Güncelleme Tarihi:
2010 yılındaki Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) ilişkin toplu kopya iddiasıyla gözaltına alınan ve önceki gün Ankara Emniyeti’ndeki ifadelerinin ardından Ankara 2. Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk edilen 62 şüpheliden 32’si tutuklandı. 30’u adli kontrol şartıyla bırakıldı.
Şüpheliler kendilerine yöneltilen kopya suçlamalarını reddetti. H.Ö., Samanyolu Okulları’nda Genel Müdür C.K. ile görüşmediğini iddia etti. Ev kadını G.A., o dönemde sınava kardeşi ve görümcesinin de girdiğini, soruları alsa onlarla da paylaşmış olacağını belirtti.
SINAV ÇOCUK OYUNCAĞIYDI
Şüphelilerden S.C., ODTÜ Matematik Öğretmenliği mezunu olduğunu ifade ederek, “Sorular çocuk oyuncağı gibi geldi. Bilirkişi benim matematik geçmişimi bilmediği için, çok az işlem yaparak soruları çözemeyeceğim kanaatine varmıştır” dedi.
A.T. ise “Eğer soruları temin etmiş olsam akrabalarımın hepsine vermiş olurdum. Ancak sınava giren başka akrabalarım vasatın da altında puanlar almışlardır” diye savunma yaptı.
UMRE ARKADAŞLARIM
Dosyada şüphelilerin birbiriyle irtibatlı olduğu iddiasının dayanağını ise HTS kayıtları (telefon konuşma kayıtları) oluşturdu.
S.D. sınava 4 kez girdiğini ve Türkiye derecesi yaptığını kaydederek, “Uzun yıllar eğitim camiasında bulundum. Daha sonra sigorta acentası açtım ve müşterilerimle sürekli irtibatta bulundum. HTS raporlarından yola çıkılarak bir örgüte üye olduğum iddiası yersizdir” diye ifade verdi.
Z.A. da “HTS kayıtlarında bana sorulan isimlerin bir kısmı Umre arkadaşımdır” dedi.
KASKO İÇİN GÖRÜŞTÜM
D.A., kendisine yöneltilen HTS kayıtları sorusunu, “Bana sorulan isimlerin çoğunu tanımam, sadece üniversiteden beri arkadaş olduğum ve sigortacılık yapan birisiyle aracın kaskosu konusunda görüşmüş olabilirim” diye yanıtladı. Y.B. de savunmasında, “Beraber çalıştığım insanlarla görüşme yaptığım söyleniyor. Bu gayet normaldir. Bir kaskocuyu arayıp soruları temin ettiğim söyleniyor. Böyle birini tanımıyorum” dedi.
Savcılığın tutuklamaya sevk yazısında, şüphelilerden Başkomiser Ö.G. hakkında çarpıcı bir iddia yer aldı. Soruşturmada 5 yıl önce soruları dağıttığı iddia edilen şüphelilerden Berat K.’nın çalıştığı, Turgut Özal Düşünce ve Hamle Vakfı’ndaki aramanın ‘haberli’ yapıldığı iddia edilerek şöyle denildi: “Şüphelilerden Emniyet görevlisi Ö.G.’nin, HTS analiz raporu ve şemasına göre örgüt lideri konumundaki M.H.S.’nin işyerine (Özal Vakfı kast ediliyor) aramaya gitmeden 1 gün önce M.H.S’yi, 3 kez farklı zamanlarda aradığı anlaşılmıştır.”
VERİLEN GÖREVİ YAPTIM
Halen Emniyet amiri olan Ö.G. ise iddiayı şöyle yalanladı:
“Olay tarihinde ben Bilişim Suçları Büro Amirliği’nde başkomiserdim. Bir soruşturma nedeniyle Savcı Şadan Sakınan bir adres verdi. Burayı araştırmamızı istedi. Gittiğimizde kapı kapalıydı. İçeri giremedik, daha sonra bize savcılıkça veya şube tarafından bir telefon numarası verildi. Bu numaraya arama yaptım. Şahsa işyerine gelmesini söyledim. Aramadan bir gün önce işyerine gittik. Kontrol ettik. O esnada arama yapılacağını bilmiyorduk. Daha sonra durumdan savcıyı bilgilendirdik. Ertesi gün usulüne uygun olarak aynı işyerinde arama yaptık. 3 bilgisayarın imajını aldık, bunlardan birinin imajının açılmadığı anlaşıldı. Verilen görevi yerine getirdim. Tuttuğumuz tutanak da usul ve yasaya uygundur.”
KUVVETLİ SUÇ ŞÜPHESİ
Emniyet amiri Ö.G. ‘resmi belgede sahtecilik, suç delillerini yok etmek, gizlemek veya değiştirmek’, 31 şüpheli ise ‘dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak’ suçlarından tutuklandı. Kararda, şüphelilerin, dosyada yer alan bilirkişi raporları, iletişim tespit tutanakları ve kuvvetli suç şüphesi nedeniyle tutuklandıkları belirtildi.