A.A
Oluşturulma Tarihi: Ekim 22, 2009 10:50
Gaziantep'in İslahiye ilçesine bağlı Yeniceli köyünde eşi ve 4 çocuğuyla yaşayan 66 yaşındaki kişi, akciğer zarı kanseri nedeniyle evinde ölümü bekliyor.
Evlerin boya ve badana işlerinde kullanılan beyaz toprakta bulunan asbest mineralinden dolayı kanser hastalığının yaygın olarak görüldüğü köyde şu ana kadar 35 kişi akciğer zarı kanseri nedeniyle hayatını kaybetti.
Kanserin yaygın olarak görülmesi nedeniyle “kanser riskli” köy olarak adlandırılan köyde kanserden ölümlerin arkası hiç kesilmedi.
Aynı köyde yaşayan kanser hastası Fevzi Şahin (66) evinde, diğer kanser hastaları Hüseyin Uçar ile Hasan
Aslan ise hastanede tedavi ediliyor.
Evinde eşi tarafından bakımı üstlenilen, 1 yıl önce kanser teşhisi konulan Fevzi Şahin, bir süre hastanede tedavi gördükten sonra evine gönderilmiş.
Yemekten ve içmekten kesilen, konuşmakta güçlük çeken Fevzi Şahin'in bakımını eşi Hatice Şahin üstleniyor.
Fevzi Şahin'in eşi Hatice Şahin,:
“Köyümüzde birçok akrabamı aynı hastalıktan kaybettim. Şimdi eşim de aynı hastalıktan ölmek üzere. Bir süre hastanede tedavi de gördü ama bir şey yapamıyoruz. Eşim evde sadece yatıyor. Ben ise onu yaşatmak için elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Eşimi yaşatmaya gücümün yetmeyeceğini biliyorum. Birçok köylümüz gibi kocamı da kaybedeceğim diye korkuyorum. Yıllar önce köyümüzdeki toprağın kansere neden olduğunu söylediler ama buna inanmak istemedim fakat eşim de aynı hastalığa yakalandı. Köyümüzü de çok sevdiğimiz için terk etmeyi düşünmedik, keşke başka bir yere taşımış olsaydık.”
Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Dr. Fethi Albayram ise kanser nedeniyle ölümlerin görüldüğü Yeniceli köyünde insanların hastalıktan kurtulması için üzerlerine düşen görev olursa seve seve yapmaya hazır olduklarını belirtti.
Dr. Albayram, 1990'lı yıllarda köyde özellikle evlerin boya ve badana işlerinde kullanılan beyaz topraktaki asbest nedeniyle kanserin yaygın olduğunun tespit edildiğini, halen ölümlerin devam ettiği köyde bir insanın dahi hayatının kurtarılmasının çok önemli olduğunu ifade etti.
Albayram, köydeki insanların kanser hastalığından kurtarılması ve tedavisi konusunda, oda olarak başta Gaziantep Üniversitesi olmak üzere tüm sağlık kuruluşlarıyla çalışmalar yapabileceklerini kaydetti.
Yeniceli köyü muhtarı Hüseyin Şahin ise köylerinde ilk kanserin 1992 yılında tespit edildiğini ifade ederek, şu bilgileri verdi:
“1992 yılına kadar köyümüzde birçok insanı hep birbirine benzer hastalık belirtileriyle kaybettik. Bunu üzerine durumu yetkililere bildirdik ve yapılan çalışmalar sonucunda köylülerin boya ve badana amacıyla kullandığı beyaz toprak nedeniyle akciğer zarı kanseri hastalığına yakalandığı tespit edildi. 1996 yılında ise bizim bildiğimiz, ilk akciğer zarı kanseri teşhisi konulan İmam Öztan adlı kişi hayatını kaybetti. Bu tarihten sonra ise 2009 yılına kadar 35 kişi aynı hastalıktan hayatını kaybetti. Şu anda biri evinde, ikisi de hastanede olmak üzere 3 kişi de aynı hastalık nedeniyle tedavi görüyor. Bu hastaların da durumu çok ağır. Tespit edilemeyenlerle birlikte kanserden ölenlerin sayısının daha yüksek olabileceğini düşünüyorum.”
KÖYÜN YERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİHastalık nedeniyle köylerinde birçok tedbir alınmasına karşın bu konuda en radikal çözümün köyün yerinin değiştirilmesi olacağına işaret eden Şahin, şöyle konuştu:
“Başta İl Sağlık Müdürlüğümüz ve Kaymakamlık olmak üzere, bir çok sivil toplum kuruluşu, köylülere yardımcı olmak için çalışmalar yaptı. Ancak bu hastalıktan kesin kurtulmanın yolunun yeni bir yere taşınmak olduğu konusunda karara varıldı. 1996 yılında hastalıktan korunulması amacıyla köyümüzün yeni bir yere taşınması gündeme geldi. Ancak yeni bir bölgeye taşınmak ekonomik olarak büyük masraf gerektirdiği için bunu gerçekleştiremedik. Köylüler de taşınma konusuna pek sıcak bakmadı. Son ölümlerle birlikte, köyümüzün taşınması konusu yeniden gündeme geldi. Yetkililerin yeni bir yer konusunda bize yardımcı olmasını istiyoruz.”
Kent merkezine 100 kilometre kadar uzaklıkta bulunan 750 haneli köyde 750 kişi yaşıyor. 2002 yılında “beyaz toprak” adı verilen asbest mineralinin ana kaynağı olabilecek şüpheli kaynaklardan analiz için alınan topraklar, Anadolu Üniversitesi TÜBİTAK Seramik Araştırma Merkezi'ne gönderildi.
İlgili merkez tarafından yapılan mineral analizinde, köy kırsalından alınan ve köylülerin ev badanasında kullandığı toprakta asbest olduğu belirlendi.