Güncelleme Tarihi:
Ankara Cumhuriyet Savcısı Ahmet Akça’nın hazırladığı iddianamede, tutuklu eski savcı Mustafa Bilgili’nin ‘FETÖ/PDY üyesi olmak’tan 15 yıl hapsi istendi. MİT’in 9 Aralık 2016’da gönderdiği listeye göre şüpheli Bilgili’nin ByLock’u ilk olarak 27 Ağustos 2014’te kullandığı belirtildi.
İddianamede Bilgili’nin 5 ayrı telefon hattı kullandığı, bu hatlardan FETÖ/PDY şüphelisi çok sayıda kişiyle yoğun görüşmelerinin tespit edildiği belirtildi. Bilgili’nin görüştüğü kişiler arasında Selam Tevhid soruşturmasında görevli polisler ile FETÖ soruşturmalarında meslekten ihraç edilen hâkim ve savcıların olduğu vurgulandı. Bilgili’nin uluslararası numaralarla SMS irtibatının da bulunduğu bilgisine yer verildi.
‘ÖRGÜTSEL İRTİBAT’
İddianamede, “Görüşmelerdeki kişilerin farklı meslek gruplarından olup haklarında FETÖ/PDY irtibatı nedeniyle işlem yapılmış olduğu ve bu yoğunluktaki görüşmelerin doğal olarak örgütsel bir irtibatı ortaya koyduğu anlaşılmıştır” denildi. Dosyada Bilgili’ye ait 3 adet ifade bulunmasına rağmen söz konusu ifadeler iddianameye aktarılmadı.
İddianamede ‘FETÖ’nün yargıdaki hücre yapılanması’ detaylı anlatıldı. Her bir hücrede 3 - 5 hâkim - savcının bulunduğu belirtildi. Örgütün ‘yargı imamlığını’ bir dönem Ahmet Can isminde bir avukatın yürüttüğü, bu görevi ‘Kartal’ kod isimli eski Yargıtay üyesi İlyas Şahin’in devraldığı ifade edildi. Son dönemde ise Şahin’le birlikte ‘Faik’ kod isimli bir sivilin görevi yürüttüğü belirtildi.
Mustafa Bilgili
‘ T’ YAPILANMASI
Örgütün yargı yapılanmasını İstanbul, Ankara, İzmir, Erzurum ve Gaziantep şeklinde 5 bölgeye ayırdığı, hâkim - savcıların T1, T2, T3, T4 ve T5 şeklinde gruplandırılarak taşra yapılanmasının oluşturulduğu ifade edildi.
FETÖ’nün 2010’daki Anayasa referandumu sonrasında HSYK’ya seçimle gelen üyelikleri elde ettiği ve çoğunluğu FETÖ üyesi 160 hâkim ve savcının Yargıtay’a üye olarak seçildiği, kumpas davalarındaki hükümlerin Yargıtay’da onaylandığı ifade edildi.
Örgütün sosyal demokrat kimliği ile bilinen YARSAV’a da sızdığı belirtildi.
İDDİANAME: SORUŞTURMA MİZANSEN
KOZMİK Oda soruşturmasının sahte bir ihbarla başladığının belirtildiği iddianamede, özetle şu tespitlere yer verildi: “FETÖ/PDY’nin yargıyı silah gibi kullanarak, manipülasyonlar yaparak vesayetle mücadele görüntüsü altında lanse ettiği Ergenekon sürecinin bir ayağı şeklinde tezahür eden soruşturma, şüpheli Bilgili tarafından yürütülmüştür. Devlet sırrı belge ve bilgilerin bulunduğu ‘Kozmik Oda’ya girmeye bahane oluşturacak bir mizansenle kararlar alınması, gizli bilgiler içeren harddiskin Ergenekon sürecinde bilirkişilik yapan kişilere teslim edilmesi, hain darbe girişiminin ardından TSK’dan ihraç edilen (o dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri) Muharrem Köse ile özel görüşmeler yapılarak ve adı geçenin de katkısıyla TSK’nın bu sürece müdahil olunmasının engellenmesi birlikte değerlendirildiğinde; şüphelinin yürüttüğü soruşturma işlemleri FETÖ/PDY’nin hedefleri doğrultusunda sonuç almaya matuf eylemler olarak değerlendirilmiştir.”
HÂKİMLERE DE DAVA
Savcılık, Kozmik Oda soruşturmasının başlamasından 4 yıl sonra Bilgili’nin talebiyle devlet sırrı niteliğindeki belgeler ile harddisklerin incelenmesi kararlarını veren eski hâkimler Halil İbrahim Kütük ve Nihal Uslu hakkında da ‘silahlı terör örgütü üyeliği’nden iddianame hazırladı.