Güncelleme Tarihi:
- İbrahim Çuhadar’ın cenazesini Adli Tıp’tan almak için mi oradaydınız?
- Tutuklu Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD)’nden bir çağrı geldi. Adlı Tıp önünde, İbrahim Çuhadar’ın cenazesi için bekleyiş vardı; üç gündür yakınlarına verilmiyordu. Bunu protesto eden bir basın açıklaması yapılacaktı. Grup Yorum olarak toplumsal olaylarda muhalefete destek veren bir grubuz. Eylemlere gider, şarkılarımızı söyleriz. O gün de ben, Dilan (Balcı) ve üç arkadaşımız destek için gittik. Adli Tıp’a yakın bir parkta yaklaşık 50 kişi toplanmıştık ama basın açıklaması hakkımızı kullandırtmadılar. Polisin gaz ve sulu müdahalesine maruz kaldık. 30 kişiyi gözaltına aldılar.
BİZİ GAYET İYİ TANIYORLAR
- Ne gerekçeyle gözaltına alındınız?
- Bir gerekçe bildirilmedi. Sadece orada olmamız yetti. Polis otobüsünde kulaklarıma vuruldu. Sol kulağım işitme yetisini tamamen kaybetti. Sağ kulağımda da acı vardı. Hastanenin raporuna göre sağ kulak zarım patlamış. Sol kulağımda da hâlâ bir çınlama var.
- Polisin sizi tanıyıp özellikle vurduğunu mu söylüyorsunuz?
- Bize sözlü sataşmalarından bunu biliyoruz. “Grup Yorumcular da burada. Dilan Balcı, Yorum’un elemanı!” diyorlardı. Gayet iyi tanıyorlar bizi.
- İşitme kaybı teşhisi nerede kondu?
- Emniyet’e götürüldük; gözaltına alındığımıza dair kayıt aldılar. Oradan Adlı Tıp’a gönderdiler. Çeşitli hastanelere sevk edildik. Sonra tekrar Emniyet’e götürüldük. Her gün ters kelepçeyle Adli Tıp’a götürüldük. O esnada da araçlarda sözlü ve fiziksel işkence vardı. Nezarethaneler bile başlı başına bir işkence yeri. Gözaltında olsanız da hayvan muamelesi görmemelisiniz.
- Savcılıkta neyle suçlandınız?
- Karşımıza daha önceki yasal eylemler ve basın açıklamaları çıktı. Sekiz kişi tutuklu. Diğer dokuz kişi güya serbest ama hepsine yurtdışına çıkış yasağı ve ev hapsi getirildi. Nasıl uygulanacağını bilmiyoruz. Avukatlarımız araştırıyor. Ceza hapisten farksız. “Selma söylemeyecek, Dilan çalmayacak” diyorlar.
- Müziğe devam edecek misiniz?
- Evet ama yükses sese maruz kalmamam gerekiyor. Hafta sonu (bugün) iki konsere de çıkacağım. Kulağıma vurulan darbe sadece fiziksel değil. Müziğimize darbe vurdular. Ama Grup Yorum, ilk kez şiddet veya işkenceyle karşılaşmıyor...
MÜZİĞİMİZİ SEVEN SİYASETİMİZİ DE SEVER
- Hassas bir dönemdeyiz. Sizce sanatçı olarak böyle hassas bir olayda orada bulunmanız ne kadar doğruydu?
- Ortada yasal bir derneğin düzenlediği basın açıklaması var. Cenaze kutsal bir şey ve aileye verilmeli. Bakış açımız, oradaki tavrımızdan belli. Empatiyi, cenaze bekleyen aileyle kuruyoruz.
- Bir konserinize 350 bin kişi geldi ama siyasi görüşünüzü eleştirenler var. Bu anlamda bir ikilem yaşıyor musunuz?
- Grup Yorum’un sevilmesindeki en büyük sebeplerden biri siyasi bakışı. Neyin siyasetini yapıyorsak onun müziğini yapıyoruz. Bizi sevenlerin yüzde 90’ı aynı şekilde düşünüyor. Bunu savunmayıp “Grup Yorum’u seviyorum” diyenlerin bizce önemi yok.
- Bu meseleyle bazı hayranlarınızı hayal kırıklığına uğrattığınızı düşünüyor musunuz?
- Bizi ve savunduğumuz şeyi anlamamış olabilirler. O noktada herkesle konuşmaya, duruş ve tavrımızı anlatmaya açığız. Bir çekincemiz yok.
TERÖRİST KAVRAMINI TARTIŞALIM
- Sizi ‘terörist’ olarak görenler de var. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Terörist kavramını tartışmaya açalım. Irak’ta binlerce insanı öldüren ABD terörist değil mi? Suriye’de de aynı katliam yapılıyor.
- Peki nedir Grup Yorum’un duruşu?
- Dünyada zulmedilen ve direnen halkların şarkı ve türkülerini yapıyoruz. Şu anda faşizmin hüküm sürdüğü, adaletsizlik, yoksulluk ve işkencenin yaşandığı bir ülkedeyiz. Mücadele azmi verecek şarkı, kültür ve sanatımızla varolmaya çalışıyoruz. Bu, 27 yıl önce ilk kurulduğumuzda da böyleydi, şimdi de böyle.
- 27 yıl önceki Türkiye’yle şimdi arasında bir fark yok mu?
- Hayır, insanlar hâlâ sokakta öldürülüyor, hastane kapılarında aç ve yoksullar. Bunların üstü örtülmeye çalışılıyor. Sistemde geleceğe dair bir güvence yok.