Küçük’ün cep telefonu ücretini Peker ödüyordu
Güncelleme Tarihi:
Yeliz ÖZ / İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 28, 2008 03:42
EDİRNE Emniyet Müdürü Hanefi![/images/100/0x0/55ea85b2f018fbb8f8857a33]()
Avcı, Ergenekon soruşturması kapsamında 20 Şubat 2008’de tanık olarak alınan ifadesinde, emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile organize suç örgütü lideri Sedat Peker arasındaki bağlantıları anlattı.
Konumundan takip edilmedi
Hanefi Avcı’nin iddianameye yansıyan ifadesinde, 1992’de İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü yaparken görev gereği birçok şahsın irtibatlarının takip edildiğini, o dönemde mafya olarak bilinen Sami Hoştan, Ali Fevzi Bir, Mehmet Özbay (Abdullah Çatlı olduğu sonra anlaşılan), Sedat Peker, Mehmet Hadi Özcan, Yaşar Öz gibi adamların birebir Veli Küçük ile irtibatlı olduğunu öğrendiğini anlattı. Veli Küçük’ün de o dönem Kocaeli İl Jandarma Komutanı olarak görev yaptığını, JİTEM ile resmi bir bağlantısının olmadığını, konumundan dolayı Veli Küçük’ün takip edilmediğini söyleyen Avcı, ancak devlet görevlileri, polis ve asker ile irtibatlı olan mafyavari şahısları takip ettiklerini, bu esnada bu şahısların irtibatlarının ortaya çıktığını belirtti.
Otomobilinin tamir parası
Avcı, bu görüşmelerde daha çok sürekli "Veli Abi’nin yanına uğradık" gibi hususların geçtiği, fakat telefonda açık olarak başka bir şey görüşmediklerini, hatta o dönem komisyona (Susurluk Komisyonu’na) verdiğini ifadede Veli Küçük’ün arabasının tamiratından, kullandığı cep telefonlarına kadar parasını Sedat Peker’in ödediğini, bu hususun araştırılması gerektiğini söylediğini, ancak o dönemde araştırılmadığını, daha sonraki yaptığı görevlerde de bu irtibatları çok sık duyduğunu söyledi.
Mafyavari örgütlenme
Bu isimlerden Yaşar Öz, Sami Hoştan, Ali Fevzi Bir, Korkut Eken ve diğer polis memurlarının Susurluk Davası’nda yargılandıklarını anlatan Hanefi Avcı, Susurluk Komisyonu’nda Veli Küçük ile irtibatlı yukarıda belirttiği isimlerin hepsinin çeşitli defalar mafyavari örgütlenme yapmak suçlamaları ile mahkeme önüne çıktıklarını, pek çok defalar yargılandıklarını, hatta Hadi Özcan’ın o dönemki takip ve izlenmelerinde Veli Küçük ile alakalı çok açık beyanların olduğunu, incelendiği takdirde bu dosyalarda da geçmiş dönemde konu ile alakalı bazı beyanlarının olabileceğini belirtti.
ERGENEKON iddianamesinde mafya yapılanmasında yer aldığı öne sürülen Sedat Peker’in 17 Ağustos Depremi ardından Adapazarı’nda kurdurduğu çadırkenti, o yıllarda Jandarma Komutanlığı yapan Veli Küçük’ün isteği üzerine oluşturduğu vurgulandı. İddianamede, halen Kanada’da yaşayan Tuncay Güney’in Peker’in "Laftan çıkmayıp söz dinleyen, Paşa’nın bir dediğini iki yapmayan, oğlu gibi sevdiği" bir kişi olduğu iddialarına yer verildi. Güney, Peker’in depremzedelere ve halka yardım etmesinin Veli Küçük’ün teorisi olduğunu ve Peker’in bu teoriyi harekete geçirdiğini iddia etti.
Konumundan takip edilmedi
Hanefi Avcı’nin iddianameye yansıyan ifadesinde, 1992’de İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü yaparken görev gereği birçok şahsın irtibatlarının takip edildiğini, o dönemde mafya olarak bilinen Sami Hoştan, Ali Fevzi Bir, Mehmet Özbay (Abdullah Çatlı olduğu sonra anlaşılan), Sedat Peker, Mehmet Hadi Özcan, Yaşar Öz gibi adamların birebir Veli Küçük ile irtibatlı olduğunu öğrendiğini anlattı. Veli Küçük’ün de o dönem Kocaeli İl Jandarma Komutanı olarak görev yaptığını, JİTEM ile resmi bir bağlantısının olmadığını, konumundan dolayı Veli Küçük’ün takip edilmediğini söyleyen Avcı, ancak devlet görevlileri, polis ve asker ile irtibatlı olan mafyavari şahısları takip ettiklerini, bu esnada bu şahısların irtibatlarının ortaya çıktığını belirtti.
Otomobilinin tamir parası
Avcı, bu görüşmelerde daha çok sürekli "Veli Abi’nin yanına uğradık" gibi hususların geçtiği, fakat telefonda açık olarak başka bir şey görüşmediklerini, hatta o dönem komisyona (Susurluk Komisyonu’na) verdiğini ifadede Veli Küçük’ün arabasının tamiratından, kullandığı cep telefonlarına kadar parasını Sedat Peker’in ödediğini, bu hususun araştırılması gerektiğini söylediğini, ancak o dönemde araştırılmadığını, daha sonraki yaptığı görevlerde de bu irtibatları çok sık duyduğunu söyledi.
Mafyavari örgütlenme
Bu isimlerden Yaşar Öz, Sami Hoştan, Ali Fevzi Bir, Korkut Eken ve diğer polis memurlarının Susurluk Davası’nda yargılandıklarını anlatan Hanefi Avcı, Susurluk Komisyonu’nda Veli Küçük ile irtibatlı yukarıda belirttiği isimlerin hepsinin çeşitli defalar mafyavari örgütlenme yapmak suçlamaları ile mahkeme önüne çıktıklarını, pek çok defalar yargılandıklarını, hatta Hadi Özcan’ın o dönemki takip ve izlenmelerinde Veli Küçük ile alakalı çok açık beyanların olduğunu, incelendiği takdirde bu dosyalarda da geçmiş dönemde konu ile alakalı bazı beyanlarının olabileceğini belirtti.
ERGENEKON iddianamesinde mafya yapılanmasında yer aldığı öne sürülen Sedat Peker’in 17 Ağustos Depremi ardından Adapazarı’nda kurdurduğu çadırkenti, o yıllarda Jandarma Komutanlığı yapan Veli Küçük’ün isteği üzerine oluşturduğu vurgulandı. İddianamede, halen Kanada’da yaşayan Tuncay Güney’in Peker’in "Laftan çıkmayıp söz dinleyen, Paşa’nın bir dediğini iki yapmayan, oğlu gibi sevdiği" bir kişi olduğu iddialarına yer verildi. Güney, Peker’in depremzedelere ve halka yardım etmesinin Veli Küçük’ün teorisi olduğunu ve Peker’in bu teoriyi harekete geçirdiğini iddia etti.