Kuraklık sofrayı da vurdu tarlayı da

Güncelleme Tarihi:

Kuraklık sofrayı da vurdu tarlayı da
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 10, 2007 12:40

Önemli üretim merkezleri Adana, Mersin, Hatay, Antalya, Bursa, Balıkesir, İzmir, Manisa, Samsun, Eskişehir, Konya ve Aydın'da sebze meyvede ciddi rekolte kayıpları yaşanırken, büyük üretim merkezlerinde fiyatlarda artış oldu.

Haberin Devamı

Sebze meyvede kuraklık nedeniyle yaşanan üretim düşüşü, tüketiciye “yüksek fiyat” olarak yansırken, kuraklık, bazı “yöresel lezzetlerin” üretimi de olumsuz etkiledi.

Ankara'nın çevresindeki Çubuk, Yenikent, Sincan, Kalecik, Beypazarı, Ayaş, Kızılcahamam gibi önemli tarımsal üretim merkezlerinin de kuraklıktan olumsuz etkilenmesi nedeniyle, bu illerden gelen yöresel sebze meyve çeşitlerinin miktarı da azaldı.

Hal yetkilileri, her yıl bu mevsimde Ankara'ya yoğun olarak gelmesi gereken Ayaş domatesinin çok sınırlı miktarda geldiğini, gelen domatesin de geleneksel olarak “iri elma-portakal” değil, mandalina büyüklüğünde olduğuna dikkati çekti. Çubuk'tan gelen daha önce neredeyse kiraz büyüklüğünde olan olan vişnenin de oldukça küçük olduğu belirtiliyor. Ankara'ya çevre illerden gelmesi gereken marul, kıvırcık, ıspanak, pazı, semizotu gibi yeşilliklerin miktarında da büyük azalma olduğu, birçok çiftçinin bu ürünleri üretmekten vazgeçtiği kaydediliyor. Kızılcahamam'dan gelen yeşil fasulye miktarı da beklenen düzeyde değil.

Haberin Devamı

Verilen bilgiye göre, geçen yıl ortalama 800 civarında olan Ankara toptancı haline günlük ürün getiren kamyon sayısı, bu yıl 500-600'lere düştü. Yetkililer, kamyon sayısındaki azalmaya karşın, bunun tüketilen ürünün azaldığı anlamına gelmediğini belirtirken, şu bilgiyi verdiler:
“Önceden çok fazla miktarda dökme ürün geliyordu. Tüccar, üreticiden, bahçeden mal alıp, kamyonla domates, patates, salatalık, soğan getiriyordu. Bu ürünlerin çoğu da yolda, pazarda heba oluyordu. Artık, bu tür ürünler ambalajlı ve tüketici tercihlerine göre değişik ağırlıklarda paketlenmiş olarak geliyor. O zaman da ürün ziyan olmuyor. Pazarlarda, dökme ürün satışı çok azaldı. Büyük marketlerle yaşanan rekabet nedeniyle, pazar esnafı az ama kaliteli ürün satıyor. Her hangi bir üründe sıkıntı yok. Ancak, kuraklık nedeniyle bazı yöresel ürünlerin gelimi azaldı. Ayaş domatesi, yeterince gelmiyor. Gelen ürün, eskisi kadar büyük değil. Kızılcahamam'dan hala fasulye gelmedi. Yenikent'ten gelen kavunlar da çok küçük. Beypazarı'ndan havuç gelmesi gerekiyordu, hala gelmiyor.”

Haberin Devamı

Yetkililer, toptancı hal yasasında yapılan değişiklikten sonra, artık büyük marketlerin de üretim yerlerinden aldıkları ürünleri hallerden geçirmek zorunda olduğunu hatırlatırken, bu uygulama nedeniyle Ankara haline gelen kamyon sayısının biraz arttığını, ancak dökme ürün gelişindeki azalma nedeniyle, genelde kamyon sayısının azaldığını kaydetti.

Antalya'dan gelen sera domatesinin hemen hemen bittiğini, artık, Çanakkale ve Eskişehir'den domates alındığını, 10 gün sonra da Tokat domatesinin devreye gireceğini anlatan yetkililer, normalde Eylül ayına kadar Adana'dan karpuz gelmesi gerekirken, neredeyse 15 gündür doğru dürüst ürün gelmediğini, Bafra, Bilecik ve Gaziantep'ten karpuz alındığını kaydetti. Yetkililer, önceden yaz aylarında hale günde ortalama 200-250 kamyon kavun karpuz gelirken, bu sayının 100-150'ye düştüğüne dikkati çekti.

