Küçük Akif'in katili 1 yıldır bulunamadı
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 10, 2010 10:43
Adana'da, Seyhan Baraj Gölü kıyısında ailesiyle piknik yaparken başına kurşun isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden Akif Can Yıldız'ın (8) katil zanlısı olayın üzerinden bir yıl geçmesine karşın bulunamadığı bildirildi.
Ayakkabı boyacılığı yaparak ailenin geçimine katkı sağlamaya çalışırken, 11 Temmuz 2009'da, piknik yaparken, uyuduğu sırada nereden geldiği belli olmayan kurşunun başına isabet etmesi sonucu ölen Akif Can Yıldız'ın dedesi Durmuş Karabekiroğlu, olayın acısını ilk gün gibi yüreklerinde hissettiklerini söyledi.
Akif'in ölümünün birinci yılının dolduğunu belirten Durmuş Karabekiroğlu, her yeni güne Akif'in ölümüne neden olanların bulunması ümidiyle uyandıklarını söyledi.
Adana Valisi İlhan Atış ve Emniyet Müdürü Mehmet Salih Kesmez'in olayın üzerinde hassasiyetle durduklarından emin olduğunu vurgulayan Karabekiroğlu, emniyet personelinin de zaman zaman yanlarına gelip bilgi verdiklerini söyledi.
Damadı öldükten sonra torununa hem babalık hem dedelik yaptığını anlatan Karabekiroğlu, olay gününün film şeridi gibi gözümün önünden gitmediğini belirterek, “Piknikte, torunum uyuyordu. Uyurken birden elini yere vurdu. Ben rüyasında kavga ediyor sandım. Sonra annesi kafasında kan olduğunu söyleyince yengeç ısırdı diye düşündüm. Hastanede kurşun olduğunu öğrendik” dedi.
Olayın ardından çok sayıda kişinin maddi yardım sözü verdiğini ancak yerine getirmediğini anlatan Karabekiroğlu, “Ben de ölürsem bunların hali ne olacak. Vali bey emir vermiş, her türlü yardım alacak diye. Erzak bir ay geliyorsa 5 ay gelmiyor. Sosyal Yardımlaşmadan maddi yardım yapılmıyor. Akif Can'ın 14 yaşındaki ablasından ilköğretim okulu diplomasını almak için 25 lira istiyorlar. Onu bile veremediğimiz için diplomasını alamadık” dedi.
Akif Can'ın annesi Sabiha Yıldız ise olayın ardından depresyon yaşadığını, halen psikolojik tedavi gördüğünü belirterek, “Akif'in son hali gözlerimin önünden gitmiyor” dedi.
Yıldız, ablasının 4 yaşındaki oğlu Emirhan'ın da olay günü orada olduğunu vurgulayarak, “Akif ile yan yana yatıyordu. O şans eseri kurtuldu. Bugün Emirhan'ı kendi çocuğum gibi seviyorum. Onu öpüp, koklayarak bir parça acımı dindirmeye çalışıyorum” diye konuştu.
EMNİYETİN AKİF CAN SORUŞTURMASI
Cinayet Büro Amirliği, Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ile ortak çalışma yürüterek kullanılan silahın kime ait olduğunun belirlenmesi için olaydan sonra ilk 2 gün boyunca 150 metrelik alanda, metal detektörleri mermi kovanı araştırması yapıldı.
Bunda bir sonuca ulaşılamayınca Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğüne bağlı ekiplerin de katılımıyla 250 polis, olayın gerçekleştiği Seyhan Baraj Gölü kıyısındaki 20 dönümlük alanı incendi.
Kovanın bulunabilmesi için kente çağrılan Elazığ Emniyet Müdürlüğü kadrosundaki hassas detektöre sahip özel ekip, 2 gün boyunca mermi kovanının suya düşme ihtimaline karşın gölün içinde de arama yaptı.
Burada bulunan bir kovanın, Akif Can'ın kafatasından çıkan mermi çekirdeğiyle uyuşmadığı belirlendi.
Bu sırada, siyah Şahin marka bir otomobilden ateş edildiği yönünde plakasıyla birlikte ihbarın yapılmasının ardından araç sahibi H.D'ye ulaşıldı.
