Ali DAĞLAR
Oluşturulma Tarihi: Mart 22, 2008 01:00
Günümüzde hukuk, çocukları anne-babalarının uzantısı olarak değil, özel haklara sahip vatandaşlar olarak görüyor, devlete de onları koruma görevi veriyor. Nart’ın (12) macerası, çocuk haklarının ve uluslararası hukukun nasıl bir aşamaya geldiğini gösteriyor. Bu küçük Türkiye vatandaşı, Fransa’da devlet koruması altına alındı, bir çocuk yurduna konuldu. Türkiye’ye dönmesi söz konusu olduğunda, anne-babasına iade edilmek yerine, Türkiye’deki bir çocuk yurduna teslim edilmesine karar verildi.
Fransa’ya anne kucağında gitti Nart. Babası Türkiye vatandaşı tercüman Doğan Sanders, annesi Fransa vatandaşı Sonia ile istanbul’da evlenmişti. Oğulları bebekken, Fransa’ya taşındılar. Lyon kentinde yaşadıkları 9 yıl boyunca, çocuk sahibi bir aile olarak devletten sosyal yardım aldılar. Ayda 600 Euro ödeniyordu onlara. Doğan Sanders, bu yardımın artırılması ve lojman tahsis edilmesi için devlet kurumlarına, bölge milletvekiline başvurular yapmaya başladı.ANNE BABA istanbul’DA KÜÇÜK NART LYON’DAİşler bu noktadayken, 20 Kasım 2006’da jandarma Lyon’un banliyösündeki evlerine geldi. Haklarında ihbar vardı. Aile içi şiddet söz konusu değildi, ancak küçük oğlanın dış dünyayla hemen hemen hiç temas kurmadığı, asosyal bir yaşam sürdüğü öne sürülüyordu. Nart’ın bir süre okula gidip daha sonra evden mektupla eğitime devam etmesi, bazı dersleri almaması bu iddiaları güçlendiriyordu. Nart’ın annesi Sonia ile yapılan 10.5 saatlik görüşme de sosyal servislerin çocuğa dair izlenimini değiştirmemişti. Böylece Nart, Çocuk Mahkemesi’nin kararıyla 1 Aralık’ta resmen ailesinden alındı, Vilayet Çocuk ve Aile Enstitüsü’ne yerleştirildi. Bu sırada babası zaten Türkiye’deydi. Annesi ise oğlunu görmek için birkaç girişimde bulunduktan sonra, kriz geçirdi, 2.5 ay kadar akıl hastanesinde tedavi gördü, sonra o da Türkiye’ye döndü.Mahkemenin ilk kararı, Nart’ın 6 ay için devlet koruması altına alınması yönündeydi. Sonia, oğlunu geri almak umuduyla 12 Nisan 2007’de Fransa’ya döndü. Ruhsal durumu iyi değildi. Kendisini bir trenin altına atmaya kalktı. Majör depresyon tanısıyla yeniden tedavi görmeye başladı. Mahkeme, 6 aylık sürenin bitiminde 31 Mayıs 2007’de temyiz duruşmasında küçük Nart’ı dinledi ve koruma süresini 18 ay daha uzattı. Ayrıca anne-babanın durumunun, özellikle annesi Sonia’nın ruhsal sorunlarının tespitini istedi. Bir psikiyatr tarafından muayene edilen Sonia Sanders için bu kez şizofreni tanısı konuldu. Biraz tedavi gördükten sonra Sonia yeniden Türkiye’ye döndü.