Haberin Devamı

Ankara toptancı hal verilerine göre, geçen yıl Haziran ayında ortalama 1,75 YTL olan aysbergin kilogram fiyatı, yüzde 47 artışla 2,58 YTL'ye, biberin fiyatı 0,96 YTL'den 1,33 YTL'ye, dolma biberinin fiyatı 0,60 YTL'den 1,08 YTL'ye, brokolinin fiyatı 0,85 YTL'den 1,14 YTL'ye, domatesin fiyatı 0,43 YTL'den 0,52 YTL'ye, boncuk fasulyenin fiyatı 1,52 YTL'den 1,86 YTL'ye, havucun fiyatı 0,65 YTL'den 0,73 YTL'ye, kabağın fiyatı 0,38 YTL'den 0,48 YTL'ye, kıvırcığın fiyatı 2,14 YTL'den 3,03 YTL'ye, marulun fiyatı 3,03 YTL'den 3,59 YTL'ye, maydanozun fiyatı 0,08 YTL'den 0,13 YTL'ye, patlıcanın fiyatı 0,66 YTL'den 0,74 YTL'ye çıktı.
Aynı verilere göre, geçen yıl Haziran'da 0,48 YTL olan sebzelerin ortalama kg fiyatı bu yıl 0,52 YTL'ye yükselirken, 0,66 olan meyvelerin ortalama fiyatı değişmedi. Diğer taraftan, geçen yıl 19,1 YTL olan balığın ortalama kg fiyatı, bu yıl 33,69 YTL'ye ulaştı. Haziran'da hale gelen sebz miktarı 25,2 bin tondan 29 bin tona, meyve miktarı 40,8 bin tondan 42,8 bin tona yükseldi.

ANKARA'YA HANGİ ÜRÜN NEREDEN GELİYOR ?

Hal yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Ankara'ya elma; Isparta, Denizli ve Amasya'dan, armut; Bursa, Eskişehir ve Çanakkale'den geliyor. Ankara'da az miktarda yerli armut da yetişiyor.

Haberin Devamı

Manisa, İzmir, Mersin ve Isparta'dan üzüm, Bursa, Sakarya, Antalya ve Mersin'den erik, KKTC, Anamur ve Antalya'dan muz alınıyor. Karadeniz bölgesi ve KTC'den kivi, KKTC, Mersin, Antalya ve Hatay'dan limon, Adana, Antalya, Manisa'dan kavun geliyor. Ankara'nın Sincan ve Yenikent yörelerinde de kavun yetişiyor.

Karpuz; Adana, Bilecik, Gaziantep, Samsun ve Eskişehir'den, kayısı; Iğdır, Malatya ve Gaziantep'ten, şeftali; bursa, Eskişehir, Antalya ve Mersin'den, mandalina, greyfurt ve portakal; Mersin, Antalya Hatay ve KKTC'den, nar ise Denizli, Isparta, Eskişehir ve Antalya'dan geliyor.

Domatesin büyük bölümü Antalya, daha sonra Çanakkale, Eskişehir ve Tokat'tan gelirken, az miktarda Beypazarı, Ayaş'ta da domates yetişiyor.
Biber; Antalya, Bursa, Mersin, Eskişehir, fasulye; Antalya, Bursa Balıkesir ve Eskişehir'den alınırken, Kızılcahamam'ın yaylalarından da lezzetli fasulyeler geliyor. Kıvırcık; Sincan, Yenikent, Beypazarı yanında Mersin ve Antalya'dan da alınıyor. Salatalık; Antalya, Mersin ve Eskişehir'den, patates; Nevşehir, Niğde, Aksaray ve Afyon, soğan; Polatlı, Niğde, Nevşehir ve Hatay, patlıcan; Antalya, Mersin ve Bursa, havuç; Beypazarı, Konya ve Antalya'dan geliyor.

“İTHALATA GEREK YOK”

Tüm Bostan Sebze Meyve Komisyoncu ve Tüccarları Federasyonu (TÜMESKOM) Başkanı Burhan Er, kuraklık nedeniyle meyve sebzede fiyatların gittikçe yükseldiğini belirtirken, “Meyve sebzede geçen seneye göre yüzde 100-200 oranında fiyatların arttığını söyleyebiliriz” dedi.

