Kumpasın başındaydı

Güncelleme Tarihi:

Kumpasın başındaydı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 06, 2016 01:56

Darbe girişimi soruşturmasında 9 gün gözaltında kaldıktan sonra tutuklanan eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun mahkemedeki ifadesinin detayları ortaya çıktı. 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın terör örgütü KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağrılmasını ‘kumpas’ olarak değerlendiren Mutlu, “Ben bu kumpasın başında Ali Fuat Yılmazer’in olduğunu biliyordum, zaten onu da görevden aldık” dedi. Mutlu’nun ifadesi özetle şöyle:

Haberin Devamı

BİR GECE ONAYIYLA ALDIK
Hatırladığım en önemli değişiklik orada bu kumpas girişiminin başında İl Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer ile ilgili bir değişiklik yaptık. Bize söylenen bu kumpası yürüten kişinin Ali Fuat Yılmazer olduğu bilgisiydi. Bu nedenle il müdür yardımcılığı görevinden kendisini bir gece onayı ile aldık. Bunun ekinde de il emniyet müdürümüz Hüseyin Çapkın’ı ekinde getirmiş olduğu bu atamalara ilişkin oluru verdim. Ben bu kumpasın başında Ali Fuat Yılmazer olduğunu biliyordum, zaten onu da görevden aldık.

17-25 ARALIK SORUŞTURMASI
Bana emniyette sorulan bu atamaların 17-25 Aralık kumpas soruşturma dosyaları ile Selam Tevhid Kumpas soruşturmalarının devam etmesini ve sızmamasının sağlanmasına yönelik olarak böyle bir kasıtla hareket etmedim. Bu iddiayı kabul etmiyorum. Böyle bir kumpası bilseydim, 17-25 Aralık hukuk darbesi ve Selam Tevhid soruşturmalarını açığa çıkartmamak gibi bir amaçla yapıldığını bilseydim zaten gereğini o vakit yapardım.

BÖYLE BİR ŞEYİ BEKLEMİYORDUM
17 Temmuz 2016’da açığa alındım. Açıkcası böyle bir şeyi hiçbir zaman beklemiyordum. Çünkü açığa alınma gerekçemizi oluşturan suç yapılanmaları ile hiçbir şekilde hayatım boyunca irtibatım olmamıştır. Meslek hayatımı şerefle, bu devlete ve aziz millete, onun birliğine, refahına, milli egemenliğimizin muhafazasına ve ülkemizin yüksek idealine bağlı olarak yerine getirmeye çalıştım. Merkez Valisi olduğum gün de en ufak bir yüksünme küsme olmamıştır.

BİR TEK ÖNDERİM PEYGAMBERİMDİR
Soruşturulursunuz tekrar göreve iade edilirsiniz, bunların hepsini memuriyet içerisinde kabul edebilirim. Ama 246 vatan evladının şehadetine, 2 bin 500’e yakın insanımızın yaralanmasına ve milli irademize silah çekilmesine sebebiyet veren ihtilal kalkışmasının ardından iki gün sonra açığa alınmayı bin yıl ömrüm olsa bin yıl boyunca reddederim. FETÖ terör örgütü ve bütün terör örgütleri ile 17 yaşımdan beri mücadele ediyorum. Bir tek cemaatim var ümmetim, bir tek önderim var peygamberimdir. Bunun dışında önder ve cemaat tanımam beni bu şerefsizlerin arkasında takıp cuntacılarla birlikte yargılanmayı asla kabul etmiyorum.

BENİM KADAR NET DURUŞLU YOK
80 milyon vatan evladı 24 saat FETÖ terör örgütü diye bağırsa başımı bir santim öne eğmem, bu leke de benim üstümde durmaz. FETÖ terör örgütü ile diğer terör örgütlerini lanetliyorum. Ayrıca ben darbenin olduğu gece Twitter hesabımdan darbeyi lanetlediğimi, hukuk önünde hesap vermeleri gerektiğini, açık ve net bir şekilde belirttim. Hiçbir kimse benim kadar net duruş sergilemiş midir, mukayese edilmesini istiyorum.

SODES KAPSAMINDA ÖN İNCELEME
Diyarbakır’da görev yaptığım süre içinde FETÖ yapısıyla ilgili hakkımda herhangi bir adli ve idari işlem yapılmadı. Herhangi bir fezleke de düzenlenmemiştir. Ben İstanbul Valisi olduktan sonra Sosyal Destek Programı (SODES) kapsamında, emniyet, öğrencilere yönelik üniversiteye hazırlık eğitimi maksadıyla destek hakkında bir ön inceleme yaptı. Ancak herhangi bir aykırılık tespit edilemediğinden soruşturma tamamlandı.

