Küçük akılların elinde...

Güncelleme Tarihi:

Küçük akılların elinde...
Oluşturulma Tarihi: Ekim 15, 2001 00:00

BİZ bu sıkıntıları, bu tükenişi hak etmedik... Yolumuz da belliydi, yönümüz de...Şimdi neden ters yoldayız? Niçin başka yönlere sürükleniyoruz?Mustafa Kemal Palaoğlu, bu sorularımı bir cümlede yanıtlıyor.O da bir TV programında, Cemal Kutay'dan dinlemiş. Kutay, milli şairimiz Behçet Kemal Çağlar'ın bir haykırışını aktarmış:‘‘Küçük akılların elinde kaldık, nerdesin!’’Palaoğlu, silkinmek için Turgut Uyar'ın dizelerinden yola çıkıyor:‘‘Ey bilene bilene tükenen bıçak/ Artık bir şey yap!’’Bir şeyler yapmak bizim elimizde. Değerli büyüğüm Yekta Güngör Özden'in, ‘‘Atatürkçü düşünce geleceğin umudu ve yaşama biçimidir’’ dediği yerdeyiz.500 küsur şubesi, 100 bine yakın üyesi olan ADD temsilcileri, Ankara'da bu yüzden iki gün, ‘‘Tavrımız ne olmalıdır?’’ sorusuna yanıt aradılar.ADD Başkanı Halil İbrahim Şahin, Anıtkabir anı defterine şu notu düştü:‘‘Ulu Önderim, 79 yıl önce yoksulluk içinde direnen bir toplumdan, bugün niçin dilenen bir toplum haline geldik. Neden? Neden? Neden?’’Bu sorunun yanıtı da, Büyük Kurtarıcı'nın söylevlerinde vardı:‘‘Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar, önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybederler.’’İşte kördüğümün kökü... Genç bir şube temsilcisi bunu güncelleştirdi:‘‘Bu yönetime baktıkça, kendimi ihanete uğramış gibi hissediyorum.’’O halde, ‘‘Bilene bilene tükenen bıçak’’ artık bir şey yapmalı. Ama nasıl ve kimlerle? Yolu ve yönü belli olanlarla... Aydınlanma meşalesini omuzlarda taşıyan ödünsüz Atatürkçü kadrolarla:Yekta Güngör Özden, Mustafa Kemal Palaoğlu, Halil İbrahim Şahin, Ertuğrul Kazancı, Doğu Aktulga, Tevfik Kızgınkaya, Anıl Çeçen, Ümit Gürtuna, Aydemir Ceylan, İhsan Tahyan, Ali Nihat Bozcuk, Ahmet Saltık, Özer Ozankaya, Necla Karacaoğlu, Ali Nejat Ölçen, Kadir Ün, Hüseyin Kırkıl, Lemanser Sükan gibi isimlerini sayamadığım Atatürk'ün isimsiz sınır neferleri ile.Vurdumduymaz liderler de, Rabbena hep bana diyenlerle de, başarısızlığı örgütleyenlerle de ülke iyi yönetilemiyor. ADD siyasete bulaşmadan, tavır almak gerekiyor. İş yine başa düştü.. Atatürkçüler, görev başına!* * *Atatürkçü Düşünce; yoklara boyun eğerek de yeşermiyor. Akıl ve bilimle çözüm üreterek kök salıyor ve gelişiyor. İşte, Başkent Üniversitesi...8 yıl önceki bozkır bayırında, kavkaz dikenlerinin uçuştuğu kirli beyaz kayalıklarda, şimdi uygarlığın meşalesi yanıyor.Prof. Mehmet Haberal, çarşamba günü sabaha karşı 03.00'te tamamlanan Kültür Sitesi'nin sahnesine 5 saat sonra çıkıp açış konuşması yaparken, istiklal ve istikbalin nasıl korunacağını da kanıtlıyordu. Sözle değil eserleriyle.1994 yılında temeli atılan bu üniversitede iki fakülte ile bir enstitü vardı. Şimdi 11 fakülte, 4 yüksek okul, 7 enstitü ve tam 36 bölüm.‘‘Ne mutlu Türk'üm diyene’’ diye haykırmak, bence böyle olmalıdır.* * *Bu duyguyu, Anadolu Çağdaş Eğitim Vakfı ANAÇEV Başkanı Ayla Hatırlı da, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ndeki Ahmet Taner Kışlalı gecesinde yaşattı.Rahmetli Kışlalı, bir kitabının gelirini vakfa bırakmıştı. Bu, Atatürkçü gençlere şimdi burs sağlıyor. Ahmet'in eşi Nilüfer ve kızı da törendeydi.Mümtaz Soysal, Yekta Güngör Özden, Hasan Gemici, Talat Halman, Osman Olcay ve Hikmet Uluğbay da duygulu gecede Hatırlı'yı yalnız bırakmadılar.Yolu ve yönü belli olanların doğrultuları da tutarlı oluyor... Ne mutlu!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!