Güncelleme Tarihi:
2009 yılında başlatılan Kozmik Oda soruşturması, 5 yıl aradan sonra takipsizlik sonuçlanmıştı. Takipsizlik kararının kesinleşmesinin ardından haklarında soruşturma yapılan şüpheliler, tazminat talebiyle mahkemelere dava açtı. 2012 yılında emekli olan Genelkurmay Başkanlığı Ankara Seferberlik Bölge Başkanı Yusuf Akal ve Astsubay Ahmet Boran da maddi ve manevi tazminat talebiyle Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açtı.
1092 GÜN SORUŞTURLDU
Akal’ın avukatı Süleyman Ayhan dava dilekçesinde, müvekkilinin 5 yıldan uzun bir süre tam bin 902 gün boyunca hakkında “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” talebiyle soruşturma yürütüldüğünü belirterek, “Hakkında hiçbir yasal, somut delil ve gerekçe olmamasına rağmen, makul suç şüphesi bulunmadan gözaltına alınması ve yıllarca soruşturmanın sonuçlanmasını beklemesi maddi ve manevi kayıplar ile kendisi ve ailesinin yaşadığı şiddetli elem, ızdırap açıktır” dedi.
DÜNYA BAŞIMA YIKILDI
Dilekçede, Akal’ın yaşadığı sürece ilişkin kendi anlatımlarına da yer verildi. Soruşturma sürecinde ve takipsizlik kararının ardından kamuoyuna açıklama yapmaktan kaçınan Akal çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Akal, gözaltı ve savcılık sürecini anlatırken, “Cumhuriyet savcısının makam odasının karşısındaki çatıya çıkan merdivenlerde yaklaşık 8 saat bazen ayakta bazen beton zemine oturarak ve tecrit edilmiş halde bekledildik. Bu sürede savcılık koridorundan geçenlerin bazıların alaycı gülümsemesine, bazıların acıyan bakışlarına maruz kaldık. Hayatımda hiç bu kadar rencide olmadım” değerlendirmesinde bulundu. Tutuklama talebiyle sevk edildiği hakimlikte hakkındaki suçlamayı duymasını, “sanki dünya başıma yıkılmıştı” sözleriyle ifade eden Akal, “Hiç aklımın ucundan geçmeyen, akıllara ziyan bir suçla itham ediliyordum. Tutuklama talebinin reddine cümlesini duyduğumda ani bir duygu yoğunluğu yaşadım, koşarak eve gidip eşime ve kızıma sarılma isteği duydum” dedi.
EŞİM HASTANELİK OLDU
Akal, hakkındaki “tutuklama talebinin” TV’lerde son dakika olarak verilmesinin ardından eşinin rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığı için, serbest kaldıktan sonra eşine ve kızına ilk etapta ulaşamadığını da anlatarak özetle şöyle devam etti:
“Eşimi kaybetmek ihtimalini düşünerek son nefesimi vermeden yetişip, hayatım boyunca aileme bir zarar gelmesin diye çırpınırken hak etmediğimiz bütün bu yaşananlara sebep olduğum için af dilemek ve helallik almak istedim. O esnada kızım aradı eve geldiklerini bildirdi. Sokakta yarım saat civarında tedirgin bekleyişimi, hangi duygudan duyguya sürüklendiğimi, ne inişler çıkışlar yaşadığımı anlatmama kelimeler yetersiz kalır. İlerleyen günlerde eve biraz geciksem, telefonla aradığımda biraz geç cevap versem hemen telaşa kapılıyor ve ağlamaya başlıyordu. Bu süre içinde her an polisler gelecek beni tutuklayacak ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanacakmışım gibi diken üstünde ve baskı altında yaşadım."
"Gerek sosyal çevremde, gerekse iş hayatımda itibarımın düştüğünü, büyük bir onurla çalıştığım kurumun beni yalnız bıraktığını düşünmeye başladım. Meslek hayatımın bitimine 2 yıl kalmışken böyle bir kumpasın hedefi olmak, şeref ve gururla emekliye ayrılmayı düşünürken başı öne eğilmiş ve gözü arkada kalarak emekli olmak duygusu beni kahrediyordu. Bana verilen görevler ancak güvenilen personele verilebilecek görevlerdi."
DEMOKLESİN KILICI GİBİ
"Artık ben eski ben değildim... Sohbetlerde daha az katılan, dalgın ve düşünceli biriydim. Soruşturma Demokles’in Kılıcı gibi sürekli başımın üstündeydi. Hiçbir zaman soruşturmayı unutup yokmuş gibi yaşamadım. Ne yapsam nereye gitsem hep aklımın bir köşesinde soruşturma vardı."
5 YIL BOYUNCA RÜYA GÖRMEDİM
"Beş yıl boyunca uykumda rüya görmüyordum. (Takipsizlik kararından sonra) Artık her gün rüya görüyorum. Her sabah yataktan yorgun, bitkin ve moralsiz olarak kalkıyordum. Aslında hiç olmayan uydurma bir ihbarla 5 yılı aşkın süre boyunca bana yaşatılan maddi ve manevi bütün mağduriyetlerin ve olumsuzlukların hiçbir maddiyatla telafisi mümkün olmamakla birlikte mağduriyetimin teyidi ve manevi duygularımın karşılığı olarak tazminata hükmedilmesini diliyorum.”
İLK TAZMİNAT
Emekli Albay Akal ve Astsubay Boran’ın açtıkları davanın karar duruşması dün Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinde yapıldı. Mahkeme, Akal’a 10 bin TL maddi, 50 bin TL manevi; Boran’a ise 10 bin maddi 25 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Bu karar Kozmik Oda soruşturması kapsamında 5 yıldan fazla haklarında soruşturma yapılan şüphelilere yönelik ilk tazminat kararı niteliği taşıyor. Haklarında soruşturma yapılan diğer şüphelilerin açtıkları tazminat davaları ise sürüyor.