Güncelleme Tarihi:
Modern yaşamın getirdiklerinden kaçarken, dünyanın cennetten bir köşesine gidip orada vahşetle karşılaşan bir gencin öyküsü.
TITANIC filmindeki başarısından sonra hayran kitlesini iyice genişleten Leonardo Di Caprio'nun başrolünü oynadığı Kumsal (The Beach) filmi, sinemalarda.
Başrollerini Leonardo Di Caprio, Tilda Swinton, Robert Carlyle ve Virginie Ledoyen'in paylaştıkları filmin yönetmeni Trainspotting filminden tanıdığımız Danny Boyle, yapımcı ise Andrew MacDonald.
İzleyici karşısına çıktığı ilk günlerde eleştirmenlerin farklı yorumlar ve yaklaşımlar getirdikleri Kumsal, pek çok film gibi olumlu ve olumsuz eleştirilerin de hedefi oldu. Alex Garland'ın 1996 yılında çıkan aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan bu filmi bazı sinema yazarları pek çok problemi olan bir yapım olarak değerlendirdi. Genç aktör Leanordo Di Caprio'nun öncekilerden farklı bir rolle kamera karşısına geçmiş olması ise, onun yenilikler deneyerek sınırlarını genişletmek isteyen bir aktör olduğu yönünde değerlendirildi.
Yönetmen Boyle da ünlü oyuncunun bu filmdeki rolüyle ilgili olarak şöyle dedi: ‘‘Leo inanılmaz bir oyuncu, taptaze ve çok orijinal fikirlerle dolu. Canlandırdığı karakter başlı başına bir kahraman ve çok gizemli bir havası var... Leo her ne kadar inkar etse de, Avrupalı bir gezgini canlandıracak kadar Avrupalı görüntüsüne sahip.’’
PHI PHI ADALARI...
Çekim araştırmaları sırasında kumsalda yapılacak çekimler için ekstra palmiye ağaçlarına ihtiyaç duyulunca gerekli başvurularda bulunularak ekstra ağaçlar dikildi. Tabii daha sonra kumsalı eski haline getirmek koşuluyla.
Filmin çekimleri Tayland'da gerçekleştirildi. Tıpkı filmin ana karakteri Richard gibi ekip de Bangkok, Ko Samui, Kho Pangan, Ko Tao, Phuket ve Phi Phi Adaları'nı gezmek zorunda kaldılar. Bu geziler sonunda Phi Phi Adaları'nı tekrar keşfettiler. Phuket'te küçük bir adalar topluluğu olan Phi Phi bembeyaz kumla kaplı ideal bir sahilde, denize kadar sarkan çok güzel yemyeşil tepelere ve harika bir göle sahipti...
Yapımın gerçekleşmesi için kurulan teknik ekibin üçte ikisi Tayland'lıydı. 300 kişiden fazla olan bu ekip ilk kez Tayland'da gerçekleştirilen bir yabancı filmin de yaratıcıları arasına girmiş oldu.
Gerçeğin peşinde
Gerçek olan bir şeyleri bulma isteği ya da gerçek insanlara ulaşma çabası genç bir Amerikalı gezgin olan Richard'ı Tayland'a kadar sürükler. Aklında tüm teknolojik çılgınlıklardan uzaklaşmaktan başka bir şey yoktur. Bangkok'ta ucuz bir otelde bir Fransız çiftle tanışır. Aynı oteldeki bir başka yabancı ise Daffy adındaki ilginç bir adamdır. O da hayatı boyunca bir gezgin olarak yaşamış ve dünya üzerinde hiç kimsenin dokunmadığı bir sahilin varlığına inanmıştır. Gerçek bir cennet olarak anlattığı bu sahilin yerini ise yalnızca kendisinin bildiğini söyler. Belki de bu Richard'ın aradığı değişik ve gerçek olan şeydir. Ertesi gün Richard, kapısında elde çizilmiş bir harita bulur ve Fransız arkadaşları ile birlikte bu olağanüstü güzel fakat gerçek olan adayı ve sahili keşif için yola çıkmaya karar verirler.
Daffy'nin bıraktığı haritayı takip ederek varmak istedikleri sahile ulaşırlar. Fakat hayatlarını bile tehlikeye atarak vardıkları bu sahilde kendileri gibi başka gezginlerin de olduğunu ve bu sır dolu yerde yaşadıklarını görürler. Her şeyden uzak kalmış dünyada aslında gizli bir cennet arayan Richard bambaşka bir cehenneme düşmüştür.
Filmde kitapta işlenen asıl konu olan, modern hayatın gereklerinden kaçan insanların, cenneten bir köşe olan bu yerde bile vahşetle karşılaşabilecekleri anlatılıyor.