Haberin Devamı

İstanbul Hal çıkış fiyatlarına bakıldığında geçen sene 25-50 YKr arasında satılan domatesin, şu anda 30 YKr ile 1 YTL arasında satıldığını ifade eden Er, “En fazla salatalıkta artış oldu. Geçen sene 25-35 YKr'ye satılan salatalığın şu anda halden çıkış fiyatı 1 YTL. Fasulye şu anda 1,5-3 YTL arasında, geçen sene 80 YKr ile 1,5 YTL arasında idi” diye konuştu.

Er, patlıcanın fiyatında bir değişiklik olmadığını, sivri biberin fiyatının ise geçen seneye göre yüzde 20 arttığını kaydetti.
Burhan Er, kuraklığın böyle devam etmesi halinde bunun kışa da yansıyacağını, kışın meyve sebzede sıkıntı çekilebileceğini vurguladı.
Şu anda meyve sebzede ithalatı gerektirecek herhangi bir durum olmadığını ifade eden Er, İsrail'in deniz suyunu arıtarak bu suyu tarım alanlarında kullandığını belirterek “Bizde de buna yönelik bir çalışma yapılmalı” dedi.
Burhan Er, kuraklıktan zarar gören çiftçilerin acilen desteklenmesini, Türkiye'de bir tohum üretim merkezinin kurulmasını istedi.
Er, geçen sene bu zamanlarda İstanbul'daki hallere 60 ile 120 bin ton arasında meyve sebze girdiği ama bu sene bu rakamın 25 bin ton ile 60 bin ton arasında değiştiğini sözlerine ekledi.

İZMİR

Türkiye'nin yaş sebze ve meyve üretiminin önemli merkezlerinden Ege Bölgesi'nde kuraklığın sebep olduğu verim kaybı nedeniyle, ürünün tarla satış fiyatı ve pazar satış fiyatı arasında büyük farkın oluştuğu açıklandı.

İzmir Ziraat Odası Başkanı Sedat Köse, kuraklığı fırsat bilen tüccarların tarladan ucuza satın aldığı ürünleri fahiş fiyatla pazarda satışa sunduğunu söyledi.

Sedat Köse, İzmir'in simgesi olan incir ve üzüm gibi ürünlerde kuraklık nedeniyle verim kaybının meydana geldiğini kaydetti.
Verim kaybının pazar satış fiyatlarına yansıdığını söyleyen Köse, şöyle dedi:
“Üzümde çatlama ve deformasyon gözlemliyoruz, verim kaybı söz konusu. Çiftçi narenciye ağaçlarında da aynı sorunla karşı karşıya. İlk tespitlerimize göre verim kaybı yüzde 20 ile 25 arasında. Bu verim kaybını fırsat bilen bazı tüccarlar pazar fiyatlarında büyük dengesizlik yaşanmasına neden oluyor. Kuraklık, tüketiciye yüzde 100 pahalıya mal oluyor.”

ŞEFTALİ, KİRAZ, BAMYA FİYATLARI

İzmir'in Kemalpaşa ilçesi Ziraat Odası Başkanı Bülent Oray ise bölgelerinin en önemli ürünlerinin kiraz ve şeftali olduğunu hatırlatarak, kuraklık nedeniyle söz konusu ürünlerindeki üretimin düştüğünü ifade etti.

Meyve suyu üreten şirketlerin tarla fiyatını bu yıl yüksek tuttuğunu ifade eden Oray, “Fiyatlar bu yıl çok yükseldi. Kirazın kilogramı tarlada 70 YKr'ye, pazarda ise 1,5-2 YTL'ye yükseldi. Üreticinin tarlada 80 YKr'ye sattığı şeftali ise pazarda 2-2,5 YTL'ye kadar çıktı” diye konuştu.

İzmir'in Ödemiş ilçesi Ziraat Odası Başkanı Ahmet Kocahan da bölgenin geleneksel tarım ürünleri olan domates, biber ve bamyada üretim düşüklüğü yaşandığını söyledi.

Üreticinin kuraklık sebebiyle pazara az ürün sunabildiğini kaydeden Kocahan, “Bölgemizdeki domates tarlaları kurudu, artık domates yok. Üreticinin tarlada sattığı fiyat 30 YKr civarında, pazarda satışa sunulduğu fiyat ise 50-60 YKr” dedi.
Ahmet Kocahan ilçenin bir başka tarımsal ürünü olan bamyada da iki fiyat arasındaki makasın açıldığını, üreticinin 3 YTL'ye sattığı bamyanın pazar tezgahlarında 5 YTL'ye alıcı bulduğunu kaydetti.

