Güncelleme Tarihi:
Ormanlık alanda ve köyün yerleşim merkezinde mermer ocaklarına karşı hukuki savaş başlatan yaklaşık 500 köylü, jandarmanın kontrolünde protesto gösterisinde bulundu, ‘Temiz hava hakkımız’, ‘Yaşam hakkımızı istiyoruz’ sloganları attı.
Korkuteli İlçesi'ne bağlı Başpınar (Yeleme) Köyü'nde kurulan mermer ocakları vatandaşı isyan ettirdi. Ormanlık alanda kurulan dört ocağın dışında bir ocak da köylünün evlerinin hemen yanındaki alana kuruldu. Mermer ocaklarının 24 saat çalıştığını ve sürekli dinamit patlatılarak hem gürültü kirliliği, hem toz bulutları ile kendilerine ve ormanlık alana zarar verildiğini ve su kaynaklarının da bu yüzden kuruduğunu öne süren köylüler, protesto gösterisinde bulundu. Yaklaşık 500 kişinin katıldığı gösteri, jandarma güçlerinin geniş güvenlik önlemi altında yapıldı.
Başpınar köylülerinin eylemine; aynı sorunları yaşayan ve hukuk savaşını kazanan Doyran ile Kurşunlu köylerinin muhtarları, Esenyurt, Dereköy, Sülekler köylüleri, Kent Konseyi Çevre Kurulu üyeleri, Antalya Kafkas Derneği ile Türk Tabiatını Koruma ve Yaşatma Derneği üyeleri de destek verdi.
Köylüler alkışlarla protesto ettikleri maden ocağının kaldırılması için düzenledikleri gösteride, ‘Temiz hava hakkımız’, ‘Yaşam hakkımızı istiyoruz’, ‘Doğa katliamına son’, ‘Durdurun bu katliamı’ sloganları attı ve dövizler açtı.
ANTALYA'DA RUHSAT SAYISI 2 BİNİ AŞTI
Mermer ocaklarının kapatılması için ilk davayı bu haftaiçi köy yerleşim merkezindeki ocağı işleten Ece Ltd. Şirketi'ne açacaklarını ve diğer ocaklar için de aynı mücadeleyi vereceklerini belirten avukat Hacı Ömer Çelebi, 2004 yılında değiştirilen Maden Kanunu ve benzer kanun değişiklikleri ile Cumhuriyet'in 80 yıllık kazanımları ve çalışmalarının bir çırpıda gözden çıkarıldığını söyledi. Verilen zararın hiçbir zaman onarılamayacağının altını çizen Avukat Çelebi, şöyle dedi:
“Maden ve madencilikte çok büyük bir rant vardır. Türkiye'de 2004'ten bu yana binlerce arama ve işletme ruhsatı verilmiştir. Bu ruhsat verme işlemlerinden en büyük zararı da Antalya görmüştür, görmektedir. Antalya'da 2 binin üzerinde ruhsat verilmiştir ve her bir ruhsatın kapsamında 100 hektara kadar alan koordinatlara bakılarak belirlenmiştir.
2004 yılından bu yana 82 yabancı sermaye oraklığı şeklinde 86 firma Türkiye topraklarını, dağlarını kazmakta, bugünümüzü ve geleceğimizi yok etmektedir. Biz bugün de yarın da toprağımızda, köyümüzde yaşamak ve sağlıklı yaşamak istiyoruz. Bu nedenle de ülkenin yer altı kaynaklarını, halkın çıkarlarını ve sağlığını, ekolojik sistemi, çevreyi, suyu, havayı, canlı hayatını, kültürel ve doğal mirası hiçe sayan, yok eden bu çalışmalara dur denilsin istiyoruz. İşletmecilerin ruhsatı iptal edilsin istiyoruz. Devlete, milletin vekillerine, bürokrasiye ve duyarlı tüm insanlara sesleniyoruz, bu katliamı durdurun.”
MÜCADELEYİ BIRAKMAYIN
Türk Tabiatını Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Hediye Gündüz ise köylülere mücadeleyi hiçbir zaman bırakmamaları çağrısında bulunarak, “Aynı sorunlar Doyran ve Kurşunlu bölgesinde yaşandı. Buralardaki köylülerimizle birlik içinde sonuna kadar mücadelemizi sürdürdük ve Danıştay’tan çıkan karar ile tüm ocakları bu bölgede kapattırdık. Burada da birlik içinde mücadele ettiğimiz sürece doğamızı kazanacağız” diye konuştu.
Köylüler mızıka eşliğinde Kafkas dansı gösterileri sunduktan sonra alkışlarla yürüdü. Gösteri, köylülerin ellerindeki dövizleri maden ocağının hemen karşında bulunan ardıç ağaçlarına asmaları ile sona erdi.