Köylüyü oy potansiyeli gören politika iflas etti

Güncelleme Tarihi:

Köylüyü oy potansiyeli gören politika iflas etti
Oluşturulma Tarihi: Haziran 22, 2005 02:17

TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, ‘Tarımla uğraşan geniş kitlelerin oy potansiyeli olarak görülmesi’ gibi günü kurtarmaya yönelik politikaların iflas ettiğini söyledi. Sabancı, ‘Tarımda dönüşümü, yeniden yapılanmayı sağlayamazsak, büyümeden, istikrardan, sosyal refahtan söz etmek mümkün değil’ dedi.

AVRUPA Birliği (AB) müzakere sürecinde Türkiye’nin en çok zorlanacağı başlıklardan biri olan tarım konusunu bir raporla gündeme taşıyan Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) Başkanı Ömer Sabancı, günü kurtarmaya yönelik politikaların iflas ettiğini vurguladı. TÜSİAD’ın ‘DTÖ ve AB’deki Gelişmeler Işığında 21. Yüzyılda Türkiye Tarımı’ raporunun tanıtım toplantısının açılışında konuşan Sabancı, tarımın Türkiye ekonomisi için kritik öneme sahip bir sektör olduğunu vurgulayarak ‘Geçmişin kısıtlı bakış açısı dışında bir yaklaşıma sahip olmak ve geçiş döneminin iyi yönetmek gerekiyor’ dedi.

YAKLAŞIM DEĞİŞMELİ:

‘Tarımda dönüşümü, yeniden yapılanmayı sağlayamadığımız takdirde, ne büyümeden, ne istikrardan, ne sosyal refahtan söz etmemiz mümkün’ diyen Sabancı, tarımda dönüşümün ön koşulunun yaklaşım değişikliği olduğunu dile getirdi.

GÜNÜ KURTARAN POLİTİKALAR:

Tarım sektörünün, şimdiye kadar, uzun vadeli stratejik bir bakış açısından yoksun kaldığına dikkat çeken Sabancı, şu tespitlerde bulundu: ‘Üretim piyasa koşullarına göre gelişemezken, siyasi kaygılarla açıklanan taban fiyatlarına göre üretim yapan çiftçiler de gelirlerinden hoşnut edilemedi. Stoklar yönetilemedi; üretici fiyat yoluyla desteklenirken, tüketici bu desteklemelerin yükünü üstlenmek durumunda kaldı. Sağlanan destekler üreticiye yeteri kadar ulaşamadı, diğer yandan kamu kaynaklarına önemli ölçüde yük getirildi. Tarımla uğraşan geniş kitlelerin oy potansiyeli olarak görülmesi, tarıma ekonomik ve sosyal bir sektör olarak yaklaşılmaması, çözümden ziyade günü kurtarmaya yönelik politikaların bugün iflas etmesi ile sonuçlandı.’

DEĞİŞİM YAŞANIYOR AMA:

Ayrılan yüksek fonlara rağmen, son 35 yılda tarımsal katma değerin yıllık ortalama büyüme oranının ancak yüzde 1.1 olduğunu belirten Sabancı, şöyle konuştu: ‘Türkiye’de son yıllarda tarım politikalarında bazı değişimler yaşandığını ‘Dünya tarımı değişiyor. Bu değişimde rol oynayan faktörler; korumaların azaltılması, faktör piyasalarının daha etkin çalışması, rekabet gücünün arttırılması ve kırsal kalkınma politikalarına ağırlık verilmesi. Türkiye de tarım politikalarını bu değişim yönünde yapılandırmalı.’

İSTİHDAM TALEBİ DEĞİŞECEK:

Sabancı, 2004 yılında tarımın GSYİH içindeki payının Türkiye’de yüzde 11.6, AB-25’te yüzde 2.1, yeni 10 üye ülke ortalamasında yüzde 3.6 olduğunu, istihdam oranlarının da Türkiye’de yüzde 34, AB-25’te yüzde 5.4, yeni 10 üye ülke ortalamasında ise yüzde 13.4 olduğunu hatırlatarak, gelecek yıllar itibariyle tarımda karşılaşılacak en öncelikli sorunun istihdam olacağını kaydetti. Sabancı, tarımda modernleşmenin yaratacağı etkilere değinerek, ‘Daha nitelikli ancak daha az sayıda iş gücü kullanımı doğuruyor. Dünyadaki bu gidişata paralel olarak Türkiye’de de tarımda modernleşme ivme kazanacak ve buna bağlı olarak tarımda istihdam talebi değişecek’ dedi.

