Oluşturulma Tarihi: Ekim 16, 2001 00:00
BAŞBAKANLIK'ta bugün yapılacak olan liderler zirvesi, koalisyon süresince gerçekleşenin belki de en önemlisi olacak.Hükümet, yıllardır üzerinde konuşulan ‘‘devleti küçültmenin’’ ilk adımını bugün atacak. Yani; hangi genel müdürlük, müsteşarlık veya bakanlığın kamu için fazla olduğuna bugünkü zirvede karar verilecek.Hükümet, 31 Temmuz tarihli son ek niyet mektubunda IMF'ye de vaat ettiği gibi, kamu kuruluşlarının sayısını azaltacak. Bu azaltımın ilk adımı da, bugün liderler zirvesinde masaya yatırılacak 2002 yılı bütçesiyle olacak. Maliye Bakanı Sümer Oral da dün sorumuz üzerine bunu doğruladı.Oral, ‘‘Devlet teşkilatının gözden geçirilip sayısını ve personelini azaltmak zorundayız’’ diye söze girdi.ÖNCE DEVLET KÜÇÜLMELİBütçenin bu düşünce baz alınarak hazırlandığını vurgulayıp ekledi:‘‘Toplum, kendisinden beklenen tasarrufu devletin de yaptığını görmeli. Bu bütçe, devletin 2002 yılında küçülmesini öngörüyor. Başka yolu da yok.’’Hangi kurumların ortadan kaldırılacağına gelince; Oral buna Bakanlar Kurulu'nun karar vermesi gerektiğini söyledi. 2002 yılında kamuda ‘‘norm kadro’’ uygulamasına ‘‘kesinlikle geçileceğinin’’ altını çizdi. Yani, kurumların personel ihtiyacı belirlenecek, fazlası ihtiyaç sahibi kurumlara aktarılacak. Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda büyük mesafe almış bulunuyor.Oral, ‘‘Kamuda rasyonelliği ve şeffaflığı bu bütçe sağlayacak. Devlet tasarrufa gidecek’’ diyor.DİRENİŞMaliye Bakanı bunları söylerken, Ankara'da farklı yönde bir hava yine esmeye başlıyor. Siyasilerin elindeki kurumu ve yetkiyi devretmeye yanaşmadığı belirtiliyor. Nedeni ise kurum sayısının ardından bakanlık sayısının gündeme geleceği kaygısından kaynaklanıyor. Oysa koalisyon içinde birçok bakan, bakanlık sayısının fazlalığını kabul ediyor.Örneğin, Turizm Bakanı Mustafa Taşar şöyle diyor: ‘‘Turizm, Kültür ve Çevre bakanlıkları birleşmeli. Benim bakanlığımın 137 kuruluşla, 238 konuda ilişkisi var. İşler böyle yürür mü? Bakanlık sayısı 22'de kalmalı.’’Köy Hizmetleri'nden sorumlu Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz da dün telefonda cesur bir çıkışta bulunuyor: ‘‘İki yıl önce Köy Hizmetleri'nin devrine karşıydım. Ekonomik kriz düşüncemi değiştirdi. Köy Hizmetleri 24 milyona göre kurulmuş. 70 milyonluk Türkiye'de 2 bin kilometre ötedeki Hakkári'nin köy yolunu Ankara'dan göremeyiz. Köy Hizmetleri, il özel idarelerine devredilmeli.’’Yerel yöneticilerin istekleri de bu yönde. Nevşehir Valisi Doç. Dr. Yusuf Erbay, 9 ayrı kamu kuruluşunun işlerine müdahale hakkının bulunduğunun altını çiziyor, yetki devri istiyor. Gürültü, çevre gibi, yetki kirliliği de yaşanıyor. Buna rağmen, 10 yıldır ‘‘devletin küçülmesi gerekir’’ sloganı atılıyor.‘‘Tamam küçültelim’’ denildiğinde ise, birçok konuda olduğu gibi işaret parmakları hemen uzuyor, ‘‘önce başkasından başlayın’’ direnişi başlıyor. Ekonomik krizin bu açıdan yararı ortaya çıkıyor. Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan'ın şu sözü her şeyi özetliyor:‘‘Yıllardır devlet küçültülsün diye bağırıyoruz. Ekonomik krizin zararı kadar faydası da oldu; tasarrufu öğretti, bizi terbiye etti. Devlet de bundan payını alacak, kaçamayacak.’’
button