Güncelleme Tarihi:
Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanı Kıdemli Albay Vedat Karaman’la son röportaj...
Önceki gün, tahrip edilen Cezayirli Hasan Paşa Anıtı'ndaki çalışmaları denetlerken geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda eden Sahil Güvenlik Komutanlığı Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanı Deniz Kurmay Kıdemli Albay Vedat Karaman, çok önemli bir doğa savaşçısıydı. Karaman, geçtiğimiz hafta Hürriyet İstanbul'a önemli açıklamalarda bulunmuştu.
Pazar günü, 49 yaşında ölen Albay Vedat Karaman'la geçtiğimiz hafta içinde yaptığımız birkaç görüşmede Marmara ve Boğazlar'daki çevre katliamı üzerine konuşmuştuk. Albay'ın son vasiyeti şu oldu: ‘‘Denizlerimizdeki organik yaşamın devam etmesini istiyorsak kum midyesi avına son vermeliyiz.''
Albay Vedat Karaman, trol avcılarının, kaçak kumcuların, insan ticareti yapan mafyanın, denizlere sintine atıkları boşaltan çevre katliamcılarının amansız düşmanıydı. Çocukluğunun geçtiği Sarıyer'deki Sahil Muhafaza Komutanlığı Merkezi'nde bir yıl önce göreve başladığında sevinç içindeydi. Albay Karaman, göreve gelir gelmez artık birşeylerin değişmeye başladığının sinyallerini verdi. Bölgedeki tüm sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle toplantı yapıp ortak çalışma kararı alan ilk komutandı.
İstanbul Boğazı'nın uç noktasındaki Beykoz ve Sarıyer ilçelerinde muhtarlar, belediye meclis üyeleri ve gönüllü kuruluşların biraraya geldiği ‘‘Halk Toplantıları''nı düzenleyen askerdi. Açık sözlü, korkusuz ve çalışkandı. Sabahlara kadar görevinin başındaydı. Av yasağının sürdüğü sıcak Ağustos gecelerinin birinde saat 03.00'te arayıp, ‘‘Bu gece üç trol teknesini derdest ettik'' demişti.
Vakit kaybedemeyiz
Albay Karaman, kendisiyle yaptığımız son söyleşiyi yayınlamamız için Sahil Muhafaza Komutanlığı'ndan izin almamızı istemişti. Kurallara bağlıydı ama sistemin hızlı işlemesi için elinden ne geliyorsa yapardı. ‘‘Gözü dönmüşler denizlerimizi altüst ederlerken biz vakit kaybedemeyiz'' diyordu.
Albay Vedat Karaman, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın kararıyla İstanbul Boğazı'nın güneyinde ve Marmara'da kum midyesi avına izin verilmesine isyan ediyordu. Son söyleşimizde, İtalyan şirketleriyle çalışan midye avcılarına ateş püskürüyor ve şunları söylüyordu:
‘‘Midye, İtalyan mutfağının vazgeçilmez yemeklerinden biridir. İtalyanlar midyeyi spagettinin yanında servis ederler. Bu yüzden üç tarafı denizlerle çevrili İtalyan denizlerinde midye kalmadı. İtalyan Hükümeti bir kanun çıkararak kendi karasularında midye avını yasakladı. Sonra da İtalyan gıda şirketleri Türkiye'de üslendi. Çünkü bizim kum midyelerimiz dünyanın en lezzetli midyeleri. Daha önceleri Boğaz'ın güneyinde midye avı yasaktı ama İtalyan şirketleriyle çalışan lobinin baskısıyla Tarım Bakanlığı bu yasağı kaldırdı. Midye avı bu şekilde sürerse deniz dibi floramız tamamen yok olur, ki bu da denizlerimizin ölmesi demektir.''
Albay Karaman, kum midyesi çıkarılırken deniz dibinin büyük metal taraklarla tarandığını söyledi. Bu operasyon sonucu istridye, karides gibi küçük deniz mahluklarının da topladığını belirten Albay Karaman, oksijen kaynağı yosunların, yavru balıkların sığınacağı korunaklı alanların ortadan kalkacağını savundu.
Kendisiyle yaptığımız son konuşmanın, en son satırları şöyleydi:
‘‘Vatan demek temiz deniz, temiz toprak ve temiz hava demektir. Bataklığa dönmüş bir deniz, kimyasallarla öldürülmüş bir toprak ve içinde partiküller uçuşan bir havanın olduğu coğrafya vatan olmaktan çıkar.''