Güncelleme Tarihi:
ASLA İHMAL EDEMEYİZ
“ÖDÜL için çalışılmaz, ama yapılan güzel işlerin ödüllendirilmesi bir vefa borcudur. Bugün işte bu borcumuzun 2017 faslını ödemek üzere buradayız. Milletler için kültür ve sanat en az ekonomi ve savunma sanayii kadar önemlidir. Nasıl tek kanatla kuş da uçak da havalanamazsa bunlardan birinde geri kalan toplumlar da hedeflerine ulaşamazlar. Mırıldandığı şarkıdan izlediği filme, okuduğu kitaptan yaptığı resme, yediği yemekten giydiği kıyafete velhasıl her şeyiyle başka bir medeniyetin, kültürün dünyasında gezen biri nasıl bizim olabilir, nasıl öyle kalabilir? İşte bunu aşmamız lazım. Türkiye’nin 2023 hedeflerinin somut unsurları için gece gündüz çalışırken kültür ve sanatı da asla ihmal edemeyiz.
PAPAĞANLAŞMAYACAĞIZ
Bakınız büyük mütefekkir Cemil Meriç ne diyor: ‘Zavallı Türk aydını batılı dostları alınmasın diye hazinelerini gizlemeye çalışır. Sonra unutur hazineleri olduğunu, düşmanın putlarını takdis eder, hayranlıklarını benimser. Dev bu arada papağanlaşır.’ Biz Türk milleti olarak asla papağanlaşmayacağız. Bunun için önce kendi hazinelerimize sahip çıkacağız. Bize unutturulan, unutturulmaya çalışılan tüm hazinelerimizi keşfederek adeta ortaya bir envanter koyacağız. Çünkü güçlü bir envantere sahibiz. Sonra bu büyük birikimin ışığında geleceğe bırakacağımız yeni hazineleri üretmenin gayreti içinde olacağız. Bir Baksı Müzesi’ni ben böyle görüyorum. Evinizde bunları saklayabilirsiniz, depolarınızda da saklayabilirsiniz, ama o depolarda eriyip kaybolup gider. Ama siz bunu kalkar da millete, toplumun emrine amade kılacak şekilde eğer halkın emrine sunarsanız o zaman o ayrı bir değer kazanır.
YİNE İTHAM EDECEKLER
Biliyorum ki şimdi birileri bu sözlerimize bakarak bizi yanlış anlayacak. Bizi yine batı düşmanlığıyla itham edecek. Halbuki bizim kimseye bir düşmanlığımız yoktur. Tam tersine biz dünyada nerede iyi, güzel, faydalı olan bir şey varsa onu bulmak almak ve değerlendirmekle mükellef olduğumuza inanıyoruz. Hazreti Mevlana’nın işaret ettiği gibi bir ayağımızı buraya kendi medeniyetimize, coğrafyamıza, kültürümüze sabitleyip diğeriyle gezerek yapıyoruz, asıl olan bu. Taklit değil telif peşinde koşan, papağanlaşan değil analitik düşünen, konuşan ve davranan olmamız gerektiğinin bilinciyle kendimizden emin bir şekilde yönümüzü geleceğe çeviriyoruz. İbni Haldun ‘coğrafya kaderdir’ diyor. Peki bu hakikat birilerine coğrafyamızın kaderini belirleme hakkını verir mi, hayır. Kültür ve sanat konusunda bir varlık ortaya koymak her kula nasip olmaz.
1829 TERÖRİST ETKİSİZ
(Zeytin Dalı harekâtı) Bu sabah (dün) itibariyle hamdolsun Afrin savaşında 1829 teröristi, Mehmetimiz etkisiz hale getirdi. Bu bir amacın, inancın, imanın neticesidir. Dağ taş demeden, gece gündüz demeden bu savaşı, mücadeleyi askerimiz sürdürüyor, tüm imkânlarıyla... Bazı yalan yanlış şeyler çıkıyor. Hiçbirine aldırmadan yolumuza devam ediyoruz.”
KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı Kültür Sanat Özel Ödülleri, dün Beştepe’de düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Ödüller Sinema dalında Safa Önal’a, Musiki dalında Cüneyd Kosal’a, Sanat Tarihi dalında Prof. Dr. Nurhan Atasoy’a, Tasavvuf Tarihi dalında Prof. Dr. Süleyman Uludağ’a verildi. Kültür ve Sanat Kurumu dalında ise Baksı Müzesi ödüle layık görüldü. Törene Hürriyet Gazetesi Yönetim Kurulu Üyesi Vuslat Doğan Sabancı ile Hürriyet Gazetesi yazarı Doğan Hızlan da katıldı.
EĞİTİM VE KÜLTÜRDE HEP HAYIFLANIYORUM
Bugün gelişmiş ülkelerin spordan sanata her konuda daha okul öncesinden başlayarak çocukların eğilimlerini, ilgilerini tespit etmeye yönelik mekanizmalar kurduklarını biliyoruz. Bizim şöyle orta boy bir şehrimizin nüfusu kadar yerden onca sporcu, sanatçı, bilim insanı çıkabiliyorken Türkiye’nin 81 milyonluk demografik varlığıyla bunların gerisinde kalıyor olmasını anlayabilmek, hazmetmek mümkün değildir. Kabiliyetse bizim evlatlarımızdaki kabiliyeti inanın başka hiçbir yerde görmedim dersem yeridir. Evlatlarımıza güveneceğiz, inanacağız. Biz inanıyoruz, güveniyoruz ve bunu başaracaklar. Çalışkanlıksa bizim milletimizin çalışkanlığının ve fedakârlığının örneği pek az bulunur. Yanımızda komşular var inanın doğru dürüst çalışmıyorlar, paraysa acayip de para var ama tembeller. Bizim insanımız gibi değiller ve örnekleriyle ortada. Bu durumda sorunu insan keşfetme ve insan yetiştirme sistemimizde daha doğrusu sistemsizliğimizde arayacağız. Hani bir söz var; ‘saldım çayıra mevlam kayıra’ mantığıyla bu işlerin içinden çıkamayız. Geçtiğimiz 15 yılda her alanda tarihi başarılara imza atarken eğitim, öğretim ve kültür konusunda niye nispeten geride kaldığımız hususunda hep hayıflanıyorum. Demek ki bir şeyleri eksik bırakmışız.