Güncelleme Tarihi:
Kentte, DSİ tarafından alınan karar üzerine haziran ve temmuz aylarından barajlardan Büyük Menderes Nehri'ne salınan sularla çiftçiler başta pamuk olmak üzere ürünlerini 2 kez suladı. Yılda 4 kez sulama yapan çiftçiler, 15 Ağustos itibarıyla barajlardan su salınması kesilince ürünlerinin kurumaması için çevredeki azmaklara yöneldi. Kırsal Yeniköy ve Bıyıklı mahallerinin alt kısmında bulunan 5 kilometre uzunluğundaki Büyük Menderes Nehri eski yatağı da bunlardan biri oldu. Bölgedeki çiftçiler ürünlerini sulamak için buradan traktörlerle tarlarındaki kanallara su çekmeye başladı. Her gün çok sayıda traktörün su çektiği nehrin eski yatağında sular bitme noktasına geldi.
Su azalınca oksijen seviyesinin düşmesi sonucu binlerce balık da telef oldu. Balık ölümleri üzerine çiftçiler, tedbir alınması için başta DSİ ve Tarım ve Orman Müdürlükleri olmak üzere belirli yerlere giderek dilekçe verdi. Binlerce kuş, su yüzeyindeki ölü balıkları yemek için bölgeye akın etti. Nehrin eski yatağındaki sazan ve yayın başta olmak üzere çok sayıda balık türü kuraklık nedeniyle yok olma tehlikesi yaşıyor.
'SIRAYLA SULAMA YAPILSA BU DURUMA GELİNMEZDİ'
Mahalleli olarak balıkların kurtarılmasını istediklerini belirten çiftçi Muhammet Çakır, yetkililere durumu bildirdiğini söyledi. Çakır, “Balık ölümlerinin nedeni kontrolsüz su çekildiği için su seviyesi çok düştü ve oksijensiz kalan balıklarda ölmeye başladı. Çiftçilerin büyük bölümü buradan tarlasını sulamak için su çekmeye başladı. Böyle olunca da bir hafta içerisinde nehir yatağındaki su seviyesi dibe vurdu. Çiftçiler günlere yayılarak sırayla su çekseydi bu balıklar telef olmazdı” diye konuştu.
'BU DURUMA ÇOK ÜZÜLÜYORUZ'
Çiftçi Özkan Güzey ise, "Çocukluğum ve gençliğim biz yöre halkının 'azmak' olarak nitelediği büyük Menderes Nehri'nin eski yatağında geçti. Burada çok balık avlayıp, yedik. Ancak bu balıkların bu şekilde ölmesi bizleri çok üzüyor. Bu şekilde giderse gelecekte bu azmakta canlı yaşamı devam etmeyecek. Çünkü bu azmağa başka balıkların giriş yapabileceği bir kanal yok. Her tarafı kapalı. Bu yıl çok kurak bir yıl oldu. Çiftçilerde mahsullerini buna rağmen ekti. Çiftçiler de haklı çünkü sulanması gerekiyor. Ancak sulamayı bilinçsiz şekilde yaptıkları için burası bu hale geldi. Sırasıyla sulama yapılsaydı sorun yoktu. Bir anda herkes buraya yüklendi. Su seviyesinin düşmesiyle oksijen azaldı ve balıklar da telef oldu. Kurutma kanallarının suları da buraya akıyor. Çevre mahallelerin kanalizasyon suları buraya salınıyor. Oksijen olmayışı ve pis suların daha çok olduğu Büyük Menderes Nehri eski yatağında artık canlılara yaşam alanı kalmadı. Biz bu duruma çok üzülüyoruz" ifadelerini kullandı.
'ACİL ÖNLEM ALINSIN'
Acil önlem alınmasını isteyen Ahmet Kaplan da, "Yıllarımız bu azmakta balık tutmakla ve piknik yapmakla geçti. Ancak buradaki balıklarda şimdi ölmeye başladı. Her geçen gün de ölümler hızlanarak çoğalıyor. Buraya acil önlem alınması gerekiyor. Gerekli kontroller yapılsın, hiç olmazsa kalan balıkları kurtarabilelim" dedi.
ALPARSLAN-1 BARAJI'NDAKİ TEKNELER KARAYA OTURDU
Muş’ta Alparslan-1 Barajı'nın su seviyesi kuraklık nedeniyle düşünce tekneler karaya oturdu. Çekilme nedeniyle baraj suyunun altındaki Erentepe ve Gülçimen köylerindeki bazı evlerin kalıntıları ile bir mezarlık da gün yüzüne çıktı.
Varto ve Bulanık ilçeleri arasında 2002 yılında hizmete alınan Alparslan-1 Barajı'nın suları kuraklık nedeniyle çekildi. Daha önce, 114 kilometrekarelik baraj gölünün altında kalan Erentepe ve Gülçimen köylerindeki bazı evlerin katıltıları ortaya çıktı. Suyun çekilmesiyle birlikte vatandaşlar, mezarlığa giderek yakınları için dua etti. Gölde yaşanan çekilme sonrası balıkçı tekneleri de karaya oturdu. Çekilen alandaki toprakta da yarılmalar oluştuğu görüldü.
Baraj sularının ilk zamanlarda köy yolunun kıyısına kadar ulaştığını bu nedenle yeni bir yol yapıldığını anlatan köylülerden Mehmet Çiçek, "Şu an baktığımız zaman o sulardan hiçbir eser kalmadığını görüyoruz. Son 10 yıldır ilk defa baraj gölünü bu şekilde görüyorum. Kuraklık gerçekten memleketin her tarafında etkili olduğu gibi, şu anda da bizim bölgemizde, yaşadığımız coğrafyada da bunu hissedebiliyoruz, görebiliyoruz" dedi.
Barajın çekilmesiyle birlikte su altındaki evlerin ortaya çıktığını ifade eden Çiçek, "Baraj suları altında kalan köyler, evler, mezarlıklar gün yüzüne çıktı. Biz de bunu fırsat bilerek hem köylerimizi geziyor hem de mezarlıktaki yakınlarımıza dualar ediyoruz" diye konuştu.