OluÅŸturulma Tarihi: Mart 01, 2003 00:00
Ne zaman dinlesem kulaklarımı tırmalayan zurnanın böylesine duygulu çalındığını hiç duymamıştım. Hele Klarnet... Kendinden geçerçesine çalan klarnetçinin, tuÅŸlar üzerinde gezen parmakları neredeyse görünmüyordu. Darbuka soloları ise muhteÅŸemdi. Kulübü dolduran Yunanlı cazseverler, darbuka sololarını adeta nefeslerini tutarak dinlediler.Türkiye'de pek tanınmayan Ahmet Özden ve Kumpanya Ä°stanbul'u Atina'nın ünlü caz kulubü Half Note'da dinledim. Aslında Türk grubun sahneye çıkacağını ilk duyduÄŸum zaman doÄŸrusu biraz ÅŸaşırdım ve gidip gitmemekte de tereddüt ettim. Ama Half Hote gibi bir caz kulübü Cumartesi gecesinden baÅŸlayarak bir hafta boyunca Türk grubuna sahnesini açıyorsa, dinlemeye deÄŸer diye düşündüm ve gittim. Nitekim yanılmamışım..Half Note'da birçok Amerikalı cazcıyı da dinledim ama ilk kez bir grubunun Yunanlı cazseverleri böylesine çoÅŸturduÄŸuna ÅŸahit oldum. Tıka basa dolu kulüpte, zurna, klarnet ve darbuka soloları sabahın ikisine kadar sürdü ve bir müzik ziyafetine dönüştü. Ahmet Özden, SavaÅŸ Zurnacı, Rüstem Çembeli, Faruk Giley, Akın Ozan ve Bülent UstaoÄŸlu tam üç saat çaldılar. Müzisyenler de dinleyiciler de öylesine çoÅŸtu ki, Yunan mı yoksa Türk mü olduÄŸunu kestirmekte zorlandığım havalar çalmaya baÅŸlayınca, herkes sahneye fırlayıverdi.Ertesi gün buluÅŸtuÄŸumuz, 6 usta müzisyenin köy çoçukları olduklarını duyunca ÅŸaşırdığımı itiraf etmeliyim. Kumpanya Ä°stanbul'un tüm üyeleri Trakyalı. Ahmet Özden Lüleburgazlı. DiÄŸerleri ise Çorlu, KeÅŸan ve TekirdaÄŸ'da yaşıyor. Özden ve arkadaÅŸlarının hayatları köy düğünlerinde geçmiÅŸ ve hala da geçimlerini köy düğünlerinde çalarak saÄŸlıyorlar. Ama Fransa'da iki caz festivaline katıldıktan ve Paris Åžehir Tiyatrosu'nda konser verdikten sonra iÅŸleri azalmış. Özden ''Gelmeyiz diye korkuyorlar ama keÅŸke çekinmeseler çünkü biz köy düğünleri olmasa geçinemiyoruz'' diyor.Çalmaya baÅŸladıkları zaman çoÅŸuyorlar ama konuÅŸurken son derece çekingenler. Türkiye'de seslerini duyuramamanın burukluÄŸunu yaşıyorlar. Özden'in en büyük hayali ise kenara itilen zurnayı hak ettiÄŸi yere çıkartmak.AHMET ÖZDEN (Grubun lideri)Yunanlılar'ın favorisi kadifeden kesesiNasıl müziÄŸe baÅŸladınız?- Dedem mübadele sırasında Serez'den göç etmiÅŸ. Zurna ustasıydı. Lüleburgaz'da Tahir Usta diye anılır çok ünlüdür. Ben davul zurna sesleriyle büyüdüm Onun için herhalde müziÄŸe de doÄŸduÄŸum zaman baÅŸladım. 11 yaşımda elimde zurnayla köy düğünlerini dolaÅŸmaya baÅŸladım. 16 yaşımda davul zurva orkestramı kurdum. Peki köy düğünlerinden çıkıp Avrupa'ya nasıl açıldınız?