ÖZTÜRK’Ü DİYARBAKIR’DAN TANIRIM
Cep telefonumda ‘Paşa Akın Öztürk’ olarak kayıtlı olan kişi Akın Öztürk’tür (Darbe girişimi soruşturmasında tutuklanan eski Hava Kuvvetleri Komutanı ve YAŞ üyesi). Diyarbakır Valisi olarak 2007-2010 yıllarında görev yaptım. Görev yaptığım bu sürede Akın Öztürk Diyarbakır’da 2. Ana Jet Üs Komutanlığı’nı yürütüyordu. Bu mesai vesilesiyle kendisini tanırım. Bunun dışında kendisi ile cunta girişimi, ihtilal teşebbüsü konusunda hiçbir temas, ilgi, irtibat söz konusu değildir.

PROF. SARAÇ’A GEÇMİŞ OLSUN DEDİM
(Darbe girişimi soruşturmasında tutuklanan Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç sorulunca) Açığa alındığını duyunca geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Bunun insani bir duruş olarak değerlendiriyorum. Birlikte çalıştığımız ve tanıdığımız bir insana geçmiş olsun dileklerimi iletmek FETÖ terör mensubiyeti olarak nasıl değerlendiriliyor anlamış değilim. Dostlarımı aramak terör örgütü mensubu olarak nitelendiriliyorsa bu ülkede herkes FETÖ terör örgütü mensubudur diye düşünüyorum.

DUMANLI’YI SERGİDE GÖRDÜM
Zaman gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’yı Diyarbakır’da açtığı resim sergisinde ilk kez gördüm. İstanbul Valisi olduğumda İstanbul’daki bütün gazetelerin, televizyonların, internet sitelerinin sahip ve yönetimlerini tek tek ziyaret ettim. Bunlar kayıtlarda vardır. Bu ziyaretlerim içerisinde Zaman gazetesine de uğrayıp kendisiyle bir kez görüşmem vardır, bunun haricinde Ekrem Dumanlı ile bir görüşmem yoktur.

GÜLEN'LE TELEFONDA KONUŞTUM
Fetullah Gülen ile yüzyüze bir görüşmem yoktur. Bir telefon görüşmemiz vardır, şöyle vuku buldu: İstanbul Valiliğim dönemimde ziyarete gelen şimdi tam hatırlayamadığım bir sivil toplum kuruluşu, ABD’ye yakında gideceklerini ve orada bir geçmiş olsun dileğinde bulunacaklarını ifade ettiler. O günlerde önemli bir rahatsızlık geçirdiği hatta hastaneye kaldırıldığı konusunda çok yoğun bilgi paylaşılmıştı. Beni ziyarete gelen kişiler hastalık konusunda konuşuldu. Hasta olan kişiye geçmiş olsun dileğinde bulunmak örf adetlerimizde var olan bir uygulamadır. Ben bu gaye ile hareket ettim. Bir müddet sonra, ifademde de belirttim, telefonumdan Zaman Gazetesi Genel Müdürü Ekrem Dumanlı direkt olarak kendisi çıkarak Amerika’dan aradığını ifade ettiler. ‘Sizin geçmiş olsun dileklerinizde iletilmiş bu vesileyle Fetullah Gülen de size bir teşekkür de bulunmak isterler’ diyerek telefonu Fetullah Gülen’e vereceğini söyleyerek bir görüşme yaptırdılar. Fetullah Gülen ile tek görüşmemiz budur. Çok kısadır,  ‘Bana göndermiş olduğunuz geçmiş olsun dileklerinizi aldım, teşekkür ederim’  dedi. Bunun dışında görüşmede başkaca hiçbir husus olmamıştır. Benim de bir talebim olmamıştır.

TWEET'LER ÇEVRECİ GENÇLEREYDİ
(Gezi eylemleri sırasında Twitter’da yaptığı paylaşımlar sorulunca) Atmış olduğum tweet’ler bellidir. Hiçbir soruşturmaya da konu olmamıştır. Bu tweet’ler Gezi’de eylemlere kalkışan radikal gruplarla ilgili değil çevreci gençlere atılan bir tweet’tir. Bu çevreci gençler içerisinde gerçekten olaylara katılmayanlar vardır ve bu twet’ler de hiçbir olaya karışmayan gençlere yönelik atılmıştır.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!