Güncelleme Tarihi:
Bitkiden güçlü, keskin bir koku yayılır ve insanlar eskiden bir evin etrafında koyungözü yetiştirmenin havayı temizlemenin ve hastalık bulaşmasını önlemenin güvenilir bir yolu olduğuna inanırlardı. Koyungözü 2000 yıl öncesinden bu yana kendine bitkisel tıpta yer bulmuştur. Söylenceye göre Eski Yunanlılar koyungözünü parthenium olarak adlandırırlarmış çünkü bu bitki Atina’daki Parthenon Tapınağı’ndan düşen bazı insanların hayatlarını kurtarmak için kullanılmış. Bitkinin daha yakın zamandaki genel ismi bize bir ipucu verebilir. Koyungözü (ç.n.: İngilizce’de feverfew) kelimesi, Latince’deki febris (ateş) kelimesinden ve fugure (kovmak) kelimelerinden gelir. Koyungözü gerçekten de yüzyıllar boyunca ateş gibi rahatsızlıkların yanı sıra migren tedavisinde kullanıldı.
Yunanlılar koyungözünü ateş düşürme haricinde de kullandılar. Milattan sonraki 1. yüzyılda yaşamış olan ünlü hekim Dioskorides bu bitkiyi başağrısı, eklem iltihabı ve melankoli de dahil olmak üzere birçok hastalığın tedavisi için tavsiye etmiştir. Ayrıca kadınlarda doğum sonrası plasentadan kurtulmak ve adet düzensizliklerini gidermek için de kullanılırdı. 16. yüzyıl itibariyle Avrupa’da, koyungözü başağrıları, mide rahatsızlıkları, diş ağrıları ve sinir ağrıları için kullanılan esaslı bir bitkisel ilaç olmuştu. Avrupalılar bu bitkiyi Amerikalılara da tanıttılar ve artık pek kullanılmaz bir duruma geldiği 20. yüzyıl başlarına kadar bitkisel tıbbın bir parçası oldu. Ancak koyungözüne ilgi 1970’li yıllarda Galli bir hekimin kronik migrenden dolayı acı çeken karısı koyungözünü kullanmaya başladığında birdenbire canlandı. Bir yıldan daha az bir süre her gün birkaç parça koyungözü yaprağı yiyen kadının migren atakları azaldı ve sonunda durdu.
Bu ve benzeri başka olaylar bitkiye yoğun bir ilgi yarattı ve koyungözünün ve etkilerinin anlaşılması için araştırmaları teşvik etti. Günümüzde bitkisel tıp uygulayıcıları, migren ağrılarının yanı sıra, genellikle ona eşlik eden, bulantı ve kusma için bilinen ilaçlara alternatif olarak koyungözünü düzenli olarak tavsiye ederler.Tanacetum cinsi kuzey ikliminde yetişen 160 civarında otsu bitkiyi içerir. Koyungözünün akrabaları olan aromatik bitkiler arasında solucanotu (Tanacetum vulgare) da vardır. Koyungözü boyu 30 cm ile 60 cm arasında değişen sert, dik, çembersi, düz, çizgili saplı güçlü aromatik özellikleri olan bir bitkidir. Yeşilimsi sarı renkteki sıralı yaprakları 2 ya da daha fazla bölüme ayrılır
ve bu özellik yapraklara hafiften eğreltiotu yaprağına benzeyen bir görüntü verir.
15 cm’ye kadar uzayan alttaki yapraklar ovaldir; dikdörtgen şeklinde 3 ila 7 düzensiz bölüme ayrılır. Bunlar da kendi içlerinde küçük yuvarlak dişli ya da dişsiz daha küçük loblara ayrılır. Yukarıdaki yapraklar daha küçüktür. Çok sayıda çiçek bitkinin üstünde yassı bir şekilde toplanır; küçük papatyalara benzeyen salkımlar oluşturur. Çiçeklenen bitkiler sıklıkla bu salkımların ağırlığı altında düşerler. Işık yaprakları beyazdır, 1 cm uzunluğundadır (uzunluk değişebilir) ve sonunda 3 tane küçük diş vardır. Koyungözünün çiçekleri Haziran’dan sonbaharın ilk soğuklarına kadar durur.
ŞİFALI BİTKİLER ANSİKLOPEDİSİ İSİMLİ KİTABI SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYIN
YETİŞME ALIŞKANLIKLARI
Koyungözü Balkanlar’ın dağ makilerinde ve kayalık zeminlerinde güvendedir. Yüzyıllar boyunca süs için ve tıbbi amaçlarla ekilip biçilen bir bitki olarak artık Avrupa’nın tarlalarında, boş arazilerde ve bahçelerin kenarlarında yetişmeye alışmıştır.
19. yüzyılın ortalarında Kuzey Amerika’ya gelen göçmenler tarafından Birleşik Devletler’in doğusunda, Güney Karolina’nın güneyinde ve Kolorado’dan Pasifik kıyısındaki eyaletlere kadar yerlileşmiştir. Ayrıca Kanada’nın doğusunda ve batısında bulunabilir.
EKİM VE HASAT
Koyungözü evdeki çiçek ya da bitki bahçesinde kolaylıkla yetiştirilen çok yıllık bir bitkidir. İyi kurutulduğu sürece toprağın tipi önemli değildir. Bitki ilkbahar ya da sonbaharda kümelerin bölünmesiyle ya da tohumların ekilmesiyle çoğalır. Küçük tohumlar, ışığın çimlenmeye yardım etmesi için toprak yüzeyine hafifçe sıkıştırılmalıdır. Koyungözü olabildiğince güneş ister ama gölgeli
ışıkta da büyüyebilir. Ticari açıdan koyungözü bir sıra mahsulü olarak yetiştirilir; yapraklar, bitki çiçek açmadan önce
hasat edilir. Doğu Avrupa’da, Birleşik Krallık’ta, Çin’de ve Birleşik Devletler’de üretilir. Kimyada farklı alanlarda kullanılır, bu yüzden de ticari yetiştiriciler sıklıkla bu alana yönelirler.
TEDAVİ AMAÇLI KULLANIMI
Migren ağrıları
Modern araştırmalar eski zamanlardan bu yana koyungözünün migren ağrılarının sıklığını ve şiddetini azalttığına dair anlatılan kanıtları doğrulamaktadır.
Yakın zamanda yapılan ve bitkinin iltihap önleyici özelliklerini ortaya koyan araştırma yıllar boyunca koyungözünün adet sancılarını, eklem iltihabını ve ateşi düşürmede etkili olduğu düşüncesini de doğrulamıştır. Ama günümüzde koyungözü hepsinden önce başağrıları için kullanılan bir bitkidir. 1980’li yıllar boyunca koyungözü migren ağrıları için yaygın bir alternatif tedavi olmuştur ve Birleşik Krallık’ta yapılan bir ankete göre, migren hastalarının % 70’i günde iki parça taze koyungözü yaprağı çiğnediklerinde kendilerini daha iyi hissettiklerini söylemişlerdir. Bu veri, kurutulmuş koyungözü yapraklarıyla ilgili birçok araştırmayı teşvik etmiştir.
Britanya’daki migren hastalarının birçoğu kendi koyungözlerini yetiştirir ve her gün küçük bir yaprağın yarısını yer. Organik Tanatecum parthenium tohumu aldığınızdan emin olun. Tohumlar bahçenizdeki saksılarda filizlenir. Eğer ağız ülseri sorunu yaşanıyorsa koyungözü yaprağı kullanmayı bırakın.