- 15 yıl önceydi. Bir mahalle düğününde büyük usta trompetçi Ergün Åženlendirici'yle birlikte çaldık. O gece kayıt yapmış. Åženlendirici o zaman Okay Temiz'le birlikte de çalışıyordu. Kayıdı Okay Temiz'e dinletmiÅŸ. Böylece Okay Temiz beni keÅŸfetmiÅŸ oldu ve hemen çağırdı. Böylece uluslararası müzisyen grubuna girme yolum açıldı. Okay Temiz'le iliÅŸkimiz hiç kopmadı. Finlandiya'da yaÅŸadığı dönemde de beni çağırdı birlikte konserler verdik. Birlikte hala konserlere çıkıyoruz.DÜĞÜNLERÄ° KAYBETTÄ°KKumpanya Ä°stanbul nasıl doÄŸdu?- Türkiye gizli kalmış müzisyenlerle dolu. Aslında ben de onlardan biriydim. Beni Okay Temiz keÅŸfetti, ben de aynı ÅŸekilde baÅŸka müzisyenleri toplayıp bir grup kurmaya karar verdim. Klarnetçi SavaÅŸ'la 16-17 sene birlikte düğünlerde çaldık. Okay Temiz'in konserlerine darbukacı Hacı'yla birlikte katıldık. Davul ve darbuka çalan Faruk'la da uzun süredir birlikteyiz. Aslında biz, Trakya'da güçlü bir orkestrayız. Özel düğünlere gidiyoruz. Eskiden daha fazla düğüne giderdik. Ama ÅŸimdi bazı aileler gelmeyeceÄŸimizi düşünüp çağırmıyorlar. Halbuki biz köy düğünleriyle geçiniyoruz. KeÅŸke bizi ciddiye almasalar da bütün düğünlere gitsek. Müzik eÄŸitiminiz var mı?- (gülerek) Hiçbirimizin eÄŸitimi yok. Nota bile bilmiyoruz. Bizim en büyük zenginliÄŸimiz içimizden geldiÄŸi gibi çalmamız. Biz duygusal insanlarız. Hissederek çalarız. Birkaç yıl önce Okay Temiz aradı ve Akbank Caz Festivali'nde ünlü bir Amerikalı saksafoncuyla sahneye çıkacağımızı söyledi. Okay ritm çalacak, bir Amerikalı piyanistle beÅŸ ünlü Amerikalı saksafoncuya eÅŸlik edecektik. Amerikalı ‘‘Ben prova yapmam sahneye çıkar çalarım’’ deyince ne yapacağımı ÅŸaşırdım. Korktum. Ertesi gün sahneye çıktık. Amerikalı çalmaya baÅŸladı. Ben de zurnamla cevap vermeye baÅŸlayınca ÅŸaşırdı ve çoÅŸtu. Öylesine heyecanlandı ki, her ara veriÅŸimizde sahnede beni kucaklıyordu. Kaburgalarım kırılacak zannettim. Hiç besteniz var mı?- Evet.. Osmanlı'nın Üç BaÅŸkenti adıyla hazırlanan program için beste yaptım. Ankara'da Devlet Halk Dansları grubunda çalışıyordum. Bu grup için yeni bir müzik yapılmasını istediler. Bir gün kapandım ve tamamen içimden geldiÄŸi gibi çalarak besteledim. Daha sonra ben çaldım, bilen bir arkadaşım notaya döktü. Ve daha sonra da sololarla geliÅŸtirdik ve ortaya güzel bir müzik çıktı.Hiç nota öğrenmeyi düşünmediniz mi ? - Tabii ki düşündüm. Çünkü bu okuma yazmayı bilip bilmemeye benziyor.Ben içimden geldiÄŸi gibi çalıyorum. Yunanlı dinleyiciyi nasıl buldunuz?- Harikaydı. Aslında bizim Yunanlılardan pek farkımız yok. Bizim köy düğünlerinde çaldığımız parçalar Yunan köy düğünlerinde de çalınıyor. Bir hafta her gece sahnedeydik ve istek üzerine Kadifeden kesesi'ni her gece çaldık. Ä°stanbul'lu Rumlar ise daha çok Ä°stanbul türküleri istedi. ÇoÄŸu bizim Türkçe söylediÄŸimiz parçalara Yunanca eÅŸlik ettiler. Sahneye fırlayıp dans ettiÂ
button