Araçta gerekli incelemeler yapılırken, şüphelinin o tarihte aracı başkasına sattığını belirtmesi üzerine sürücü A.Y. bulundu. A.Y'de bulunan ruhsatsız 6,35 kuru sıkıdan dönme tabanca balistik incelemeye alındı. Sonuç olumsuz çıkınca A.Y, serbest bırakıldı.
Çevredeki bir düğün salonunda o gün havai fişek atılırken, havaya ateş edildiği bilgisi de değerlendirerek, iş yeri ve çevresinde boş kovan araştırması yapıldı. Ancak, ailesi Akif Can'ın havai fişek gösterisini izlediği, daha sonra uyumaya geçtiğini belirtmesiyle bu ipucu da sonuç vermedi.
Başka bir ihbarda da gölün içinden ateş yapıldığının belirtilmesi üzerine bölgedeki tekne sahipleri sorgulandı. O tarihte tekneyle gezintiye çıkan ve havaya ateş ettiği belirtilen aralarında polislerinde bulunduğu 3 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerin silahlarındaki balistik incelemede olumsuz sonuçlandı.
M.Y. isimli bir kişinin o gün atış yaptığının ihbar edilmesi üzerine evinde ve aracında arama yapıldı. Ancak her hangi bir tabancaya ulaşılamadı.
BİLİMSEL ARAŞTIRMA
Soruşturma kapsamında bilimsel metotlara da başvurularak, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yüksel Ufuktepe'den de yardım istendi.
Daha sonra savcılık tarafından da olayın bilirkişisi olarak atanan Ufuktepe'nin incelemesi sonucu kafatasından yaklaşık 2,5 santimetre içeri giren 9 milimetre çapındaki merminin 1,5 kilometre mesafeden havaya yatay açıyla Karslı Mahallesi yönünden atıldığı belirlendi.
Olayın “yorgun kurşun” olarak adlandırılan havaya doğru atılan merminin düşüşü sırasında gerçekleştiği tespit edildi.
Soruşturma süresince bölgedeki 60 silah ruhsatı sahibi ile çevredeki iş yerlerinin çalışanları ve sürekli müşterilerinden 50 kişi hakkında soruşturma yapıldı. İhbarlar sonucu 3 polis, 1 uzman çavuşun silahları balistik araştırmadan geçti.
Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin, Akif'in ölümüne neden olan ya da olanların bulunması için soruşturmayı sürdürdüğü belirtildi.
Akif'in ölümünün birinci yılının dolduğunu belirten Durmuş Karabekiroğlu, her yeni güne Akif'in ölümüne neden olanların bulunması ümidiyle uyandıklarını söyledi.
Adana Valisi İlhan Atış ve Emniyet Müdürü Mehmet Salih Kesmez'in olayın üzerinde hassasiyetle durduklarından emin olduğunu vurgulayan Karabekiroğlu, emniyet personelinin de zaman zaman yanlarına gelip bilgi verdiklerini söyledi.
Damadı öldükten sonra torununa hem babalık hem dedelik yaptığını anlatan Karabekiroğlu, olay gününün film şeridi gibi gözümün önünden gitmediğini belirterek, “Piknikte, torunum uyuyordu. Uyurken birden elini yere vurdu. Ben rüyasında kavga ediyor sandım. Sonra annesi kafasında kan olduğunu söyleyince yengeç ısırdı diye düşündüm. Hastanede kurşun olduğunu öğrendik” dedi.
Olayın ardından çok sayıda kişinin maddi yardım sözü verdiğini ancak yerine getirmediğini anlatan Karabekiroğlu, “Ben de ölürsem bunların hali ne olacak. Vali bey emir vermiş, her türlü yardım alacak diye. Erzak bir ay geliyorsa 5 ay gelmiyor. Sosyal Yardımlaşmadan maddi yardım yapılmıyor. Akif Can'ın 14 yaşındaki ablasından ilköğretim okulu diplomasını almak için 25 lira istiyorlar. Onu bile veremediğimiz için diplomasını alamadık” dedi.