ANTAKYA VE MERSİN HALLERİ

Antakya Belediyesi Hal Müdürü Alamettin Emiroğlu da halde meyve-sebze fiyatlarında geçen yıla oranla bir anormallik yaşanmadığını söyledi.

Kentte üretilen yaş sebze-meyvenin iç piyasada tüketildiğini, büyükşehirlere ürünlerin hal dışından tüccarlar tarafından gönderildiğini belirten Emiroğlu, “Halde sebze-meyve fiyatları uygun. Ancak, tüketiciye ulaşıncaya kadar ikiye katlanıyor. Bazı satıcılar son günlerde yaygın olan kuraklığı kullanarak fiyatı suni olarak artırıyorlar. Bu da tüketicileri mağdur ediyor” dedi.

Mersin Büyükşehir Belediyesi Hal Müdürü Atilla Gümüşoğlu da aşırı sıcaklar nedeniyle verimde ve kalitede düşüş yaşandığını belirterek, hasadın devam etmesi nedeniyle yaşanan kuraklığın etkisinin fiyatlara yansımadığını, bunun 2 ay sonra piyasaya yansımasının beklendiğini bildirdi.

Gümüşoğlu, Mersin'de yetiştirilen sebze-meyvenin yüzde 60'ının Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine, yüzde 40'ının ise İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirler ile Karadeniz'e gönderildiğini vurguladı.

ANTALYA TOPTANCI HALİNDE SESSİZLİK

Antalya Toptancı Sebze ve Meyve Hali Müdürü Hüseyin Kara, AA muhabirine, sahil kesimindeki tarlalarda ürünün bittiğini, seraların yeni sezona hazırlandığını, bu nedenle Hal'e daha çok meyve geldiğini, ancak meyve girişinin de yetersiz olduğunu bildirdi.

Hüseyin Kara, “Bu mevsimde Toptancı Hal'de 1-2 aylık durağan bir dönem yaşanır. Hal'e üzüm, incir gibi meyve geliyor. Bu mevsimde domates, biber daha çok yayla kesiminden geliyor” dedi.

-KUMLUCA HALİ KAPANDI

Türkiye'nin örtü altı sebze üretiminde yüzde 40'nı karşılayan ve üretilen ürünlerin yüzde 25'nin ihraç edildiği Antalya'nın Kumluca ilçesindeki Toptancı Yaş Sebze ve Meyve Hali sezon sonu olması nedeniyle kapandı. Yılda yaklaşık 10 ay süreyle hizmet veren Toptancı Hali, seralarda sezon olması nedeniyle kapandı.

Yaklaşık 40 bin dekar alanda üretim yapılan Kumluca'da seraların yüzde 50'sine yakın bir bölümünde bu günlerde çiftçiler tarafından erken güzlük ekimi hazırlığı yapılıyor. Erkenci ürünlerin Kasım ayı başlarında Toptancı Hal'e gelmesi bekleniyor.

KORKUTELİ BARAJINDAN TARLALARA SU VERİLMİYOR

Korkuteli Ziraat odası Başkanı Musa Büyükçetin, aşırı sıcaklar yüzünden, Korkuteli çevresindeki tarlalarda yüzde 50 oranında ürün kaybı meydana geldiğini bildirdi.

Büyükçetin, Korkuteli Sulama Birliğinin Korkuteli Barajında yeterli su rezervine ulaşılamaması nedeniyle, bu yıl sadece meyve bahçelerine su verme kararı aldığını, sebze ekili tarlalara ise su verilmeyeceğini açıkladığını kaydetti.

Büyükçetin sebze üretimini sondaj kuyuları bulunan Kızılcadağ, Küçükköy, Mamatlar, Kızılaliler, Bahçeyaka, Dereköy, Sülekler ve Taşkesiği köylerinde yapılabildiğini belirtti.

Büyükçetin, üretimin yetersiz olması yüzünden fiyatların da arttığına dikkati çekerek, geçen yıl 1 YTL civarında olan sıkık fasulyenin bu yıl 3 YTL'den alıcı bulduğunu kaydetti. Dolmalık biberin fiyatının da 75, Ykr'den 1,5 YTL'ye yükseldiğine değinen Büyükçetin, 25 Ykr olan domatesin 1 YTL'ye, 2 YTL olan bamyanın 3 YTL'ye, 1 YTL olan patlıcanın 2 YTL'ye, 2 YTL olan barbunyanın 3 YTL'ye satıldığını da belirtti.

