Güncelleme Tarihi:
ASYA YÜZYILI
Yüksek ekonomik kalkınma ve hızlı bir sosyal dönüşüm içindeki Asya’da, demokrasinin tüm kurum ve değerleri ile yeni bir süzgeçten geçirilmesi süreci yaşanıyor. Önümüzdeki yüzyılda, küresel, ekonomik ve stratejik dengenin Asya eksenli olacağını, 21’inci yüzyılın Asya yüzyılı olacağını düşünüyorum.
KURALLAR DEĞİŞTİ
Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi kavramlar artık belirli bir bölgeye, gruba değil, bütün dünyaya ait ortak değerler haline geldi. Bugün artık demokrasi başta olmak üzere tüm bu kavramlar konusunda yeni bir muhasebeye ihtiyaç duyulduğunu görüyoruz.
SINAV ZAMANI
Uzun bir süredir karşımızda duran küresel ekonomik kriz, yerleşik demokrasileri önemli bir sınava tabi tutuyor. Gelişmiş batılı ekonomiler ve sosyal devlet modelleri küresel kriz karşısında ciddi şekilde sarsılmıştır. Demokratik yapılara duyulan güvensizliğin artması, seçimlere katılım oranlarının düşmesi, aşırılık yanlılarının giderek tüm siyasi sistemleri etkileyecek güce ulaşmalarına yol açıyor. Bunun değerler krizine dönüşmemesi ve demokratik dokunun korunabilmesi, toplumların demokrasiye inancının yükseltilmesi gerekiyor.
DEMOKRASİ İHTİYACI
Sınırların önemini anlamsız kılan yeni dünya düzenine, insanların demokrasiye sadece kendi sınırları içinde değil, uluslararası düzeyde de ihtiyaçları var. İşte bu süreçte dünyada gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelere, büyük görevler düşüyor. Bu ülkelerin dünya ekonomisindeki artan payları, bölgesel düzeyde belirginleşen öncü konumlarına paralel şekilde küresel meselelerde de daha fazla sorumluluk almaları gerekiyor.
SİYASİ ADALETSİZLİK
Türkiye olarak sorumluluk bilinci ile hareket ediyoruz. Demokratik, eşitlikçi, kapsayıcı ve en önemlisi adil bir küresel yeni düzenin oluşturulması için bölge ve dünyada yoğun gayret içindeyiz. İstanbul Küresel Forumu’nu gerçekleştirdik. Küresel düzlemde karşılaştığımız birçok sorunun temelinde siyasi ve ekonomik adaletsizlikler yatıyor.
SORUNLAR DEĞİŞİYOR
Günümüzdeki konvansiyonel nitelikli çatışmalara ilaveten, terörizmden organize suçlara, iklim değişikliğine kadar her alanda sorunların nitelik ve boyutu sürekli değişiyor. BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere Somali, Myanmar, Suriye’de sınav veren küresel yapıların sorunlarının çözümündeyetersiz kaldığını görüyoruz.
5 DAİMİ ÜYEYLE OLMUYOR
Üzülerek ifade etmek durumundayım ki, BM insanlığın geleceğini tehdit eden, umutlarını körelten, korkuları ortadan kaldırabilecek bir liderlik sergileyemiyor. İnsanlığın küresel barışa özlemi sonucu ortaya çıkan BM’nin uluslararası meşruiyetin ve adaletin tesisinde daha etkin olması gerekiyor. Dünya 5 tane daimi üyenin iki dudağının arasına bırakılamaz. Eğer tüm dünyayı 5 daimi üyenin iki dudağı arasına bırakacak olursak, işte burada insanlık her geçen gün kan kaybeder. Suriye’de ölen insanların sayısı 50 bine ulaştı. Benim ülkeme sığınan insan sayısı 111 bin. 2.5 milyon insan kendi ülkesinden, evlerinden ayrı yaşıyor. Bombalar ile insanlar öldürülüyor, BM nerede? BM, 5 tane daimi üyenin iki dudağının arasından vereceği karara bakıyor.
BM YENİLENMELİ
Biz BM’nin bütün insanlığın hukukunu koruyacak, uluslararası toplumu ortak değerler ve adalet temelinde örgütleyecek şekilde yeniden yapılanması gerektiğini savunuyoruz. BM Güvenlik Konseyi’nde tüm kıtaların, inanç gruplarının temsilcileri olmalı. BM’nin vizyon ve yapısının yenilenmesi lazım.
SURİYE CESARET ALIYOR
Suriye rejiminin BM sistemindeki tıkanıklıktan cesaret alarak kendi halkına karşı sürdürdüğü vahşet insanlık için bir utanç kaynağıdır. Gözlerimizin önünde cereyan eden bu insanlık dramı karşısında hareketsiz kalmayı sadece uluslararası dengeler ile açıklamak vicdanları tatmin etmeyeceği gibi, bizleri tarih önündeki sorumluluğumuzdan da kurtaramaz. Türkiye olarak Suriye’deki halkın meşru talep ve beklentileri doğrultusunda etnik ve dini grupların temsil edileceği yönetime geçilmesini arzuluyoruz. Sadece Suriye’de değil Ortadoğu veya dünyanın herhangi bir yerinde insanlar dikta rejimlerinin şiddeti altında acı çekerken kimse kendi ülkesinde huzur içinde yaşayamaz.
IMF DE YENİLENMELİ
Önemli bir nokta, benzer bir şekilde IMF’nin de kapsamlı bir reform sürecinden geçmesi gerektiğine inanıyoruz. Ekonomi alanındaki kurumsal düzenlemeler hayata geçirilirken, küresel gelir dağılımın düzeltilmesi ve sürdürebilir kalkınma hedeflerine öncelik verilmeli.
Forum yemeği karşılaşması
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Bali Demokrasi Forumu katılımcılarına verilen yemeğe giderken karşılaştı. Erdoğan ve Ahmedinejad bir süre yürüdü ve yemek masasının yanında ayaküstü sohbet etti. Erdoğan, bazı devlet ve hükümet başkanlarıyla da ikili görüşmeler yaptı. Erdoğan, forumun diğer katılımcıları Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai, Avustralya Başbakanı Julia Gillard ve Tayland Başbakanı Yingluck Shinawatna ile ayrı ayrı bir araya geldi. Karzai ve Shinawatna ile görüşmeleri yaklaşık yarımşar saat süren Erdoğan, Gillard ile de 1 saat görüştü. Görüşmelerde Erdoğan’a, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik de eşlik etti.
Erdoğan, ‘Altın Sultan’a gidiyor
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, seyahatini uzatarak bugün Brunei Sultanlığı’na geçiyor. Erdoğan, “Altın Sultan” olarak anılan dünyanın en zengin adamları listesinin başında yer alan Brunei Darusselam Sultanı Haji Hassanal Bolkiah Muizzaddin Naddavlah’la, Bali Demokrasi Forumu toplantısında karşılaştı. Planda olmayan Brunei gezisi ortaya çıkınca da seyahat bir gün uzatıldı. Erdoğan, bugün öğle saatlerinde Bali’deki programını tamamlayarak Brunei Sultanlığı’na hareket edecek. Geceyi bu ülkede geçirecek olan Erdoğan, 11 Kasım Pazar günü Türkiye’ye dönebilecek. Erdoğan, bu seyahat nedeniyle 10 Kasım törenlerine de katılamayacak.