Güncelleme Tarihi:
Dinlemelerin yasadışı olmadığını savunan Aksünger şunları söyledi:
- “Erdoğan grup konuşmasında TÜBİTAK tarafından yapılan kriptolu telefonlardan bahsettiğini ima ederek söyledi ki bence onlar kullanılmıyordu. Ben öyle düşünüyorum. Diyelim ki kullanılıyor. Devletin en üst icra makamında ya da yürütmenin başındaki insanın kullandığı kriptolu bir telefon ise ve karşı taraftaki herhangi birinde bir kriptolu telefon yoksa bu iletişim kriptolu olarak gerçekleşmez. Yani iki tarafın da kriptolu telefona ihtiyacı vardır. İkisi de kriptolu olursa, bir defa Başbakan’ın oğlunda devlet kademesinin kullanması gereken kriptolu telefonun ne işi var. Bunu bir defa sormak lazım.
- (İki kriptolu telefonu göstererek) Bu iki telefonun da aynı kod kaynak yapısına, aynı şifreye sahip olması gerekir ki birbiriyle haberleşebilsinler. Bunun birbiriyle konuşması, şifrelenmesi için sadece ikisinde olan bir yazılıma ihtiyacı vardır. Ama siz bunu Türkiye’ye getirdiğiniz, gümrükten geçirdiğiniz anda içeride bunu konuşmaya açabilmeniz için bu kripto kodlarını BTK’ya vermek zorundasınız. Çünkü yasal şartlar altında ola ki bu kriptoları kullanan insanlar yasal olmayan bir şeye bulaştığı zaman onların yasal, mahkemelerin verdiği kararlar çerçevesinde dinlenmesi için bu kaynak şifre kodlarının BTK’da olma ihtiyacı vardır. O da bunu TİB’e verir. TİB de ola ki bir şeye bulaşmışsanız, bu iki telefonun birbiriyle konuşmalarında sizi dinler.
- Öyle yasadışı falan dinleme olmadığı çok net anlaşılıyor. Dikkat ettiyseniz tapelerde bir ID numaraları var. Bu işin yasal çerçevede halledilmesi için güvenilir bir yargıya ihtiyaç var. Bugün bu Meclis çatısı altında bir soruşturma komisyonunun kurulmasına ihtiyaç var. TÜBİTAK’taki görevden alınanlar cemaatçi midir, değil midir bilmem ama bildiğim bir şey var. Her yerde yapılan operasyonlar kendinden olan kişileri oraya koyma operasyonlarıdır.”