OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 08, 2002 00:00
4 Eylül'deki Sivrialan konseri Fazıl Say'ın bir hayalinin gerçekleÅŸmesiydi: 3-4 yaÅŸlarında, evlerinde klasik müzik albümlerinin yanında dinlenen tek plak Aşık Veysel'inkiydi. Ãœnlü bir solist ve besteci olduÄŸunda bile üzerindeki Veysel etkisi sürüyordu. Aşık Veysel'in ÅŸiirinden yola çıkarak yaptığı Kara Toprak bestesini bütün dünyaya dinletti ve bu, en çok beÄŸenilen eserlerinden biri oldu.Uzun yıllar hayalini kurduÄŸu bu büyük ustanın Åžarkışla'ya baÄŸlı Sivrialan köyündeki mezarını ancak geçen hafta ziyaret edebildi. Sivas Cumhuriyet Ãœniversitesi'nin Sivas Kongresi'nin 83. yıl kutlamalarına konser vermek üzere davet edildi ve konser öncesinde bu ziyareti gerçekleÅŸtirdi.Sivrialan'a bakan bir tepenin üzerinde, sadece Aşık Veysel ve eÅŸinin mezarlarının bulunduÄŸu bir anıt park düzenlenmiÅŸ. Köylüler tarafından büyük bir coÅŸkuyla karşılandı Fazıl Say. Önce mezara Kayseri'den alınan çiçekler konuldu. KÖYLÃœLER ORTAYI BOÅž BIRAKTIKonser alanı olarak da mezarın hemen önünde bulunan boÅŸ alan düşünülmüştü. Konser için bulunan duvar piyanosu meydanın bir ucunda kurulan çadırın altına konmuÅŸtu. Aslında Fazıl Say'ın konseri için yeni alınan iki Petroff marka kuyruklu piyanolardan biri getirilmek istenmiÅŸti, ama Say piyanoya zarar geleceÄŸi için karşı çıkmıştı buna.Köylüler ünlü sanatçıyı görebilecekleri ÅŸekilde ortayı boÅŸ bırakarak halka halinde oturmuÅŸlardı piyanonun başına. Belki de hayatlarında ilk defa çok sevdikleri Aşık Veysel'in notalarını piyanodan dinleyeceklerdi.Fazıl Say piyanosunun başına geçerek Aşık Veysel'in kendisi için ne kadar önemli bir usta olduÄŸunu anlatarak baÅŸladı mini konserine. Ancak piyanonun başı tam bir mahÅŸer yeri gibiydi. Protokol ve olayı izleyen gazeteciler piyanonun başını hıncahınç doldurmuÅŸtu. Köylülere ulaÅŸan ise sadece piyanonun zayıf melodileriydi. Mini konser bitene kadar bu durum devam etti. Köylüler kulaklarında kalan belli belirsiz notalarla Aşık Veysel'in mezarını ziyaret edip Fazıl Say ile fotoÄŸraf çektirmekle yetinmek zorunda kaldılar.Fazıl Say cephesinde de benzer bir durum söz konusuydu. Her hayal gibi bu da mükemmel olarak gerçekleÅŸememiÅŸti. Bu programda memnun kalsa da, ‘‘orada daha fazla vakit geçirip daha uzun bir konser vermek, notalarımın Aşık Veysel'in mezarına kadar süzülmesini isterdim’’ diyordu sonradan duygularını dile getirirken. İçinde bir yarım kalmışlık duygusu, ileride bir kez daha Sivrialan'ı ziyaret etmek isteÄŸiyle Sivas'a doÄŸru yola çıktı. Sivas Devlet Tiyatrosu'nun salonunda akÅŸam verdiÄŸi konser ve oradaki izleyicinin samimiyeti, pozitif enerjisi Sivrialan'daki yarım kalmışlığı tamamladı neyse ki...ZÃœHRE BAÅžER (Aşık Veysel'in kızı)SaÄŸolsun benzetmiÅŸPiyanoda onu dinlemek güzeldi. SaÄŸolsun benzetmiÅŸ de. Hele hele Uzun Ä°nce Bir Yoldayım daha çok benzemiÅŸ. Ben o parçayı daha çok sevdim. Buraya gelen, onu hatırlayan herkese teÅŸekkür ediyorum. Kaymakam çay yapın demiÅŸ, ben de ÅŸimdi eve misafirlere çay yapmaya gidiyorum.PÄ°YANONUN ALTINA KADAR ADAM DOLUYDUKöydeki zaman üç dört saat deÄŸil de bir güne yayılabilseydi keÅŸke. Köylülerle, ailesiyle daha uzun zaman geçirmek isterdim. Ãœstün körü bir ziyaret yerine bütün gün orada geçirilip akÅŸama da konser verilebilseydi. O zaman daha gönlümüz ferah ayrılırdık. Sonuçta yapılan güzel bir ÅŸeydi. Ama bir daha gideceÄŸim gibi bir his var içimde. Ama orada, iÅŸte birisi kolumdan çekip piyanonun başına oturttu, piyanonun altına kadar insan dolu. Bu biraz sıktı beni. Gözümü kapadım ve güzel çaldım ama gönül isterdi ki daha uzunu ve daha derini olsun. Köylüler de belki onu tercih ederdi.BU DÄ°NLEYÄ°CÄ° Ä°STANBUL'DA YOKOradaki insanların konseri dikkatle dinlemesi, konsantre olması, beni içlerine alışı konseri çok etkileyici kıldı. Ä°stanbul'da veya herhangi bir yerde böyle bir seyirci yok. Müzik yapmak gönlünü açma meselesi. Çok temiz bir enerji vardı oranın insanlarında. KeÅŸke Ä°stanbul'da, New York'ta da bu hissiyatla konsere çıkılabilse. Yani o stresten uzak olarak çalınabilse. Yalın bir konser. 