Güncelleme Tarihi:
İlkokul günlerini özlüyordu. Hatırladığı en büyük güzellik, harçlığını çıkarmak için dağıttığı ekmeklerdi. ‘‘Ne güzeldi, dağıttığım somunlar elimi ısıtırdı’’ dedi. Habib Yıldız'dı adı. Urfalıydı ve 26 yaşındaydı henüz. Nedense, seçimden sözetmek onu eski okul günlerine geri götürmüştü!
- Bu seçimde kime oy vereceksin?
Ya Demirel'e, ya Çiller'e.
- Ama Demirel artık Cumhurbaşkanı, partisi yok.
O zaman Çiller'e veririm oyumu.
- Çiller'in partisinin eski DYP'den farklı olduğunu biliyor musun?
Olsun. Biz atadan babadan DYP'liyik. Hiç seçimin peşine düşüp bakmam.
İşte Şanlıurfa'dan bir seçmen profili. Üstelik benzer seçmenlerin sayısı hiç de düşük değil. O nedenledir ki, ‘Satılık oy söylentileri’ birbirini kovalıyor. ‘Falan köyün, falan aşiretin oyları satılıkmış!’ Garanti de veriyorlarmış; gerçekten seçim günü tek oy bile fire vermiyorlarmış! Çünkü oylar akşamdan sandığa konuyormuş! Neden böyle? Yanıtlar türlü türlü. Eğitim düzeyi, muhafazakar yapı ve aşiretler. GAP'ın kentteki aşiret yapısını çözmesi beklentisi gerçekleşmemiş. Hatta tersi olmuş. Aşiretler güçlenmiş; bir bölümü kente taşınmış; hatta aşiret dernekleri kurulmuş! Blok oylar sözkonusu olunca pazarlıkların önemi artmış. CHP ve MHP'de birinci, ANAP'ta ikinci sıra adaylarının müteahhitlerden seçilmesi tesadüf olmasa gerek...
NE SİNEMA, NE TİYATRO
Şanlıurfa, eskiden modern bir Cumhuriyet kenti imiş. Şimdi ise üzerine, Fazilet'in hakim olduğu tüm belediyelerde diktiği o bildik külrengi muhafazakar elbise giydirilmiş. Ne bir sinema, ne bir tiyatro kalmış! Kadınlı erkekli gidilebilecek bir tek yer yok. Gençlerin birlikte oturabileceği mekan bulmaları imkansız. Alkollü lokanta tükenmiş... Bu kent, Fazilet'in ideologlarından İ. Halil Çelik'i önce belediye başkanlığına, sonra da Meclis'e taşımış. Çelik, şimdi kaçak durumda. Onun olmayışı FP açısından ciddi bir kayıp. Üstelik FP'de liste anlaşmazlıkları ayyuka çıkmış! Tabii FP'liler, kabullenmiyor; ‘‘Bizim partide öyle şeyler olmaz.’’ Bu yanıtı verdi İrfan İzol. Tam o sırada cep telefonu çaldı:
- Muhtar merak etme sen. Bir miktar kızgınlar var. Biz onu gideririz...
Bu konuşma sıkıntının dışavurumuydu! FP'nin eski havasının kalmadığı ortada. Ama bu sonuca ne kadar yansıyacak? Tüm gerilemesine rağmen FP hala birinci parti durumunda ve belediyeyi almakta zorlanmayacak gibi.. ‘‘İnşallah hava, 18 Nisan'da kapalı olur’’ dedi bir ANAP'lı. ‘‘Neden?’’ sorusunu beklemeden açıkladı: ‘‘Bizim seçmen hava güneşli olursa pikniğe gidiyor. Ama FP'li seçmen havaya bakmıyor.’’ Oysa güneşin, ANAP'ı birinci yapması mucize olur! ANAP için mucizenin tek silahı Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı koltuğundan kalkıp belediye başkanlığına aday olan Selçuk Polat. Ancak Urfalının onu ne kadar kendinden sayıp oy vereceği kuşkulu!
‘Siyaseti meslek edinmiş’ Necmettin Cevheri ile ‘Susurluk ünlüsü’ Sedat Bucak'ın başını çektiği DYP, ANAP'tan daha şanslı. DYP, FP'den sonra ikinci parti durumda. Ama oy grafiği en hızlı tırmanan parti kuşkusuz HADEP. CHP ve DSP ise zayıf düşmüşler. Şimdi , bu tabloyu değiştirmek için didiniyor. Ev ziyaretleri, mahalle toplantıları birbirini kovalıyor. Çünkü Partiler anlaşmışlar; bayrak asmak ve sesli propaganda yok! Bayraklar, sadece büroların önüne asılabilecek! Sesli propagandaya da liderlerin gelişinde başvurulabilecek! İşte Urfa'da seçimin en güzel yanı bu...