Güncelleme Tarihi:
Holbrooke, Cuma akşamı Dışişleri Bakanı Hillary Rodham Clinton’la Washington’da yaptığı görüşme sırasında rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmıştı. Doktorların ana atardamarında bir yırtık bulmasıyla 21 saatlik bir ameliyata alındı. Pazar günü bir kez daha ameliyat edilen Holbrooke’un sağlık durumu son anına kadar kritikti.
Holbrooke’un Asya, Avrupa ve Ortadoğu’da geçen kariyerinin en dikkat çekici noktası 1995’te Bosna savaşının sonunda imzalanan Dayton Barış Anlaşması’nın ana mimarı olmasıydı.
Daha yakın zamanda Holbrooke, Afganistan ve Pakistan’ın içinden çıkılmaz durumuyla mücadele etti: İsyancı Taliban’la savaşıp yolsuzluğa bulaşmış hükümetlerle, hileli seçimlerle, uyuşturucu ticaretiyle, Pakistan’daki nükleer silahlarla ve El Kaide’nin hatta belki de Usame bin Ladin’in varlığıyla başa çıkmaya çalışırken bölgede istikrarı nasıl sağlarsınız?
Holbrooke’un en önemli görevlerinden biri Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai’ye ülkesinin güvenliği için sorumluluk almak ve ABD’nin ülkedeki operasyonlarını tehdit eden yolsuzluklara karşı çıkmak için baskı yapmaktı. Zaman zaman Karzai kendisiyle görüşmeyi reddetse de Holbrooke yılmadı. Diplomasi muhabirleriyle düzenli olarak yaptığı kahvaltılardan birinde gülümseyerek, “Karzai fazlasıyla zorlu bir pazarlıkçı. Ama gördüğünüz gibi, ben de öyleyim” demişti.
2008 seçimleri sırasında danışmanlık yaptığı Clinton’a Afganistan’a daha fazla asker gönderilmesi konusunda Başkan Barack Obama’nın ikna edilmesi için yardımcı olan Holbrooke, ABD’nin ülkedeki imajının güçlendirilmesi için de daha fazla yardım ve kalkınma projesi çağrısında bulundu. Ancak bu girişimlerin başarılı olup olmadığı anlaşılamadan Holbrooke hayatını kaybetti.
Çok güçlü bir savaşçı olan Holbrooke, tavrını kabul ettirmek için gerçekler, blöfler, fısıltılar, tehdit imaları ve öfke patlamaları gibi silahlar kullandı. Holbrooke’u dün “Amerikan dış politikasının devlerinden biri” olarak tanımlayan Obama’nın dikkatinin zaman zaman kendisinin konuşmalarıyla dağıldığı söylenirdi.
Ancak Holbrooke müzakere masasının etrafındaki rakiplerini ve çalışma arkadaşlarını çoğu zaman şaşırttı, hatta gözünü korkuttu. Bazıları kendisini bir zorba olarak bile nitelendirdi. Fakat Holbrooke’a hayran olanlar için kendisinin barış çabaları sıra dışıydı.
Holbrooke’u 1999’da 17 aylığına ABD’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi olarak atayan dönemin başkanı Bill Clinton, “Bosna’daki dikkat çekici diplomatik girişimleri dökülen kana son verdi, Dayton görüşmelerindeki kararlılığı ise barışı sağlamak, umudu yeniden tesis etmek ve hayat kurtarmak için kilit önemdeydi. Holbrooke’un Bosna’daki çalışmalarıyla Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldüğü de söylendi.
Holbrooke’un kariyerindeki başarıları çok az diplomata nasip olur. İlk başlarda, altı yıl boyunca Vietnam’da görev yapan Holbrooke, Paris’te yapılan barış görüşmelerinde ABD delegasyonunun bir parçasıydı. 1971 yılında New York Times’ın kamuoyuna sızdırdığı ve ABD’nin Vietnam Savaşı’ndaki rolünü detaylandıran gizli Savunma Bakanlığı tarihi Pentagon Belgeleri’nin bir kısmını da Holbrooke yazdı.
Carter yönetimi sırasında Doğu Asya ve Pasifik İlişkilerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak 1979’da Çin’le diplomatik ilişkilerin kurulmasında hayati bir rol oynadı ve böylece Nixon’ın 1972’deki Çin seyahatinin de temellerini atmış oldu.
Clinton dönemi sırasında 1993-94’te Almanya Büyükelçisi olarak görev yapan Holbrooke, 1994-95 yıllarında ise Avrupa İlişkileri ve Kanada’dan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcılığı yaptı ve bu dönemde “Bosna savaşını bitiren adam” olarak tarihe geçti. 1996 yılında Türkiye ile Yunanistan arasında, iki ülkeyi savaşın eşiğine getiren Kardak krizinde arabuluculuk yapan Holbrooke, Clinton'ın Kıbrıs Özel Temsilciliği görevine de getirildi ancak Bosna’daki başarısını Kıbrıs’ta gösteremedi.
Holbrooke'un bir dönem Türkiye'yi Malezya'ya benzetmesi Türkiye'de cidditartışmalar yaratmış, bunun ardından Holbrooke, Türk kültürüne olan saygısına dikkat çekerek, sözlerinin yanlış anlaşıldığını dile getirmişti.
Diplomatik görevlerinin yanı sıra Foreign Policy dergisinin 1972-1977 yılları arasındaki editörlüğünü yapıp Washington Post’a makaleler yazan Holbrooke’un “Counsel to the President” (Başkan’ın Rehberi) ve “To End a War” (Bir Savaşı Bitirmek) isimli iki de kitabı bulunuyor.
Ayrıca Wall Street’te milyonlar kazanan bir yatırım bankacısı olan Holbrooke, daha sonra Lehman Brothers’a satılan Public Strategies isimli danışmanlık şirketinin kurucuları arasında yer aldı.
Brown Üniversitesi’nde tarih eğitimi alan Holbrooke, Princeton’da araştırmacı olarak da görev yaptı.
New York Times'da yayımlanan "Strong American Voice in Diplomacy and Crisis" başlıklı haberden derlenmiştir.
http://twitter.com/HurriyetPlanet