Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04, 2008 00:00
Türk edebiyatçılarını Frankfurt heyecanı sardı
Yayın dünyası harıl harıl Frankfurt Kitap Fuarı’na hazırlanıyor. Biliyorsunuz bu yıl fuarda Konuk Ülke Türkiye.
Devleti özeli, sağcısı solcusu her kesimi içine alan büyük bir organizasyon şeması çıkartıldı. Sadece yayın olarak değil bütün kültürel yönleriyle tanıtılacak orada ülkemiz. Sinemasından müziğine, plastik sanatlarına, hatta gastronomisine kadar.
Burada hazırlıklara bir parantez açmak istiyorum. Gastronomik tanıtımda orada ne sunulacak merak ediyorum doğrusu. Döner deseniz Almanya’nın her köşesi bir Türk evladı tarafından döner bıçağıyla tutulmuş durumda. Alan gözlemeci ve baklavacılara kalacak sanırım.
Neyse, gelelim hazırlıkların son aşamasına: Her yayınevi şu anda fuar için kendi özel projesini hazırlıyor. Yazarlarının kitaplarından çeviriler yaptırıyor, onları tanıtacak faaliyetlerini planlıyor.
100 YAYINEVİ BELLİAMA YAZARLAR DEĞİL
Ulusal komite de genel Türk edebiyatı ve sanatının tanıtımına yönelik çalışmalarını sürdürüyor.
Fuara katılacak 100 yayınevi belirlenmiş durumdaymış.
Yazar konusunda belirsizlik yaşanıyormuş. Daha doğrusu belirsizlik değil de kimlerin katılacağı açıklanmıyormuş şimdilik.
300’ün üzerinde yazar ve şair konuk edilecekmiş fuar süresince Frankfurt’ta. Herkes şimdi kendisinin bu listenin içinde olup olmadığını merak ediyormuş.
Bu sayıyı duyunca şaşırmadım desem yalan olur. Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü’nde bu kadar yaşayan edebiyatçı var mı merak ettim doğrusu.
Yani yazarlarımızın acaba ben o listenin içinde var mıyım diye meraklanması çok yersiz. Demek ki eli kalem tutan ya da kitabı çıkan hemen herkes Frankfurt’a davet edilmiş durumda.
İHALE YÜKSEK FİYATVERENE KALDI
Buraya kadar her şey güzel. Tam anlamıyla bir Frankfurt çıkarmasına hazırlanıyoruz. Ama o çıkarmayı kim organize edecek, lojistiği kim sağlayacak henüz belli değil.
Kültür Bakanlığı Frankfurt Kitap Fuarı’nda yapılacak işler için çeşitli konsorsiyumlardan teklifler almış. Stant kurulmasından oradaki işlerin organizasyonuna kadar her işle ilgilenecek konsorsiyumlardan ikisi sona kalmış.
Bakanlık en düşük fiyatı vereni değil de duyduğuma göre daha yüksek teklifi vereni seçmiş bu iş için. İkinci firma da hakları olduğu halde ihale niye kendilerine verilmedi diye itiraz etmiş.
Hal böyle olunca da işler durmuş.
Zaman hızla geçiyor ve fuar yaklaşıyor. Heyecan dorukta. Acaba yüzümüzün akıyla bu işin altından kalkabilecek miyiz?
Yayın dünyasından konuştuğum pek çok isim ümitsizliğe düşmeye başlamış bile. Bekleyelim görelim...
Sahnede kaşarlı dürüm döner
Devlet Tiyatroları geçen sezon İstanbul Taksim Sahnesi’ni boşaltmıştı. Yani bir yıldır orayı kullanmıyordu. Geçen gün meydandan geçerken fark ettim ki Devlet Tiyatrosu Taksim Sahnesi yazısı hálá yerinde duruyor. Ama altında bir büfe açılmış. Onu görünce birden Memet Baydur’un oyunu aklıma geldi: Düdüklüde Kıymalı Bamya. Şimdi de yeni oyun oynanıyor içeride: Kaşarlı dürüm döner. Son gördüğüme göreyse büfe, belediyeden ruhsat alabilmek için tadilat görüntüsü altında yeşil branda germiş. Ruhsat alana kadar satışlara ara vermiş.