İNSUYU FASULYESİ KIYMETE BİNDİ

Türkiye'de en çok taze fasulye üretilen bölgeler arasında gösterilen Burdur'un İnsuyu bölgesinde de bu yıl ürün rekoltesinin düşmesi, fiyatların yükselmesine yol açtı.

İnsuyu havzasındaki 30 bin dekar arazide taze fasulye üretimi yapan köylüler, susuzluğun yanı sıra, elektrik kesintilerinden de yakınıyor. Sondaj kuyularından elektrikli pompalarla su çekip, tarlalarını sulayan çiftçiler, voltajların sık sık düşmesi veya elektrik kesintisi yüzünden tarlalarını sulayamadıklarını belirtiyorlar.

Geçen yıl İnsuyu havzasında 8 bin ton dolayında olan taze fasulye rekoltesinin bu yıl 5-6 bin ton civarında gerçekleşmesi bekleniyor. Üretici, verimin düşük olmasından yakınırken, diğer yandan da geçen yıl 2 YTL'ye sattığı taze fasulyenin bu yıl 3 YTL'ye rahatlıkla alıcı bulmasından ötürü ekonomik olarak sıkıntıya girmediklerini de belirtiyor.

BURSA

Türkiye'de sanayide olduğu kadar sebze-meyve üretiminde de önemli yeri bulunan Bursa'da, en önemli tarımsal ürünler olan, şeftali, armut, domates, biber ve buğdayda önemli rekolte kayıpları yaşandığı bildirildi.

Bursa Ziraat Odası Başkanı Fuat Sarı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 4. büyük kenti olan Bursa'nın tarımsal üretim anlamında da ülke açısından büyük önem taşıdığını belirterek, Bursa denilince akla gelen ilk ürünlerden olan şeftalinin, nisan ayında yaşanan dondan etkilendiğini söyledi.

Şeftali bahçelerinin düzenli olarak sulandığını anlatan Sarı, “Bursa'da meyvecilikte şeftali ve armut en yaygın olanlar. Sebzecilikte ise domates, biber ve fasulye yaygın şekilde ekiliyor. Sebzede kuraklık nedeniyle büyük zarar oldu. Mesela fasulye yok denecek kadar az” dedi.

Sarı, bahçeden 80 YKr-1,20 YTL arasında alınan, hallerde 1,5-2,5 YTL'ye, pazarlarda ise 1,8-2 YTL arasında satılan şeftalide bu yıl rekoltenin oldukça düştüğünü belirterek, “Geçen seneye göre yüzde 60-70 oranında azalma var. Şeftalideki zarar kuraklıktan değil, nisan ayındaki dondan kaynaklandı. Armutta da kuraklık nedeniyle yüzde 10-20 oranında zarar var” diye konuştu.

Karacabey İlçe Ziraat Odası Başkanı Nuri Karaca da Türkiye'nin salçalık domates ihtiyacının yüzde 40'ının sağlandığı ilçede geçen yıl yaklaşık 50 bin dekar alanda ekimi yapılan domatesten dekar başına 10 ton verim elde edildiğini vurguladı.

Bu yıl ekim alanı 40-45 bin dekara düşen domatesten dekar başına 6-7 tonluk verim beklendiğini ifade eden Karaca, şunları söyledi:

“Ürünler çiçek halindeyken aşırı sıcaktan zarar gördü. Su ihtiyacı da karşılanamadı. Bu yıl domateste kuraklık nedeniyle yüzde 30-40 zarar var. Fabrikalar ürünü tarladan 1,1 YTL'den alıyor. Bu fiyatlar 5 sene öncenin fiyatları. Böyle giderse gelecek yıl Karacabey'de üretim yapmamayı planlıyoruz. Salça piyasasında dünya çapında bir fiyat artışı oldu, fabrikalar bundan yararlanıyor, ama bunu üreticiye yansıtmıyorlar.”

İlçede üretilen önemli bir ürünün ise mısır olduğunu anlatan Karaca, şunları kaydetti:

“Geçen yıl 150 bin dekar alanda ekimi yapılan mısırın ekim alanları, bu yıl 110-120 bin dekara düştü. Bu üründe ortalama dekar basına 1 ton verim elde ediliyor. Birinci ürünlerde 1 ton olan verimin, kuraklık nedeniyle ikincide 500-600 kilograma düşmesi bekleniyor. Çoğu yerde de ikinci ürünler, su yokluğu nedeniyle tarlada kaderine terk edildi. Ayrıca şu anda Karacabey bölgesinde çeşitli ürünlerin ekili bulunduğu 4-5 bin dekar tarla, susuzluk nedeniyle adeta terk edildi.”