Akif Can'ın annesi Sabiha Yıldız ise olayın ardından depresyon yaşadığını, halen psikolojik tedavi gördüğünü belirterek, “Akif'in son hali gözlerimin önünden gitmiyor” dedi.
Yıldız, ablasının 4 yaşındaki oğlu Emirhan'ın da olay günü orada olduğunu vurgulayarak, “Akif ile yan yana yatıyordu. O şans eseri kurtuldu. Bugün Emirhan'ı kendi çocuğum gibi seviyorum. Onu öpüp, koklayarak bir parça acımı dindirmeye çalışıyorum” diye konuştu.
EMNİYETİN AKİF CAN SORUŞTURMASI
Cinayet Büro Amirliği, Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ile ortak çalışma yürüterek kullanılan silahın kime ait olduğunun belirlenmesi için olaydan sonra ilk 2 gün boyunca 150 metrelik alanda, metal detektörleri mermi kovanı araştırması yapıldı.
Bunda bir sonuca ulaşılamayınca Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğüne bağlı ekiplerin de katılımıyla 250 polis, olayın gerçekleştiği Seyhan Baraj Gölü kıyısındaki 20 dönümlük alanı incendi.
Kovanın bulunabilmesi için kente çağrılan Elazığ Emniyet Müdürlüğü kadrosundaki hassas detektöre sahip özel ekip, 2 gün boyunca mermi kovanının suya düşme ihtimaline karşın gölün içinde de arama yaptı.
Burada bulunan bir kovanın, Akif Can'ın kafatasından çıkan mermi çekirdeğiyle uyuşmadığı belirlendi.
Bu sırada, siyah Şahin marka bir otomobilden ateş edildiği yönünde plakasıyla birlikte ihbarın yapılmasının ardından araç sahibi H.D'ye ulaşıldı.
Araçta gerekli incelemeler yapılırken, şüphelinin o tarihte aracı başkasına sattığını belirtmesi üzerine sürücü A.Y. bulundu. A.Y'de bulunan ruhsatsız 6,35 kuru sıkıdan dönme tabanca balistik incelemeye alındı. Sonuç olumsuz çıkınca A.Y, serbest bırakıldı.
Çevredeki bir düğün salonunda o gün havai fişek atılırken, havaya ateş edildiği bilgisi de değerlendirerek, iş yeri ve çevresinde boş kovan araştırması yapıldı. Ancak, ailesi Akif Can'ın havai fişek gösterisini izlediği, daha sonra uyumaya geçtiğini belirtmesiyle bu ipucu da sonuç vermedi.
Başka bir ihbarda da gölün içinden ateş yapıldığının belirtilmesi üzerine bölgedeki tekne sahipleri sorgulandı. O tarihte tekneyle gezintiye çıkan ve havaya ateş ettiği belirtilen aralarında polislerinde bulunduğu 3 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerin silahlarındaki balistik incelemede olumsuz sonuçlandı.
M.Y. isimli bir kişinin o gün atış yaptığının ihbar edilmesi üzerine evinde ve aracında arama yapıldı. Ancak her hangi bir tabancaya ulaşılamadı.
BİLİMSEL ARAŞTIRMA
Soruşturma kapsamında bilimsel metotlara da başvurularak, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yüksel Ufuktepe'den de yardım istendi.
Daha sonra savcılık tarafından da olayın bilirkişisi olarak atanan Ufuktepe'nin incelemesi sonucu kafatasından yaklaşık 2,5 santimetre içeri giren 9 milimetre çapındaki merminin 1,5 kilometre mesafeden havaya yatay açıyla Karslı Mahallesi yönünden atıldığı belirlendi.
Olayın “yorgun kurşun” olarak adlandırılan havaya doğru atılan merminin düşüşü sırasında gerçekleştiği tespit edildi.
Soruşturma süresince bölgedeki 60 silah ruhsatı sahibi ile çevredeki iş yerlerinin çalışanları ve sürekli müşterilerinden 50 kişi hakkında soruşturma yapıldı. İhbarlar sonucu 3 polis, 1 uzman çavuşun silahları balistik araştırmadan geçti.
Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin, Akif'in ölümüne neden olan ya da olanların bulunması için soruşturmayı sürdürdüğü belirtildi.