Güncelleme Tarihi:
Yekta Güngör Özden'i, sade yurttaş olduğunun ilk günü Hürriyet ziyaret etti. Boşalttığı lojmanında kitaplarını ve aralarında RP davasına ait belgelerin de bulunduğu evrakı kolilere toplayan Özden, üzerinden büyük bir yük atmış olmanın rahatlığını yaşıyor. Özden, ‘‘Artık köşemde oturacağım’’ diyor ve siyaset çizgisine girmeyeceğini söylüyor.
Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden, dün emeklilik hayatına ilk adımı attı. Ancak koltuğuna oturup dinlenme fırsatı yine olmadı. Özden, dünden itibaren Anayasa Mahkemesi Lojmanı'ndaki kutular dolusu özel arşivini tasnif edip, yeni evine taşımak için kolları sıvadı.
Boşalttığı lojmanın kapılarını Hürriyet’e açan Özden'i, alt katı dolduran çok sayıda kutu ve kolilerin arasında çalışırken bulduk. Tasnif ettiği kitaplarını üniversite, okul ve baro kütüphaneleri ile adına İskenderun'da oluşturulan kitaplığa bağışlayacağını açıklayan Özden, şöyle devam etti:
‘‘Tasnifi ben yapmak zorundayım. İçinde gizli evrak ve RP davası hakkında Yüce Divan'la ilgili belgeler de var. RP davası yüzünden mesai saatimin son gününe kadar çalıştığım için özel eşyalarımı taşımaya vakit bulamadım. Birkaç gün daha burada kalıp özel eşyalarımı ve arşivimin tasnifini yapacağım. Ancak mahkemeyi boşaltıp, demirbaşı imza karşılığı teslim ettim. Arkamda ne bir kitap parçası, ne bir kalem, ne bir kuruş bıraktım. Şimdi evimi döşemek zorundayım.’’
KÖŞEMDE OTURACAĞIM
Özden'i telefon yağmuruna tutan vatandaşlardan kimileri ‘Milyarlarımızla arkandayız, siyasete girin’ diye baskı yaparken, Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinden Galatasaray, Hacettepe, Bilkent, Başkent ve Ankara Hukuk ise hocalık teklifleri getirdiler. Özden, kendisine getirilen teklifleri ay sonuna kadar değerlendirecek ve acele karar vermeyecek. Özden, ‘‘Köşemde oturup dinleneceğim. Daha bir karar vermedim. Gelen önerileri birleştirip değerlendirmek, sonunda yargımı açıklamak zorundayım. Marttan önce hiçbir şeyi kesinleştirmem’’ dedi.
SİYASETTE YOKUM
Özden, geleceğe yönelik planlarını ise şöyle anlattı:
‘‘Ne olacağımı bilemem. Ne yapacağıma da karar vermedim. Çok sevdiğim bir Fransız atasözü var. Kader isteyeni sevk eder, istemeyeni sürükler. Kaderimin beni nereye sürükleyeceğini bilseydim, kaderime egemen olurdum. Bu yaştan sonra altından kalkmayacağım işlerin altına girmem. Yaşın da gerekleri var. Koşulların tanıdığı olanakları, yaşın gereklerini birleştirerek, gücünüz neye yeterse onu yaparsınız gücünüzün üstünde işlere kalkışmak doğru değil. Ben açılmayacak kapıyı çalmam. Gücümün üstündeki işe de kalkışmam. Bana başka teklifler de var. ‘Milyarlarınızla arkadayız. Siyasete girin' diyorlar. Bu benim işim değil, alakam da yok. Türkiye daha demokrat olsun diye vatandaş olarak çalışmaya devam edeceğim.’’
48 yıl sonra ilk kez tıraşsız
Lojmanındaki kitap ve evrakını toplamak üzere kollarını sıvayan Yekta Güngör Özden, ‘En çok özlemini duyduğunuz şey neydi?’ sorusu üzerine, şöyle konuştu: ‘‘Rahat bir uyku uyumaktı. Tıraş olma zorunluluğu olmadan evde oturmaktı. En büyük özlemim evimde yatıp dinlenmekti. Bugün 48 yıllık iş hayatım boyunca, ilk kez tıraş olmadım. İlk kez kravat takmadım. Ohh, ne rahat.’’
Artık sade bir vatandaşım
Son güne kadar çalıştığı için veda ziyaretleri yapamadığını belirten Özden, ‘‘Beni hoşgörsünler. Bundan sonra da veda edecek durumum yok’’ diyerek şöyle konuştu: ‘‘Artık sade bir vatandaşım. Beni arayanlara ‘Siyasal çizgide yeri olmayan bir yurttaş durumundayım. Niye benimle ilgileniyorsunuz? Zamanızı harcamayın' diyorum. Sağ kaldığım sürece bildiğim doğruları yineleyerek ya da haksızlıklara, yanlışlıklara karşı çıkarak yaşama göz yummayı beklemekten başka bir dileğim yok..’’
Şevki'ye benzeten TV'ye dava
Star televizyonunda önceki akşam yayımlanan haber-analizde, Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden'in, eski RP'li milletvekili Şevki Yılmaz'la aynı kefeye konması tepki yarattı. Özden de, ‘‘Yayını ben de izledim. Avukatlarım da inceliyor. Dava açacağım. Şevki Yılmaz ile beni bir göstermek bana hakarettir’’ diye konuştu.
Star TV, Özden ile Yılmaz'ı, ‘Kendilerini karşı görüşlerde zanneden, ama aşırılıkta, frapanca dışa vurumlarda birbirine benzeyen iki uç örnek’ olarak tanımladı. Vatandaşlar ise 20 yılı aşkın Anayasa Mahkemesi'nde üyelik ve başkanlık yapan, Atatürkçü kimliğiyle tanınan Özden ile küfürlü konuşmalarıyla tanınan Şevki Yılmaz'ın, herhangi bir şekilde de olsa aynı kefeye konulmasını eleştirdiler. Haber-analizde, Yekta Güngör Özden ile Şevki Yılmaz arasında, benzetmeler yapıldı. Bu benzerliklerden biri, Özden’in ‘‘deyyus‘‘, Şevki Yılmaz’ın da ‘‘pezevenk‘‘ kelimelerini kullanmaları olarak gösterildi. Haber-analizde ‘‘Ağzını her açtığında laiklik dedi. Atatürk'ü hiç dilinden düşürmedi. Yani Şevki Yılmaz nasıl yüzte 99'u Müslüman olan Türkiye'de Müslümanlık sattıysa, o da yüzde 99'u laik olan Türkiye'de laiklik sattı’’ denildi.