Nilgün KIDIR ÖZPEYNİRCİ
Oluşturulma Tarihi: Şubat 23, 2002 00:57
Bütün Türkiye Kravat'ın Hırvatistan doğumlu olduğunu Kim 500 Milyar İster yarışmasında bu soruyu bilemeyip, 250 milyarı kaybeden yarışmacı sayesinde öğrenmişti. Hırvatistan'ın en büyük kravat üreticisi Croata da yarışmacı Mustafa Erhan Sözen'e teselli ikramiyesi olarak dört adet kravat armağan etmişti.
İşte bu jesti yapan firmanın Türkiye distribütörü Tureks Türk gazetecileri, kravatın tarihini yerinde göstermek üzere Hırvatistan'a davet etti. Oraya
haber yapmaya gittik ama çevremizi saran gazeteci ve televizyoncu meslektaşları görünce haber olduğumuzu anladık.
İstanbul'un güneşli havasından çıkıp Hırvatistan'ın soğuk ve kasvetli havasına girince ‘‘Balkanlar'dan gelen soğuk hava dalgası’’ ne demek daha iyi anladık. 1992'de bağımsızlığını ilan eden Hırvatistan 5 milyon nüfusa sahip küçük bir ülke. 1800 kilometrelik kıyı şeridi ve 1185 adası ile turizmde iddialı ülkeler arasına girme çabasında. Ama Hırvatistan denince akla ilk gelen Kravat. Kravat burda
yemek içmek kadar önemli, belki de daha da fazlası. Türk basınının burada olması da bir o kadar önemliymiş çünkü bizi devlet büyüklerine yaptıkları törenlerle karşıladılar. Atlı Hırvat askerleri, yöresel giysili genç kız ve erkekler, şarkılar ve danslar eşliğinde Kravat Müzesi’ne götürüldük. Kravatın ilk bağlanış şekli ile bugün kullandığımız ve İngilizlerin bulduğu bağlama şekline kadar geçen 400 yıllık serüvenini gözlerimizle gördük.
DANSLAR BİLE KRAVAT İÇİNDaha sonra ülkenin folklorunu yaşatmaya çalışan LADO adlı eğitim merkezine gittik. Katolik, Ortodoks ve Müslüman ağırlıklı bir insan yelpazesine sahip bir ülkenin doğal olarak kültürü, dansları ve kıyafetleri de çok renkli. Tabii danslarının ana teması da kravatın tarihçesi!
Çevremizi saran basın mensuplarından kurtulup soluk aldığımızı düşünürken kendimizi Türk Büyükelçiliği'nde bulduk. Büyükelçilikte de kameralar kurulmuş foto muhabirleri yerlerini almıştı, ertesi gün tüm gazetelerde ve televizyonlarda yer alacak haberlerimiz için!
TARİHİ ÇİN'E DAYANIYORKendini tamamen, Hırvatistan'ın kravat, kravatın da Hırvatistan'la anılmasına adamış ve bu uğurda bir Kravat Akademisi kurmuş olan Croata'nın ortağı Prof. Marijan Busic'in Büyükelçi Tevfik Ufuk Okyayüz’e hediye ettiği ve sadece 4 adet üretilmiş olan şık kravatla başladı sohbet. Bu arada ‘Kim 500 milyar ister’ yarışmasının mağduru Mustafa Erhan Sözen Hırvatistan'da oldukça meşhur olmuş. Gazeteler günlerce ondan bahsetmiş. Tabii söz döndü dolaştı oraya geldi.
Büyükelçimiz bu konuda bir araştırma yaptığını boyun bağının Hırvatlardan önce 6'ncı yüzyılda Çinlilere dayandığını ve bu konuda yazılı belgeler olduğunu belirtmesiyle sohbetin ısısı bir anda düştü. Tabii bu kravatı uluslarının bir simgesi olarak kabul eden Hırvat yetkililerin pek hoşuna gitmedi. Neyse ki Büyükelçimizin güleryüzü ve esprileri ile ortam yumuşadı da gülerek girdiğimiz odadan yine gülerek çıkabildik.
Öyle ya da böyle kravat Hırvatlara ait olsa da olmasa da önemi çok büyük. Neticede kravat, ülke ekonomisi için büyük bir gelir kaynağı ve uluslararası platformda ikinci ulusal bayrakları.
Doğum oranı eksilerdeHırvatistan 11 yıllık geçmişiyle çok genç bir ülke. Ama Avrupa'daki en yaşlı nüfusa sahip. 5 milyonluk nüfusun çok küçük bir bölümü genç. Doğum oranı eksilerde dolaşıyor. Üniversite şehri Zagrep savaşın yorduğu, mutsuz yüzlerle dolu. Aylık ortalama gelirleri 3 bin 700 kuno yani bin mark civarında. Dışarıya çok göç veriliyor. 4,5 milyon vatandaşları yurt dışında. Gençler gelecekten ümitli değil. Okullarını bitirip dışarıya çıkmak istiyorlar. Zengini çok zengin fakiri çok fakir yapan yeni yönetimi başarılı bulmasalar da komünizme dönmek istemiyorlar.
Kravatın yaratıcısı Hırvat kadınları 17'nci yüzyılda 30 yıl savaşları Avrupa'da en şiddetli dönemini yaşıyordu. Savaşa giden Hırvat askerleri evlerinden ayrılırken eşleri, sevgilileri ve anneleri başlarındaki atkıları çıkarıp sevdiklerinin boyunlarına özel bir düğümle bağladılar. Bu düğüm boyunlarında olduğu sürece onları korumasını, geride bıraktıklarının kendilerini daima sevdiklerini hatırlatmasını dilediler. Zaman içinde bu boyun bağı Hırvat askerlerinin üniformasının parçası oldu. Asiller ve üst rütbeliler ipekten ve dantelden, askerler ise renkli bezden yapılanları kullanmaya başladılar. Fransa kralı 14'üncü Lois, cesaretleriyle ünlenen Hırvat askerlerinin kendi ordusunda yer almasını isteyince ‘‘Le Royal Croate’’ adlı özel bir birlik kuran Hırvatlar, Fransa ile yanyana savaşmaya başladı. Hırvat askerlerinin boyunlarındaki bu özel düğümlü bezler başta kadınlar olmak üzere herkesin dikkatini çekti, bu aksesuvara a la croate (Hırvat usulü) dediler. Fransa'da çok tutuldu ve bir anda moda oldu. Dünyanın hemen hemen her ülkesinde kullanılan bu aksesuarın orijinal adı 'kravat' olarak yerleşti.