozuldu.
Avrupa’daki kayak merkezleri panikte. Yarıyıl tatilinin ilk haftası için yurtdışına kayağa gidenler günlük güneşlik bir havayla karşılaştılar. Yeni kar yağmıyor, Alpler’deki sınırlı kar gün be gün eriyor, taşlı, buzlu pistlerde kaymak giderek zorlaşıyor.
Arada olur böyle yıllar, geçer, demeyin.
Dünya bir süredir tehlike sinyalleri veriyor.
En sıcak 10 yıl, son 14 yıla denk gelmiş. Giderek ısınıyoruz ama farkında değiliz.
Kurbağa yavaş yavaş ısınan suyun içinde piştiğinin farkına varmadığından kıpırdamadan durur, sonunda da ölür gidermiş.
Yıllarca Amerika Birleşik Devletleri’nin Müstakbel Başkanı olarak anılan ve 2000 yılındaki seçimlerde başkanlık koltuğunu kılpayı George W. Bush’a kaptıran Al Gore küresel ısınmaya dikkat çekmese, durumun ciddiyetinin daha uzun süre farkında olmayacak, gittikçe ısınan dünyada kurbağa misali, pişip, ölecektik belki de!
DÜNYANIN YENİ RESMİ İÇLER ACISI
Başrolünde Al Gore’un olduğu Uygunsuz Gerçek, küresel ısınmanın gerçek olduğunu var gücüyle haykıran müthiş bir belgesel.
Al Gore yıllarını bu konu üzerine harcamış, aklınıza gelecek her türlü bilimsel makaleyi okumuş. Ve şimdi üzerinde 6 yıl çalıştığı sunumunun, kendi deyişiyle ‘gezginci küresel uyarı şovu’nun kameraya alındığı filmle karşımızda.
Belgesel, Mark Twain’in; “Başımızı derde sokan kötü gelişmelerin kaynağında bilmediğimiz şeyler değil, başımıza asla gelmeyeceğinden emin olduklarımız vardır.” sözüyle açılıyor.
Böylece daha ilk dakikadan silkinmeye, gözlerimizi gerçeklere açmaya ve rehaveti üstümüzden atmaya teşvik ediliyoruz.
Dünyanın Amerikalı astronotlar tarafından çekilen ilk fotoğrafı olan Earthrise yansıyor perdeye. Sonra da karşılaştırma yapabilmemiz için son zamanlarda çekilmiş dünya fotoğraflarına geçiliyor. Göller, buzullar ciddi anlamda küçülmüş, karlar azalmış, kıyılar içerilere doğru çekilmiş.
KUTUPTA İLK KEZ MARTI GÖRÜLDÜ
Sonra istatistiklere geçiyor Amerika’nın eski başkan adayı. Dünya tarihinin en sıcak 10 yılı son 14 yıla denk gelmiş. Geçen yıllarda Güney Afrika ilk kez kasırga yaşamış. Japonya ve Pasifik rekor sayıda tayfunla boğuşmuş. Katrina Kasırgası Florida’dan geçip, Körfez’de ikiye katlanıp, fazlasıyla ısınmış Körfez sularından güç alarak 3. kategoriden 5. kategoriye çıkmış. 5. kategori ne demek oluyor, ne kadar hasar veriyor, kasırda haberlerini veren televizyonlarda gördük zaten.
Dünyanın en görkemli vahşi hayvan türlerinin yok olmasında, sıcaklık düzeyinin artmasıyla bağlantılı doğal yaşam ortamı kaybının önemli payı var.
Avlanmaya çıkan kutup ayılarının buz tabakası ararken okyanus sularında boğulup gittiğini gösteren sahneler insanın içini acıtıyor.
Olumsuzluklar bunlarla sınırlı değil. Ortalama dünya ısısı, kayıtlı tarihin son 50 yıllık döneminde en yüksek hızlarda yükselmiş.
Hatırlarsanız 2003 yılında sıcak hava dalgaları, Avrupa’da 30 bin, Hindistan’da 1.500 ölüme yol açmıştı.
Kuzey Buz Denizi’nin 1978’den beri her 10 yılda bir yüzde 9 oranında küçüldüğü bildiriliyor.
2000 yılında Kuzey Kutbu’nda ilk kez martılar görüldü.
Afrika’daki Kilimanjaro dağında karların erimesi (Kilimanjaro ve Himalaya dağlarından elde edilen son görüntüler insanı hayrete düşürüyor) bu hızla devam ettiği takdirde 2020 yılına kadar hiç kar kalmayacağı kesinleşti.
“Acı ama gerçek” tanımı küresel ısınmanın sonuçları için yapılmış herhalde!