Yenişehir İlçe Tarım Müdürü Mahmut Doğru da ilçede 150 bin dönüm alanda buğday, 96 bin dönümde ayçiçeği, 32 bin dönümde arpa ve 13 bin dönüm alanda da biber üretimi yapıldığını bildirdi.

Kuraklık ve aşırı sıcaklar nedeniyle buğdayda yüzde 50'lere varan zarar meydana geldiğini, diğer ürünlerde ise zararın yüzde 40 civarında olduğunu dile getiren Doğru, ilçenin en önemli ürünü olan ve tarladan çıkış fiyatı 1,5 YTL olan biberin, pazarlarda 1,8-2,7 YTL arasında satıldığını söyledi.

BALIKESİR

Balıkesir Ziraat Odası Başkanı Sami Sözat ise il genelinde yaygın olarak ekimi yapılan buğdayda, kuraklık nedeniyle ciddi anlamda zarar yaşandığını, Balıkesir'in kuraklıktan zarar gören iller kapsamına alındığını vurguladı.

Balıkesir'de, hububatta yaşanan zararın yüzde 50-60'lara ulaştığına işaret eden Sözat, şöyle konuştu:

“Yem bitkilerinde yine aynı oranda zarar var. Buğday tarlalarında geçen yıllarda dönüm başına yaklaşık 500 kilogram ürün alınan yerlerden bu yıl 50-100 ürün ancak alınabildi. Zeytinde de zarar var. Yine Manyas ilçesinde yaygın olarak ekimi yapılan çeltik de susuzluk nedeniyle kuruyor. Çiftçiler ürünlerini sulayacak su bulamıyor. Barajlardan, göllerden su verilemiyor. Göletler zaten kurudu. Bu şekilde devam ederse gelecek yıl bundan daha fazla zarar olacaktır.”

Sözat, Balıkesir'in en önemli ürünlerinden olan fasulyenin de kuruduğunu, bu üründe yüzde 80'lere varan bir zararın söz konusu olduğunu kaydetti.

MANİSA

Manisa Ziraat Odası Başkanı Nuri Şeyda Sorman da bölgedeki tüm geleneksel tarım ürünlerinin kuraklıktan zarar gördüğünü belirtti.

Kış aylarında toprağın suya doymadığını kaydeden Sorman, “Toprakla, bitki arasındaki iletişim düzgün olmadığı için yeterli üretimi yakalayamadık. Rekolte düşüklüğü bekliyoruz. Kuru üzüm, mısır gibi ürünlerimizin yanı sıra yaş sebzelerden domates de kuraklıktan etkilendi” diye konuştu.

İldeki üreticilerle anlaşma yapan bazı fabrika yönetimlerinin domatesi tarladan 12,5 YKr'ye satın aldığını ifade eden Sorman, bazı pazarlarda domatesin 80-90 YKr'ye satışa sunulduğunu, bazı pazarlarda ise 1 YTL'ye alıcı bulduğunu söyledi.

Uşak Ziraat Odası Başkanı Nafız Mıdık ise geleneksel tarım ürünlerinin çilek, elma, vişne, kiraz, kavun ve karpuz olduğunu belirtti.

Kuraklık nedeniyle ilde en çok etkilenen tarım ürünlerinin kuru hububat, arpa, buğday, nohut ve haşhaş olduğunu belirten Mıdık, “Kavun ve karpuz üreticiden 15 YKr'ye satın alınıyor, tüccarlar ise pazarda tüketiciye 50 YKr ve 1 YTL arasında satıyor” dedi.

SAMSUN

Samsun'da, Kızılırmak'ın denize döküldüğü yerde bulunan Bafra Ovası'nda kuraklık nedeni ile ciddi oranda ürün kaybı yaşanmazken, Yeşilırmak'ın denize döküldüğü alanda yer alan Çarşamba Ovası'nda ise sulama sorunlarından kaynaklanan nedenlerle bu yıl yaklaşık 20 bin ton ürün kaybının beklendiği bildirildi.

AA muhabirinin ilçe tarım müdürlüklerinden edindiği bilgiye göre, Bafra Ovası'nda 7 bin 503 hektar alanda 223 bin ton yazlık sebze üretimi yapılıyor.

