Güncelleme Tarihi:
Diyanet İşleri tarafından verilen bilgiye göre; Kurban kesmekle mükellef olan şahıs, kurbanlık hayvanı nakit olarak alabileceği gibi kredi kartıyla tek çekim veya vadeli olarak da alabilir. Bu bağlamda bedelin kredi kartıyla ödenmesi kurbanın sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak kredi kartı borcunu, ödeme tarihinde ödemek ve gecikmeden kaynaklanan faizli işleme düşmemek gerekir.
Kredi kartıyla vadeli olarak kurban alırken, vadeyi bankanın uygulaması halinde ilave bir ücret ödenirse kesilen kurban geçerli olmakla birlikte, faizli işlem sebebiyle ayrı bir günah söz konusu olacağı için bundan sakınmak gerekir.
Kredi kartıyla vadeli olarak kurban alırken, vadeyi bankanın uygulaması halinde ilave bir ücret ödenirse kesilen kurban geçerli olmakla birlikte, faizli işlem sebebiyle ayrı bir günah söz konusu olacağı için bundan sakınmak gerekir.
Kurban kesmek, âkil (akıl sağlığı yerinde), bâliğ (ergen), dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan bir müslümanın yerine getireceği malî bir ibadettir (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 146). İster vacip isterse nafile olarak kurban kesecek kimse, kurbanını peşin satın alabileceği gibi, borçlanarak da satın alabilir. Bu, kurbanın sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak faizli borç alması durumunda faiz verme yasağını işlediği için günaha girmiş olur. (Bkz. Bakara, 2/275-279; Müslim, Müsâkât, 105, 106; Ebû Dâvûd, Büyû’, 4). Kendi imkânlarıyla kurban kesemeyecek olanların böyle yöntemlere başvurmaları dinen uygun değildir.
Kurban kesmek, âkil (akıl sağlığı yerinde), bâliğ (ergen), dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan bir müslümanın yerine getireceği malî bir ibadettir (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 146). İster vacip isterse nafile olarak kurban kesecek kimse, kurbanını peşin satın alabileceği gibi, borçlanarak da satın alabilir. Bu, kurbanın sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak faizli borç alması durumunda faiz verme yasağını işlediği için günaha girmiş olur. (Bkz. Bakara, 2/275-279; Müslim, Müsâkât, 105, 106; Ebû Dâvûd, Büyû’, 4). Kendi imkânlarıyla kurban kesemeyecek olanların böyle yöntemlere başvurmaları dinen uygun değildir.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yaman, "Bedelin kredi kartıyla ödenmesi kurbanın sıhhatine engel teşkil etmez ancak kredi kartı borcunu, ödeme tarihinde ödemek ve gecikmeden kaynaklanan faizli işleme düşmemek gerekir." dedi.
YAMAN, Kurban Bayramı öncesi merak edilen konuları AA muhabirine değerlendirdi. Kurban ibadetinin zorunlu ihtiyaçların ve borçların dışında belirli miktarda mala sahip kişiye vacip olduğunu belirten Yaman, temel ihtiyaçların ve borcun dışında 80,18 gram altın, bunun değerinde para veya eşyası bulunan kişinin dinen zengin sayıldığını ve kurban kesebileceğini ifade etti.
Yaman, bu miktarda bir mala sahip olmayan kişinin kurban mükellefiyeti bulunmadığını ve etraftan borç alarak kendisini ve başkasını zor durumda bırakmaması gerektiğini söyledi.
PEŞİN, VADELİ VEYA TAKSİTLİ OLARAK VERİLEBİLİR
Yaman, kredi kartıyla kurban kesilip kesilemeyeceğine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Kurban kesecek kişinin, satın alacağı hayvanın bedelini peşin olarak verebileceği gibi vadeli veya taksitli olarak da ödeme yapabileceğini kaydeden Yaman, şunları söyledi:
"Bedelin kredi kartıyla ödenmesi kurbanın sıhhatine engel teşkil etmez ancak kredi kartı borcunu, ödeme tarihinde ödemek ve gecikmeden kaynaklanan faizli işleme düşmemek gerekir. Kredi kartıyla taksitli kurban alırken, taksit yapma karşılığında bankaya ilave bir ücret ödenmesi durumunda ise kesilen kurban geçerli olmakla birlikte faizli işlem sebebiyle ayrı bir günah söz konusu olur."
SATIM İŞLEMİ, KESİMDEN ÖNCE GERÇEKLEŞMELİ
Kurbanlık hayvanın kesilerek tartıldıktan sonra fiyatının kesinleştirilmesinin caiz olup olmadığını da değerlendiren Yaman, kurbanlık hayvanın kilo birim fiyatının belirlenmesi suretiyle canlı olarak satılabileceğini aktardı.
Yaman, toplumda herhangi bir aldatma, kargaşa ve ihtilafa yol açmayacak şekilde yaygın bir uygulama varsa, kurban edilecek hayvanın kesilmesinin ardından etinin tartılarak parasının ödenmesi yoluyla da satılabileceğini belirtti.
MAL İLE YAPILAN İBADETLERDE VEKALET CAİZ
Yaman, kurban, hac ve zekat gibi ibadetlerin mal ile yapıldığını, bu ibadetlerde ise vekaletin caiz olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Vekalet yoluyla kurban kestiren kişi kendi bulunduğu yerde birisine vekalet verebileceği gibi başka bir yerdeki kişi veya kuruma da vekalet verebilir. Vekalet, sözlü veya yazılı olarak ya da telefon, internet, faks ve benzeri iletişim araçlarıyla verilebilir. Vekalet verilen kişi ya da kurumların güvenilir olması ve kurban ibadetinin eda şeklini iyi bilmesi gerekir. Bundan dolayı vekil tayin edilen kişi veya kurum aldığı vekaleti gereği gibi yerine getirmelidir."
"HİÇBİR DİNİ DAYANAĞI YOK"
Kurban ibadetiyle ilgili toplumda yanlış uygulamalar ve bidatlerin bulunduğuna dikkati çeken Yaman, "Bunların başında kesilen kurbanın kanını, kişinin yüzüne veya ev ya da aracının bir yerine sürmek gelmektedir. Hiçbir dini dayanağı olmayan bu uygulama yabancı kültürlerden ve inançlardan kaynaklanmaktadır. Kaldı ki akan kan dinimize göre necistir yani maddi bir pislik hükmündedir. Her bakımdan temiz olması gereken Müslüman'ın bu pislikten de uzak durması gerekir." diye konuştu.
Yaman, diğer bir yanlış uygulamanın ise Hazreti Muhammed adına kurban kesilmesi olduğunu belirterek, İslam'da böyle bir uygulama bulunmadığını, bunun yapılması gereken bir ibadet gibi görülmesinin doğru olmayacağını vurguladı.
Prof. Dr. Yaman, şunları kaydetti:
"Allah ve Resulü'nden nakledilmeyen bir uygulamayı ibadet gibi telakki etmek ve ona dinilik vasfı vermek bidattir. Kurban kesenlerin bir de kurban namazı adıyla iki rekat namaz kılmaları uygulamasına değinmek gerekir. Esas olarak kurban namazı diye bir namaz yoktur. Bu namazın dini bir gereklilik olduğu inancı veya kanaati yanlıştır."