Eker: Rusya krizini yakında çözeriz

TARIM
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Rusya’nın Türkiye’ye 30 Mayıs’tan itibaren uyguladığı bitkisel ürün ihracatı yasağıyla ilgili olarak çok olumlu gelişmelerin yaşandığını söyledi. Bakan Eker, ‘Ruslar’ın AB ile imzaladığı mutabakat zaptı var. Biz de bu zaptı imzalamaya hazır olduğumuzu geçen hafta itibariyle kendilerine bildirdik’ dedi.

ZARAR BELLİ DEĞİL:

TÜSİAD toplantısına katılan Eker, Rusya ile ilgili soruları üzerine görüşmelerin sürdüğünü ve konunun yakında çözüleceğini belirtti. Eker, yaş meyve ihracatı konusunda Rus tarafının istediği belgelerin iletildiğini ve ilgili tarafların yakında tekrar biraraya geleceğini kaydederek, ‘Daha önce aynı sorunu AB’yle de yaşamışlar, sonra onu çözmüşler, biz de aynı yöntemle çözüme ulaşacağımızı düşünüyoruz’ diye konuştu. Eker, sorunun mali boyutuyla ilgili bir soru üzerine ise Türkiye’nin daha önce Rusya’ya yaptığı sebze meyve ihracat rakamlarının aylar itibariyle hesaplanması nedeniyle henüz net bir rakam söylemenin mümkün olmadığını söyledi. Azerbaycan üzerinden domates ihracatı yapıldığına ilişkin haberin hatırlatılması üzerine de Eker, ihracatçıların, alternatif ihracat alanları bulduğunu kaydetti.

Özel ve hassas ürün listesine dikkat edelim

TÜSİAD
’ın Tarım Raporu’nda yer alan uyarılardan biri de Gümrük Birliği’ne ilişkin. ‘Müzakere sürecinde Türkiye’nin karşı karşıya kalacağı baskılardan biri de AB ile yürütülmekte olan Gümrük Birliği’nin tarım ürünlerine doğru genişletilmesi olacak’ denilen raporda, şöyle deniliyor: ‘Böyle bir baskı altında hangi ürün gruplarından başlanabileceği tartışması ile DTÖ müzakerelerinde kritik önem kazanacak ‘özel ve hassas’ ürünler listesinin de tutarlı ve bağlantılı biçimde hazırlanması gerekli. Başlangıçta hemen hemen hiçbir ülke tarım politikasının gereklerini hemen uygulayarak üye olmadı. Bu politikaya uyum güçlüğü aday ülkelerin tüm üyeliğini engellemedi.’

Tarlada çalışanların yüzde 18’i okuma yazma bilmiyor

TARIMSAL yapı sorununun üretim faktörleriyle ilgili olduğuna da değinilen raporda, bunlardan ilkinin ‘bol ama kalitesi, eğitimi çok düşük işgücü’ olduğu vurgulanırken, sektörde okuma yazma bilmeyenlerin oranın yüzde 18 olduğuna dikkat çekiliyor. Tarıma en yakın inşaat sektöründe bile bu oranın yüzde 3’ün altında olduğu vurgulanırken, tarımsal istihdamın yüzde 60’ını oluşturan kadınların 3’te birinin okul yüzü görmediği belirtiliyor. Kırdan kente göçte itici unsurun ‘çaresizlik’ olduğu ifade edilen raporda, bu konuda şu öneriler yer alıyor: ‘Kırsal bölgelerdeki beşeri sermayenin düzeyi, tarımdaki verimliliği belirleyecek en önemli unsurlardan biri. Türkiye istikrarlı büyüme çizgisini devam ettirse bile, uzunca süre tarımdaki iş gücü hem mutlak, hem de oransal olarak hızla azalmayacak. Tarımsal verimlilğin artırılması, bir yandan toprak veriminin, diğer yandan beşeri sermayenin kalitesinin artmasıyla mümkün.’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!