Bafra'da çiftçiler diğer bölgelerde yaşanan kuraklık nedeni ile bu yıl ürünlerinin para ettiğini söylediler. Geçen yıl kavun, karpuz ve domatesin kilosunu 20 ve 25 Ykr'den sattıklarını söyleyen çiftçiler ise bu yılki fiyat artışlarından memnun görünüyor.

Ovada en çok üretilen Capia Biber'in geçen yıl ki fiyatının 30 Ykr olduğunu kaydeden çiftçiler, bu yıl fiyatın 40 Ykr olacağını belirtiyorlar.

Tarım İlçe Müdürlüğü yetkilileri ise ovada sulu tarım yapılan alanlarda kuraklık nedeni ile sıkıntı yaşanmadığını, ciddi oranda ürün kaybı oluşmadığını belirtirken, yaşanan ürün kayıplarının genellikle hastalıklardan kaynaklandığını söylediler.

Yetkililer, susuz tarım yapılan mısır, tütün, ayçiçeği ve fındık ürünün de ise kuraklık sıkıntısı yaşandığını bildirdi.

Çarşamba'da fasulye üretiminin bu yıl kuraklık nedeni ile 59,4 bin tondan 40 bin tona düşeceğini söylediler. Bu yıl kuraklık nedeni ile 19 bin 400 ton ürün kaybı beklenen fasulye, geçen yıl halden 60 YKr ile 1 YTL arasında çıkarken bu yıl 1 ile 1,5 YTL arasında satılıyor. Sivri biberin hal fiyatı ise 15 YKr ile 60 YKr arasında değişirken, geçen yıl 20 YKr ile 50 YKr arasında alıcı bulan domates bu yıl 75 YKr'den halden çıkıyor. Ovada açılan kuyulardan taban suyu kullanılarak sulama yapıldığı için bazı üreticilerin susuzluk ile karşı karşıya kaldığına işaret eden yetkililer, yüzey suyu ile sulama yapılan Bafra Ovası'nda kuraklık sorununun yaşanmadığına dikkat çektiler.

Kumköy Regülatörünün tamamlanması halinde bu sorunun aşılacağına inandıklarını söyleyen yetkililer, gelecek yıllarda daha ciddi ürün kayıpları ile karşılaşılmaması için regülatörün bin an evvel devreye sokulması gerektiğini vurguladılar.

ESKİŞEHİR

Eskişehir'de yoğunlukla Sakarya Vadisi'nin bulunduğu Sarıcakaya, Mihalgazi ve Mihalıççık ilçelerinde üretimi yapılan sebze ve meyveler Eskişehir'in yanı sıra Ankara, İstanbul ve Antalya'ya pazarlanıyor.

Eskişehir Ziraat Odası Başkanı İbrahim Çetinkaya, AA muhabirine, Sarıcakaya ve Mihalgazi'de daha çok sebze üreticiliğinin yapıldığını belirterek, bu bölgelerde domates ağırlıklı üretimin bulunduğunu kaydetti.

Domatesin yanında yeşilliğin önemli ölçüde bölgede yetiştirildiğini ifade eden Çetinkaya, şöyle konuştu:

“Eskişehir'de sebze tarımı yapılan alanlar toplam tarım alanlarının yüzde 1,05'ini oluşturuyor. Merkez ilçe ve çevresindeki sulanabilir alanlarda sanayi tipi domates, lahana, marul ve soğan yetiştiriciliği gelişme gösterdi. Eskişehir'de genelde sebze yetiştiriciliği açıkta yapılıyor. Ancak, Sarıcakaya, Mihalgazi ve Mihalıçcık ilçelerinde, mikro klima özelliği gösteren yerlerde, seracılık da yapılıyor. Sarıcakaya'da nar, Mihallıçcık'ta kiraz, Bektaşpınar ve Taşköprü köylerinde de kiraz, elma ve armut üretimi yapılıyor.”

Çetinkaya, yaşanan kuraklık nedeniyle sebze ve meyve veriminde düşüş olduğunu da kaydetti.

Çiftçinin suyu bilinçli kullaması gerektiğini anlatan Çetinkaya, şöyle devam etti:

“Çiftçi Ziraat Bankası'ndan sıfır faizli sulama kredisi kullanabilir. Böylece damlama sulamaya geçebilir. Kuraklık nedeniyle ürün verimiminde düşüş var. Hal böyle olunca sebze ve meyve fiyatlarında artış yaşandı. Bu fiyat artışında aracı daha fazla kazanıyor. Sebze ve meyveyi çiftçiden aldıkları fiyatın 3-5 katı daha fazla paraya satıyorlar. Eskişehir'de üretilen sebze ve meyve, kentin yanı sıra İstanbul, Antalya ve Ankara'ya pazarlanıyor.”

