Güncelleme Tarihi:
Kübizm, 20. yüzyıl başındaki temsile dayalı sanat anlayışından saparak devrim yapan Fransız sanat akımıdır. Pablo Picasso ve Georges Braque, nesne yüzeylerinin ardına bakarak konuyu aynı anda değişik açılardan sunabilecek geometrik şekilleri vurgulamışlardır.
KÜBİZM TARİHİ
20. yüzyıl başlarında ortaya çıkmıştır. Kübizm terimi I. Dünya Savaşı'ndan önceki yıllarda Paris'te gelişen bir resim akımını belirtir. O dönemde Avrupa'da biçimlenmekte olan modern sanatın ışığın geçici etkilerini resmetmek olan izlenimcilerden hoşnut olmayan bir genç ressamlar kuşağı yetişiyordu; bunlar, Matisse'in çevresinde toplanmış olan fovların çok renkli resim sanatından da hoşlanmıyorlardı. Kübist sanatçılara göre dış dünyanın nesneleri sadece göründükleri yanıyla değil görünmeyen tüm yanları ile ele alınmalıydı. Empresyonizm'e egemen olan görme duygusu yerine, Kübistler aklın başatlığına dayanan aklın gücünü ortaya koymak istiyorlardı.Tablolarını sağlam temellere oturtmak istiyor ve bu konuda ressam Paul Cezanne'ın izinden gidiyorlardı. Nitekim bu ressamlar, Cezanne'dan, onun son Provence manzaralarından ve natürmortlarından esinlenecekler, bundan da kübizm doğacaktı. Manifestosu yazan Apollinaire, bir taklit sanat değil tasarım sanatı olduğunu söyler.
Kübizm Akımı Sanatçıları (Ressamları) ve Özellikleri Hakkında Bilgi
Kübizm ile ilgili eserler çoğunlukla resim alanında görülmektedir. Ancak 1913 yılından itibaren yavaş yavaş edebiyat alanında da görülmeye başlamıştır. Edebiyatta ilk defa kübizm akımını kullanan yazar Guillauma Apollinaire olmuştur. Apollanaire şiirlerinde kübizm akımını kullanarak farklı bir tarz elde etmiştir.
Kübizm akımı edebiyatta kullanılsa da ne yazık ki çok fazla ilerleme yaşanmamıştır. Yani edebiyat alanında Kübizm akımı çok da ses getirmemiştir. Bu sebeple de uzun sürmemiştir. Türk edebiyatında ise kübizm akımına örnek verilecek bir eser ortaya konmamıştır.
Bu akım sanatın pek çok dalında etkisini göstermiştir. Fakat resim ve mimari dışında pek kalıcı eserler verilememiştir. Kübizm bir yüzey sanatıdır. Bu nedenle de bu tarz tablolarda ışık ve gölge oyunları kullanılmamış tablo yalnızca iki boyutlu bir şekilde ele alınmıştır. Bu sebeple de kübizm akımından faydalanılarak kübik mimari meydana getirilmiştir. Süsleme alanında da kübizm akımından çokça etkilenme olmuştur.
Kübizm Akımı Sanatçıları
Kübizm akımından etkilenen sanatçılar nesneleri oldukça farklı şekillerde ele almaktadır. Bu sanatçılara göre nesneler yalnızca göründükleri şekilleri ile değil, görünmedikleri şekilleri ile de yansıtılmalıdır.
Kübik tablo modellerinde ressamlar eşyaları her yönü ile göstermek istedikleri için çizdikleri eşyaları parçalayarak geometrik yapıları ile çok boyutlu olarak çizmişlerdir. Tablolarda insanlar sadece dış görünüşleri baz alınarak çizilmemiştir. Çevreleri ve düşünceleri ile birlikte de ele alınmışlardır. Yani kübizm sanatçıları nesneleri ve insanları her yönleri ile ele alırlar.
Kübizm akımı denildiği zaman akla ilk gelen isim şüphesiz Pablo Picasso'dur. Pablo Picasso aynı zamanda bu akımın kurucusudur. Bunun dışında Georges Braque, Albert Gleizes, Juan Gris, Fernand Leger, Andre Lhote gibi isimler de Kübizm akımının temsilcileri arasındadır.
Kübizm akımı ilk olarak 1906 yılında Paris'de ortaya çıkan bir akımdır. İlk önce resim sanatında ilk eserler verilmiş. Daha sonra farklı sanat dallarında çalışmalar yapılmış fakat resim ve mimari dışında pek de kalıcı eserler verilmemiştir.
Kübizm akımının öncülüğünü yapan ressam Pablo Picasso olmuştur. Sanata artık dinamik bir akım gelmesi gerektiğine karar veren Picasso kübizm akımının ilk temellerini atmıştır.