GORE BAŞKAN OLSA ABD KYOTO’YU İMZALARDI
Uygunsuz Gerçek’in yönetmeni Davis Guggenheim, bilimsel verilerin sunumunu ders havasından çıkartmak için aralara Gore’un özel yaşamından kareler serpiştirmiş.
Filmde Al Gore’un kişisel hayat yolculuğunun öyküsü de anlatılıyor. Henüz idealist bir üniversite öğrencisiyken gelecekteki büyük çevresel krizi ilk gören insan oluşundan başlayarak, yaşadığı aile trajedisi sonucu hayata bakış açısı tamamen değişen genç senatöre olan geçişi izliyoruz.
Gore’un dünya meseleleriyle ilgilenmeye başlaması, oğlunun geçirdiği kazaya bağlantılı. Al Gore, oğlu kurtulduktan sonra, kaybetme endişesini üzerinde yaşadığımız dünya için duymaya başlamış.
Başkanlık seçimlerini kaybetmesi de bu konu üzerine daha fazla eğilmesine olanak vermiş.
Gerçi başkan olsa Amerika şimdiye kadar Kyoto protokolünü çoktan imzalamış olurdu herhalde. Gore’un seçimi kaybetmesinin dünya için ne büyük talihsizlik olduğu açıkça ortada.
ÇOCUKLAR VE GENÇLER DE İZLEMELİ
Al Gore’un sunumlarını perdeye taşıyan ve kimi zaman Gore’un propagandası şeklinde ilerleyen Uygunsuz Gerçek’in sıkıcı olduğunu düşünmeyin.
Ben tüm filmi Al Gore’un esprili sunumundan büyük keyif alarak ama anlattıkları karşısında her geçen dakika daha fazla dehşete kapılarak izledim.
Bu filmi görmek, gerçeklerin farkına varıp, harakete geçmek boynumuzun borcu. Kıyamet senaryolarını çağrıştıran, ekstrem hava koşulları, seller, kuraklıklar, salgın hastalıklar ve öldürücü hava dalgaları hiç de uzakta değil çünkü.
Tüm bunları göz önünde tutarak söylenecek tek şey var; küresel ısınma ile ilgili bilimsel gerçekleri herkesin anlayabileceği bir dille anlatan ve bir acil yardım çağrısı yapan Uygunsuz Gerçek’i herkes, özellikle de öğrenciler mutlaka izlemeli.
MEDYA YANILTIYOR
Küresel ısınma konusunda çok sayıda bilimsel araştırma yapılmasına rağmen Al Gore, birçok Amerikalı’nın ve Amerikalı liderin hala böyle bir problemin varlığına inanmadığına dikkat çekiyor ve bu düşüncesini kanıtlamak için de son derece çarpıcı bir istatistik sunuyor. Uzman denetiminden geçmiş bilimsel yazıların yayınlandığı 928 derginin tamamında küresel ısınma problemine destek veriliyor. Buna karşılık kitlesel medyada yayınlanan yazılara bakıldığında yüzde 53 gibi ciddi bir oranda küresel ısınma sorununun varlığının kabul görmediği gözlenmiş. Başka bir deyişle, kitlesel medyayı takip eden milyonlarca insana verilen mesajlar, gerçek olgularla uyumlu değil.
KÜRESEL ISINMA NEDİR
Dünya atmosferindeki karbondioksit ve ısıyı tutan diğer gazların düzeyinin yükselmesi, küresel ısınmaya yol açıyor. Dünya üzerinde kalın bir battaniye işlevi gören bu gazlar, güneş ısısını tutmak suretiyle gezegenimizin ısınmasına sebep oluyor. Gaz miktarının artması sıcaklığın da artması demek. Arabalarımızda ve sanayi tesislerinde fosil yakıtlar kullandığımız sürece; ormanların ve tarımın yok olması sürdükçe bu gazlar oluşmaya devam edecek. Büyük karbondioksit kaynağından birisi otomobiller, diğeri ise kömürle çalışan enerji santralleri. Dünya çapındaki en büyük problem ise ormanların azalması. Bilim adamları, küresel ısınmanın yayılmasını önleyemediğimiz takdirde bu yüzyılın sonuna kadar ortalama sıcaklık düzeyinin 3 ile 9 derece arasında yükseleceğini söylüyorlar.
FAZLA LAMBALARI KAPATIN
Enerjinin etkin kullanımı, idareli kullanımı, yenilenebilir enerji kaynakları ve yeni politikalar küresel ısınma sorununun çözümünün parçalarından. Derhal atılabilecek adımlar arasında temiz yakıt kullanan araba üretimi, daha etkin araç-gereç üretimi, uluslararası düzeyde enerji tasarrufu var. Siz de kişisel olarak küresel ısınmaya karşı savaşmak istiyorsanız, ilk adım olarak elektrik ve su kullanımında daha dikkatli olmaya başlayabilirsiniz.