Güncelleme Tarihi:
Kayapınar Beldesi'nde yapımı tamamlanan ve daha sonra ‘Meyda' adı verilen park içine yukarıdan bakıldığında bazı çevrelerce ‘Kürdistan' olarak nitelendirilen Türkiye, Suriye, İran ve Irak'ın bir bölümü gösteren süs havuzu yaptıranlarla ilgili açılan davaya bugün başlandı. 3 bin 713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın 7/2 maddesi uyarınca 5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan Belediye Başkanı Zülküf Karatekin, Park ve Bahçeler Müdürü Askeri Kelekçier, Yapı ve Kontrol Sorumlusu Ahmet Sis, Kontrol Mühendisi Mustafa Sencar ile park ihalesini alan müteahhit Mehmet Gündoğdu'nun yargılanmasına Diyarbakır'daki 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Duruşmaya başkan Karatekin katılırken, diğer sanıklar gelmedi. ‘Kürdistan' haritalı havuz yaptırmakla suçlanan Karatekin savunmasında şöyle dedi:
“Söz konusu havuz başlangıçta elips şeklindeydi. Ancak parkın yapımında sorumlu olan teknik eleman arkadaşlar, bu şekilde havuzun imalatının zor olacağını, köşeli olması halinde daha rahat yapılabileceğini söyledi. Bende ek maliyet çıkarılmaması halinde belirtilen şekilde yapılabileceğini söyledim. Özel olarak yapılmış bir değişiklik değil, örgüt propagandası yapmış değiliz. Konunun basına yanlış aktarıldığı için bende projenin aslına uygun hale getirilmesini söyledim, kaldı ki o tarihte park inşaatı devam ediyordu.”
Mahkeme, Emniyet Genel Müdürlüğü'nden istenilen ‘Kürdistan'ı gösteren haritanın ulaştığını bildirirken davayı, savcının esas hakkındaki görüşünü açıklaması için ileri tarihe erteledi.
İddianame: PKK amacına hizmet
DTP'li başkan Karatekin hakkında hazırlanan iddianamede, parkın 4 köşesine 4 ayrı şelale yapıldığı, bu şelalelerin İran, Irak, Suriye ve Türkiye'deki toprakların bir bölümünü simgelediği, parka yapılan havuzun ise sözde ‘Kürdistan' haritası ile büyük benzerlik taşıdığı, incelenen park projesinde havuz olan yerde gölet bulunduğu ve harita şeklindeki ikinci havuz projesinden tamamen farklı olduğu ifade edildi.
İddianamede, PKK'nın Türkiye, İran, Irak ve Suriye devletlerinin toprakları üzerinde yaşayan Kürt topluluğun bulunduğu coğrafyayı ‘Kürdistan' olarak tanımladığı, Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki Kürt topluluğun yaşadığı bölgeyi ‘Kuzey Kürdistan' veya ‘Türkiye Kürdistan'ı diye adlandırdığı, PKK'ya göre ‘Kürdistan'ın 4 sömürgeci ülke tarafından 4’e bölündüğü ve başlatacağı devrim ile adı geçen parçaları bünyesine alarak bağımsız birleşik Kürt devleti kurmayı amaçladığı ve Kuzey Kürdistan üzerindeki sömürgenin bağımsız bir Kürt devleti kurularak yıkılabileceği tezini dile getirdiği, Kürdistan’ın 4 parçasında yaşayan Kürt’lerin kimliğini tanınması, ortadoğu halklarıyla birlikte Demokratik Ortadoğu Birliği’ni oluşturmayı amaçladığı bildirildi.
İddianamede, adı geçen sanıkların parktaki göletin değiştirilmesi için müteahhite kurşun kalemle çizdikleri harita şeklindeki havuzun yapılmasını istemeleri nedeniyle yapılan değişiklikten sorumlu oldukları, Belediye Başkanı Zülküf Karatekin'in gelişmelerden bilgi sahibi olduğu, müteahhitin proje değişikliğine itiraz etmemesi nedeniyle olaydan sorumlu olduğuna yer verildi. Başkan Karatekin'in alınan ifadesinde, ilk projedeki gölete elips şekli verilmesi nedeniyle sıkıntı yaşanması üzerine projede değişiklik yapıldığı savunmasının samimi bulunmadığı belirtilen iddianamede şöyle denildi:
“İnşaat tekniğinin bu derece geliştiği, her türlü kalıbın yapılmasının mümkün olduğu, hatta bina inşaatlarında daire, üçgen gibi şekillere yer vermenin olası olduğu bir zamanda elips şeklinde gölet veya havuz yapılamadığı savunması samimi değildir. Basında çıkan haberlerden sonra havuzun şekli köşeleri kaldırılarak elipse dönüştürülmeye çalışılmıştır. Sanıklar bu nedenle PKK’nın nihai hedefi olan Kürdistan haritası şeklinde bir havuz yapmak ve bölgede Kürt nüfusun yaşadığı Türkiye, Irak, İran ve Suriye’yi temsil eden 4 adet şelaleden harita şeklindeki havuza su akışını temsil etmek suretiyle kurulacak devletin bu ülkelere ait toprak parçaları üzerinde kurulacağını ifade etmek istemişler, PKK’nın amacı olan Kürdistan haritasını parka yerleştirerek bu şekilde örgüt propagandası yapmışlardır. Park henüz hizmete açılmamış olsa da yapımının açık alanda devam etmesi, çevredeki binalardan park alanının rahatlıkla görülüyor olması nedeniyle propaganda suçunun unsuru olan aleniyet gerçekleşmiştir. Bu nedenle sanıkların ayrı ayrı cezalandırılmaları kamu adına talep olunur.”