OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 01, 2001 00:00
VatandaÅŸ Ahmet Mercan, Hollanda Kraliçesi'ne duygusal bir mektup yazarak ötanazinin yasalaÅŸmasına karşı çıktı. Kraliçe, mektubu SaÄŸlık Bakanı'na havale etti. Hollanda SaÄŸlık Bakanı da Mercan'a, bir cevap yazdı. Ä°kna olmayan Ahmet Mercan, Kraliçe'ye bir mektup daha yazmaya hazırlanıyor.Hollanda parlamentosunun kabul ettiÄŸi ötanazi yasasına bir itiraz da Ä°stanbul'dan yükseldi. Bir insan hakları derneÄŸi olan Mazlumder'in yönetim kurulu üyesi, ÅŸair-yazar Ahmet Mercan, Hollanda Kraliçesi Beatrix'e bir mektup yazarak kararı onaylamamasını istedi. Mercan'ın Mayıs ayında görderdiÄŸi mektup ‘‘SaygıdeÄŸer Kraliçe Beatrix'e’’ diye baÅŸlıyor. Özetle ÅŸunları yazıyor:Aynı zaman kesiti ve aynı gökyüzünü kullanmaktan doÄŸan sorumlulukla yazıyorum. Ä°nsan olmanın ortak paydasından kalkarak, bir insan hakları savunucusu olarak üzerime düşen sorumluluk dolayısıyla bu mektubu yazma mesuliyetini hissettim.Şüphesiz meclisinizin aldığı karar önemlidir. Ancak ‘‘yaÅŸama hakkı’’nın oylamaya sunulması sarsıcı bir durumdur. Ä°nsan hayatının son bulmasına karar verenlerin o insanın hayata gelmesine nasıl bir katkıları olmuÅŸtur? YaÅŸama hakkı bütün temel hakların anasıdır. Bu hakkı insanın elinden alacak hiç bir oylama meÅŸru olamaz.Åžefkat ve merhametin odak noktası, anne olmanın avantajıyla bu kararı onaylamayarak insan onurunu koruyacağınıza inanıyorum.Kraliçe, Ä°stanbul'dan gelen bu duygusal mektuba önce teknik bir cevap göndermiÅŸ. Danışman kadrosunda Türkçe çevirmen bulunmadığını, mektubun Ä°ngilizce ya da Almanca olarak tekrar gönderilmesini istemiÅŸ. Ahmet Mercan, bu cevaba çok ÅŸaşırmış: ‘‘Binlerce Türk'ün yaÅŸadığı Hollanda'da Kraliçe'nin danışmanları arasında Türkçe bilen birinin bulunmamasına ÅŸaşırdım. Ãœlkeler arasındaki yazışmalarda her ülke kendi dilini kullanır. Ben de bu nedenle ilk mektubumu Türkçe yazmıştım.’’Mercan, mektubunu bu defa Ä°ngilizce olarak yeniden göndermiÅŸ. Bir süre sonra Hollanda SaÄŸlık ve Spor Bakanı Dr. E.Borst-Eilers'den bir mektup almış:‘‘Sevgili Bay Mercan. Majesteleri Kraliçe'ye yolladığınız mektup bana verildi. Mektubunuzda öncelikle ötanazinin yasallaÅŸması konusunda neler hissettiÄŸimizi sormuÅŸsunuz. Mektubunuza cevap vermek istiyorum. HerÅŸeyden önce, konu hakkındaki kiÅŸisel duygularınıza ve görüşlerinize saygı duyduÄŸumu bilmenizi isterim.’’Bakan daha sonra, Hollanda'daki ötanazi kurallarını detaylarıyla anlatıyor. Bu açıklamalardan sonra mektup şöyle bitiyor:‘‘Mektubumun sizin beklentilerinizi tam olarak karşılamayacağının farkındayım. Yine de, bu hassas ve karmaşık konudaki görüşler o kadar farklı ki, saÄŸlanacak uzlaÅŸma, eÄŸer böyle bir uzlaÅŸma varsa, ancak acı verici bir uzlaÅŸma olabilir. Neyse ki, demokratik toplumumuz çoÄŸunluÄŸun kabul ettiÄŸi görüşler dışındaki görüşlere de yaÅŸama hakkı tanıyor ve hiç kimseyi kendi vicdanına uygun olmayan bir ÅŸekilde yaÅŸamaya zorlamıyor.’’ Gerçekten de, bakanın tahmin ettiÄŸi gibi, cevabı tatmin edici bulmamış Ahmet Mercan. ‘‘Ben onlara ötanaziyi nasıl yapıyorsunuz, yasal prosedür nasıl iÅŸliyor diye sormadım ki. Bir senato bir insanın ölümüne nasıl karar verebilir, diye sordum. Kraliçe Beatrix bunun cevabını vermeli. Ben bir insan hakları aktivistiydim. Ötanazi de feci bir insan hakkı ihlalidir.’’ Åžimdi Mercan Hollanda Kraliçesi'ne yeni bir mektup yazmaya hazırlanıyor.ABD VE AVUSTRALYA'DA REDDEDÄ°LDİÖtanazi ‘‘iyi ölüm’’ anlamına gelen, eski Yunanca kökenli bir sözcük. Tedavi edilemez bir hastalığa yakalanmış, acı çeken ve intihar edebilecek fiziki koÅŸullardan yoksun bir hastanın, ölmek için bir hekimin yardımına baÅŸvurması anlamına geliyor. Ötanazi, Hollanda dışında hiçbir ülkede yasal deÄŸil. ABD'de Oregon Eyaleti, Avustralya'da GüneydoÄŸu Eyaleti parlamentoları birer ötanazi yasası kabul etmiÅŸ, ancak her iki ülkedeki Federal Yüksek Mahkemeler, bunu Anayasa'nın ‘‘yaÅŸam hakkı’’yla ilgili maddesine aykırı buldukları için geri çevirmiÅŸlerdi. Hollanda'da ise, yıllardır fiilen uygulanan ötanazi, Yüksek Mahkeme'nin de onayıyla yasalaÅŸtı. Ötanazinin uygulanması için, hastanın ölüm kararına kendi iradesiyle, uzun uzun düşünmüş olarak varması, hekimin bu konuda ikna olması ve mutlaka bir baÅŸka hekimin de bu kararı onaylaması gerekiyor.Â
button