KONYA

Konya'nın çumra ilçesinde elektrik kesintileri nedeniyle fasulye, domates ve pancarlar yeterince sulanamadığı için bu ürünlerde yüzde 35-40 oranında rekolte kaybı bekleniyor.

Çumra Ziraat Odası Başkanı Süleyman Akbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kuraklığın etkilerinin bir tarım merkezi olan Çumra'da yoğun şekilde hissedildiğini söyledi.

İlçede en çok ekilen ürünlerden biri olan fasulyenin çok su istediğini anlatan Akbaş, “Fasulyenin en geç 6 günde bir sulanması gerekiyor. Ancak kurutucu rüzgar ve yakıcı güneşin etkisiyle fasulye, geçmiş yıllara göre bu yıl daha sık aralıklarla su istiyor” dedi.

Voltaj düşüklüğüne bağlı olarak Çumra'da sıkça elektrik kesildiği için fasulyelerin sulanmasının geciktiğini belirten Akbaş, şunları kaydetti:

“Klima kullanımındaki artışa paralel olarak elektrikler sıkça kesildiği için yer altından su çeken su pompaları çalışmıyor. Bu nedenle fasulye üreticisi çiftçimiz zor durumda. Ayrıca, elektrik voltajının dengesizliği, çok sayıda su pompasının yanmasına neden oldu. Elektrik kesilmesi ve kuraklığın etkileri nedeniyle domates ve pancar çiftçisi de benzer sorunlar yaşıyor. Bu ürünlerde yüzde 35-40 oranında rekolte kaybı bekliyoruz. Domates hasadı ilçemizde yeni başladı. Rekolte kaybı bir kaç ay içinde net olarak ortaya çıkacak.”

Akbaş, bölgede yaygın olarak yetiştirilen kabağın ise aşırı sıcaktan yandığını sözlerine ekledi.

Meram Ziraat Odası yetkilileri ise Konya genelinde kuraklık yüzünden domateste yüzde 50, salatalıkta yüzde 40 rekolte kaybı beklendiğini belirterek, patlıcan ve biber gibi ürünlerde bir sorun olmadığını bildirdi.

AYDIN

Türkiye'nin en önemli incir üretim merkezi Aydın'da, bu yıl kuraklık dolayısıyla verim ve kalitenin düştüğünü bildiriliyor.

TARİŞ İncir Birliği Denetim Kurulu Üyesi Hasan Hüseyin Karazor, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Aydın il genelinde kurutmaya elverişli sarı lop cinsi incir ağaçlarının Küçük ve Büyük Menderes Havzası'nda yer aldığını ve buradaki ağaç sayısının da yaklaşık 6-7 milyon arasında olduğunu bildirdi.

İncir ağacının metrekareye 600 ile 630 milimetreküp yağış istediğini ama bu yıl Aydın Meteoroloji İşleri Müdürlüğünün verilerine göre Aydın'da metrekareye 240 milimetreküp yağış düştüğünü belirten Karazor, şunları söyledi:

“Geçen sene yapılan üretim 60 bin ton civarındaydı. Kuraklık, sıcaklık ve kuzey rüzgarlarının (poyraz) sert esmesi nedeniyle bu yıl incirde yaşanan verim ve kalite düşüklüğü yüzde 40 civarında. Yaşanan bu verim ve kalite düşüklüğü bu seneye has bir durum. Daha önceki on yıl içinde yaklaşık aynı oranlarda bir üretim söz konusuydu. Bu da yıllık 55 bin, 60 bin ton civarlarındaydı. Üretimin düşmesi muhakkak ki fiyatlara da yansıyacaktır. Çünkü yüzde 90'ı ihraç edilen bir ürünle karşı karşıyayız.”

Aydın'da kuraklıktan en çok tek geçim kaynağı incir olan çiftçileri etkilediğini vurgulayan Karazor, “Son üç dört yılda incir fiyatında ki artış yılda yüzde 3 ile 5 arasında seyrediyor. Ama bunun karşı girdi rakamlarında büyük artışlar söz konusu. Çiftçimizin bu gün için en büyük beklentisi kuraklık yardımı alan Aydın'da incir çiftçisininde bu Kuraklık Kararnamesi'nden faydalanması. Tarım Kredi Kooperatifi'ne ve Ziraat Bankası'na olan borçlarının ertelenmesidir” diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!