Şimdi Nart, Lyon’a 35 kilometre uzaklıkta bir çocuk yurdunda, annesiyle babası ise istanbul’da. Haftada üç kez telefonla görüşüyorlar. Ancak bu durumun sonsuza kadar sürmesi imkansız olduğu için Nart’ın babası, Türkiye’de ve Fransa’da başvurabileceği her kapıyı çalarak oğlunu geri almak için uğraşıyor. Baba Sander, "Hiç değilse oğlum Türkiye’de bir çocuk yurduna konulsun, böylece onu görebiliriz" diyor. FRANSA SORDU: NART İÇİN GARANTİ VERİR MİSİNİZ?Fransız Adalet Bakanlığı bu konuda Türkiye Adalet Bakanlığı’nı muhatap kabul ediyordu. Geçtiğimiz 28 Kasım’da Paris’teki bakanlıktan ankara’daki bakanlığa bir rapor geldi. Yazıda olay anlatılıyor, Nart’ın annesinin ruhsal sorunları nedeniyle koruma süresinin uzatıldığı, bu süre içinde babasının hiç ortaya çıkmadığı söyleniyordu. Sanders çifti Türkiye’de nerede yaşıyordu, ne yapıyordu? İlk kez koruma altına aldığında panik halinde olan Nart’ın durumu şimdi iyiydi, ama takip edilmesi gerekiyordu. Türkiye’deki resmi makamlar, çocuğu anne-babasından koruyarak bir yurda yerleştirilmeliydi. Eğer bu konuda garanti verilirse, Fransa Nart’ı Türkiye’ye iade edebilirdi. Bu başvuruda şaşılacak bir şey yoktu. Çünkü Fransa da, Türkiye de, "Küçüklerin Korunması Konusundaki Lahey Sözleşmesi"ni imzalamışlardı. Her iki ülke de bu sözleşme hükümlerine göre davranıp işbirliği yapmak durumundaydı. Fransız Adalet Bakanlığı’nın yazısında, garanti isteminin Lyon Çocuk Hakimi’nin istemi olduğu özellikle vurgulanıyordu. BİLGİ ALIŞVERİŞİ İSVİÇRE ÜZERİNDENTürkiye Adalet Bakanlığı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na (SHÇEK) başvurdu. Çünkü Türkiye’ye iade edildiği takdirde Nart’ı koruma garantisi verebilecek tek resmi kurumdu bu. SHÇEK, Nart hakkında bilgi toplamak için harekete geçti. Merkezi İsviçre’de bulunan Uluslararası Sosyal Servis’e (ISS) başvurarak, Nart’ın Fransa’daki durumunun araştırılmasını, anne-babasıyla yaşamayı isteyip istemediğinin öğrenilmesini istedi. ISS’nin görevlerinden biri de, sosyal hizmetler konusunda ülkeler arasında bu tür koordinasyonu, bilgi alışverişini sağlamaktı.Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Nart’ın Türkiye’deki anne-babasının birlikte yaşayıp yaşamadığının tespiti için Adalet Bakanlığı’ndan istekte bulundu. istanbul’daki evlerine gelen bir polis memuru, çiftin hálá bir arada yaşadığını tespit etti. Bu araştırmalar tamamlandıktan sonra Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Nart’ın Türkiye’ye iadesi halinde, bir çocuk yurduna yerleştirilmesi ve korunması garantisini verdi. Adalet Bakanlığı bu garantiyi Fransa’ya ilettikten sonra, Nart nihayet Türkiye’ye gelecek. Ama anne-babasının evine değil, Sosyal Hizmetler’in uygun gördüğü bir çocuk yurduna.HER DEVLET, VATANDAŞI OLMASA BİLE ÜLKESİNDE YAŞAYAN ÇOCUĞU KORUMAK ZORUNDATürkiye, 5 Ekim 1961 tarihli Küçüklerin Korunması Konusunda Makamların Yetkisine ve Uygulanacak Kanunlara Dair Lahey Sözleşmesi’ni 21 Şubat 1983’te imzaladı. Sözleşmenin 1. ve 2. maddelerine göre, çocuğun yaşadığı ülkede devlet, vatandaşı olmasa bile onun şahsını ve mallarını korumakla yükümlü, iç hukukuna göre tedbir almakta yetkili. 4. maddeye göre de, çocuğun vatandaşı olduğu devlet, kendi iç hukukunu uygulamakla birlikte, çocuğun yaşadığı ülkenin aldığı tedbirleri de dikkate almak durumunda.