Kudüs’te üçüncü intifada ihtimali zayıf

El Aksa'daki İkinci İntifida’nın ardından dokuz yıldan fazla zaman geçmişken Haremüşşerif'de yaşanmakta olan gerginliğin, Filistinliler ve İsrailliler arasında şiddeti tırmandırdı.�

Ancak Issacharoff, “Third intifada unlikely, despite Jerusalem tensions” başlıklı yazısında intifadanın en azından şu an itibarıyla gerçekleşmesinin şimdilik tasavvur edilemez olduğunu ifade ediyor.

Issacharoff bunun için şu sebepleri ortaya koyuyor: Batı Şeria’daki Filistinlilerin yorgunluğu, Filistin ekonomisinin toparlanma eğiliminde olması ve Filistin Ulusal Yönetimi’nin durumun kötüleşmesini kaldıracak bir pozisyonda olmaması.

Yine de Cuma günkü gösterilerin durumu nereye götüreceği belli değil. İsrail hükümetinin Haremüşşerif'de ibadet etmek isteyenlere bir yaş sınırı koyması sayesinde buradaki olaylar çok genişlemeyebilir.

Ancak Kudüs yakınlarında Anata ve Kalandiye’deki sığınma kamplarında ve Ras el-Amud’da sorun yaşanması ihtimali üzerinde duruluyor. Savunma yetkilileri olası can kaybı ve yaralanmaların, ayaklanmaların yayılmasına yol açacağından endişe ediyor.

Her ne kadar İsrail yetkililerinin Filistinlilerin Batı Şeria’yı ateşe vermek gibi bir niyeti olmadığı yönündeki görüşleri gerçeği yansıtsa da, taş atan göstericilere ateş açan bir İsrail askeri ya da İsrail askerlerine ateş eden bir göstericinin durumu alt üst etme ihtimalinden söz ediliyor.

FİLİSTİNLİLER KIŞKIRTILIYOR

Issacharoff, son günlerde Filistinlilerin çeşitli çevreler tarafından İsraillilere karşı kışkırtıldığını ifade ediyor.

İslami Hareket’in kuzey kanadının lideri Şeyh Raad Salah’ın hafta başında El Aksa’yı desteklemek için şehit olmaya hazır olduğunu söylediğini hatırlatan yazar, Hamas’ın da Cuma gününü “öfke günü” ilan ettiğini ve insanları El Aksa’ya destek vermeye teşvik ettiğini belirtiyor.

Filistin Ulusal Yönetimi ve önde gelen İslam liderleri Batı Şeria’nın uzun zamandır sesi çıkmayan halkını protestolara katılmaya ikna ediyor.

Goldstone raporuna gösterdiği tepki dolayısıyla vatan haini ilan edilen El Fetih bile vatanseverliğini kanıtlama ihtiyacı hissediyor. Bu durum El Fetih’in Merkez Komitesi’nin aldığı Çarşamba günü genel grev ilan etme ve destekçilerini gösterilere katılmaya teşvik etme kararını açıklıyor.

Yazar bu koşulların, ikinci intifadanın başladığı tarih olan 2000 yılının Eylül ayını hatırlattığını savunuyor. Müzakerelerin tıkandığı (ya da yeniden başlatılmadığı) ve Filistin halkının Filistin Ulusal Yönetimi’nin icraatlarından ötürü hayal kırıklığı yaşadığı bu dönemde taraflar arasında çatışmalar yaşanmıştı.

Bugün de benzer koşullar söz konusu olduğu için Filistin Yönetimi’nin muhalif grupların İsrail askerleriyle çatışmalarını önlemesi zor görünüyor.

MITCHELL'A İYİ ŞANSLAR

Her şeyin ötesinde bugün bütün gözler Haremüşşerif'e dönmüş durumda. Bu sefer kışkırtma İsrail tarafından gelmese de siyasi hırsların, din savaşı çağrılarıyla birleşiminin “kim başlattı” sorusunu anlamsızlaştırma ihtimalinden söz ediliyor.

O zamanlar ABD Senatörü olan George Mitchell, 2000 yılının Ekim ayında Başkan Bill Clinton tarafından İsrail ve Filistin yetkilileriyle görüşmeye gönderilmişti. Toplantıların gündemini intifadanın neden başladığı sorusu ve şiddetin büyümesini önlemek için atılabilecek adımlar belirlemişti.

Mitchell, yerleşimlerin inşasına son verilmesini ve göstericilere karşı kullanılan ölümcül önlemlerin durdurulmasını önermişti.

Aynı Mitchell, bugün ABD’nin Ortadoğu özel temsilcisi olarak Cuma günü Başbakan Benjamin Netanyahu ve Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas arasında çözümü getirecek müzakereleri başlatmaya hazırlanıyor.

Issacharoff’un Mitchell’a mesajı ise net: “İyi şanslar!”