‘Koyun eti yiyen, koyun akıllı olur’ diyen Avusturyalıyı fena bozduk

Güncelleme Tarihi:

‘Koyun eti yiyen, koyun akıllı olur’ diyen Avusturyalıyı fena bozduk
Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2004 00:00

Avusturya ile 1739’da imzalanan barış anlaşmasından sonra yapılan sınır ölçümleri sırasında Avusturyalı bir general, Türk heyetinde bulunan o zamanın büyük álimi Molla Ebu Sehl Numan Efendi’ye, ‘Siz Türkler koyun eti yediğiniz için koyun akıllısınız’ dedi ama dediğine pişman oldu.Numan Efendi, Avusturyalılar’ın Fransa’dan satın aldıkları ve herkesten sakladıkları ölçüm cihazlarının aynını birkaç gecede imal etti ve ‘İşte koyunun faziletleri’ diyerek küstah generalin kafasına attı.KOYUN eti konusu, 18. yüzyılda Türkiye ile Avusturya arasında diplomatik mesele olmuştu.1739’da imzalanan Belgrat Antlaşması’nda yeniden belirlenen sınırların ölçümünü yapan heyette Molla Ebu Sehl Numan Efendi adında bir Osmanlı álimi vardı ve Avusturyalı bir generalin görüşmeler sırasında Türkler’in koyun eti yemelerinden dolayı koyun akıllı olduklarını ima etmeye kalkışmasına Numan Efendi fena içerlemişti.Avusturya tarafı, sınır ölçümü için o günlerde Fransa’dan yeni áletler satın almıştı ve bu áletleri Türkler’den köşe bucak kaçırıyorlardı. Numan Efendi, generalin burnunu sürtmek için áletlerin aynını birkaç gün içerisinde yaptı ve toplantı sırasında ‘Koyun akıllı dediğiniz Osmanlı, sizin mühendislerinizin sadece kullanımını öğrenmek için üç-dört yılını harcadığı áletleri birkaç günde kendisi imal eder’ dedi ve küstah generali böylelikle çok fena bozdu.Rusya ve Avusturya 1736’da Türkiye’ye beraberce savaş açmışlardı ve Rusya Kırım ile Azak’ı; Avusturya da Bosna ve Hersek’i almayı planlıyordu. Fakat savaşın gidişatı umdukları gibi olmadı. Osmanlı İmparatorluğu hem Birinci Mahmud zamanında yapılan askeri reformların tesiriyle, hem de Hekimoğlu Ali Paşa ve Hacı İvaz Paşa gibi iki büyük komutana sahip olması sayesinde savaşı kazandı ve 18 Eylül 1739’da Avusturya ile Belgrat Antlaşması’nı imzaladı. Türkiye, bu anlaşma ile daha önce kaybettiği bazı toprakları geri alıyordu.Daha sonra, sınırların anlaşmaya göre yeniden çizilmesi için bir heyet kurdu ve Osmanlı heyetine başkan olarak Hacı Mehmed Efendi getirildi. Heyette bulunan Molla Ebu Sehl Numan Efendi, üstün bilgisi ve seçkin kişiliğiyle görüşmelere damgasını vuracaktı.En önemli Osmanlı tarihlerinden birini yazan Hammer, Numan Efendi’yi 18. asrın büyük bir álimi olarak vasıflandırır. Geometriden dini bilimlere kadar geniş bir sahada yedi eser kaleme alan Numan Efendi, sınır görüşmeleri konusunu da ‘Tedbirat-ı Pesendi’ isimli eserinde anlatacaktı.Osmanlı döneminde, bugünkü gibi dana eti yenmezdi. Makbulü, yağlı ve daha lezzetli olan koyun etiydi. Sınır tespiti sırasında Avusturyalı bir general, Numan Efendi’ye ‘Osmanlılar’ın koyun eti yemelerinden dolayı koyun akıllı olduklarını’ söylemek gibi bir küstahlığa kalkışmıştı.Generalin sözlerine içerleyen Numan Efendi, karşılık için fırsat kollamaya başladı. Avusturyalı mühendisler, sınır tespitinde Fransa’dan büyük paralar ödeyerek aldıkları ölçüm áletlerini kullanıyorlar ve bu áletleri Osmanlılar’dan köşe bucak kaçırıyorlardı. Áletleri uzaktan gören Numan Efendi, aynılarını birkaç günde yapıverince kıyamet koptu.Avusturyalı general, mühendislerinim áletleri Osmanlılar’a sattığını zannetti ve hepsini divan-ı harbe verdi ama adamlarına haksızlık etmemek için, Numan Efendi’ye aletleri kimden satın aldığını sordu. Aldığı cevap şamar gibiydi, Numan Efendi ‘Koyun akıllı dediğin Osmanlı, senin mühendislerinin sadece kullanımını öğrenmek için üç dört yılını harcadığı áletleri, birkaç günde böyle kendisi imal eder’ dedi.General, işittiklerine önce inanmadı ama girdikleri geometri sohbeti Numan Efendi’nin bilgisini ortaya koyunca, adamlarını boş yere suçladığını anladı. Bunun üzerine kendisini haksızlık yapmaktan ve büyük bir sıkıntıdan kurtardığı için Numan Efendi’ye som altın bir saat hediye etmek istedi ama alacağı ders henüz bitmemişti. Ebu Sehl Numan Efendi, ‘Padişahımızın sayesinde böyle şeylere ihtiyacımız yoktur’ diyerek hediyeyi reddetti. Numan Efendi sınır meselesini devletinin lehine çözdüğü gibi hükümdarının şerefini de el üstünde tutmuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!