600-700 kiÅŸilik bir salon ve bir o kadar insan da dışarıda kalmış. Demek ki bu potansiyel büyük. Sivas gibi benim Türkiye'de gitmem gereken 20-25 yerin daha olduÄŸunu biliyorum. Bu bir görev aslında ve ben bu görevi yerine getireceÄŸim.MADIMAK ONLARIN YARASIMadımak olayında çok yakın aile dostlarımızı kaybettik. Metin Altıok baÅŸta olmak üzere. Bu, iyi Sivaslıların gerçekten bir yarasıdır. Bence Sivas'taki kötü ve küçük bir azınlığın yaptığı bir ÅŸeyi bütün Sivas'a mal etmek yaralarına basmak olur. Sivas deyince bence akla Aşık Veysel gelmeli. Biraz imaj problemleri var bu konuda. Onları bu konuda anlamak ve yardımcı olmak lazım.SÄ°VRÄ°ALAN'I TEKSAS'A TERCÄ°H EDERÄ°MLondra, Salzburg gibi en klas festivallerin hepsinde varım. Şöyle bir de gerçek var. Sezen Aksu, Barış Manço, Tokyo'ya gidince beÅŸ yıl konuÅŸuluyor. Ben Tokyo'da en fazla satan piyanistlerden biriyim. Vatan millet Sakarya yapmak istemiyorum. Türk sanatçılarla ortak çalışmalarım olacak. Benim istediÄŸim Türkiye'nin kültürel hayatına da daha bir canlılık getirmek ve katkıda bulunmak. Şöyle de bir gerçeÄŸi söyleyeyim: Amerika'daki kariyer New York odaklıdır. New York'ta yapabilen bir adam diÄŸer ÅŸehirlerde de yapar. Colarado, Teksas, Arizona gibi yerlerde çalabilirsiniz orada yaÅŸarken. Sen beni kendi yerine koy. Sivrialan'a, Sivas'a gitmek mi gerekli, Teksas'a mı? Tamamen bu kıstas üzerine duruyorum. New York'taki konserlerim zaten devam ediyor.Ä°STANBUL'A YERLEÅžMEM KARÄ°YERÄ°MÄ° GERÄ°LETMEZ Kariyer baÅŸlangıcında tabii Ä°stanbul gibi bir yerden dünyaya çıkış olamaz. Yani New York'tan çıkış yaptım. Yedi yıl boyunca da bunun mücadelesini verdim. Åžimdi artık oturmuÅŸ bir ÅŸey var. Yılda 80-90 konser veriyorum. Ben ÅŸu an Tibet'te, Antartika'da da yaÅŸasam aynısı olur. New York'ta yaÅŸamam artık gerekmiyor. Ä°stanbul'da yaÅŸamam Avrupa'ya yakınlığı dolayısıyla bana zaman avantajı verdi. Avrupa'da daha çok çalmak istiyorum. Amerika'yı azalttım, 20 konser vardı, onu beÅŸe indirdim. Türkiye'deki iki üç olan konser sayısını da 15'e çıkardım. Bu benim için daha iyi. POLÄ°TÄ°KA BENÄ°M İŞİM DEĞİLÄ°stemihan Talay beni aradı ve biz YTP'yi kuruyoruz, Kemal DerviÅŸ ile Ä°smail Cem de var aramızda diye. Partiyi kurduklarının birinci günüydü bu. Seni de kurucu üye yapmak istiyoruz dedi. Ben de bir gün düşüneyim dedim. Daha ben düşünmeden ertesi gün gazetede haberi gördüm. Hemen kendisini aradım ve politikaya girmeyeceÄŸim, kurucu üye olmam ama size manevi destek veririm dedim. Çok güvendiÄŸim, sevdiÄŸim ve iddialı bir parti bile olsa politikaya girmem. Politika benim iÅŸim deÄŸil. Prensip olarak kesinlikle bu böyle.PANCARI BIRAKIP GELEN KÖYLÃœLER ONU GÖREMEDÄ°Sivrialan ve civardan gelen köylüler piyanonun zayıf melodileriyle yetinmek zorunda kaldı. Oysa nasıl da heveslenmiÅŸlerdi. Mesela Aşık Veysel hastası Mustafa GüneÅŸ (en solda beyaz saçlı), Niksar'dan kalkıp gelmiÅŸti: ‘‘Piyanoda da sevdim onun parçalarının çalınmasını. Hanımımı, ablamı, gelinimi, yeÄŸenlerimi alıp geldim Tokat'ın Niksar ilçesinden. Radyodan duydum böyle bir konser olduÄŸunu. 7-8 kiÅŸi tarlada pancar suluyorduk. Ä°ÅŸleri bıraktım ve ailemi toparlayıp geldim hemen’’ diyordu. Â
button