A.A
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 28, 2007 12:41
Anayasa Değişikliği Hakkındaki Kanun'a göre, TBMM'nin şu aşamada Cumhurbaşkanı seçemeyeceği iddia edilerek, mevcut Cumhurbaşkanı'nın görevinin Anayasal durumun açıklık kazanacağı yasal süreye kadar devam edeceğinin ve TBMM'de yapılmakta olan seçimin Anayasa'daki değişiklik hakkındaki yasaya aykırı olduğunun tespiti için açılan davada, cumhurbaşkanı seçim işleminin “ihtiyati tedbir kararı verilerek durdurulması” talebi reddedildi.
Anayasa Değişikliği Hakkındaki Kanun'a göre, TBMM'nin şu aşamada Cumhurbaşkanı seçemeyeceği iddia edilerek, mevcut Cumhurbaşkanı'nın görevinin Anayasal durumun açıklık kazanacağı yasal süreye kadar devam edeceğinin ve TBMM'de yapılmakta olan seçimin Anayasa'daki değişiklik hakkındaki yasaya aykırı olduğunun tespiti için açılan davada, cumhurbaşkanı
seçim işleminin “ihtiyati tedbir kararı verilerek durdurulması” talebi reddedildi.
Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, adli bilirkişi Mahir Akkar tarafından dün açılan dava kapsamında, cumhurbaşkanı seçim işleminin “ihtiyati tedbir” kararı verilerek durdurulması talebini değerlendirdi.
Yargıç İsmail Demirtaş, “talebin mahiyeti itibariyle ihtiyati tedbir isteminin reddine” karar verdi.
Demirtaş, davalılar Başbakanlık ve TBMM Başkanlığı'na, itirazları ile birlikte esas hakkındaki cevaplarını ve varsa karşı delillerini mahkemeye bildirmeleri için süre tanıyarak, duruşmayı erteledi.
Adli bilirkişi Mahir Akkar tarafından Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde dün açılan davanın dilekçesinde, Anayasa'da Değişiklik Hakkındaki Kanun'un, Resmi Gazete'de yayımlandığı anımsatılarak, “İş bu yasa referanduma götürülecek ise de yayımlanan yasanın yürürlük maddesinde 'işbu yasa yayım tarihinde yürürlüğe girer' şeklinde kesin bir hüküm vardır. Yasa, Resmi Gazete'de yayımlanmış ve yürürlüğe girmiştir” denilmişti.
“Referandum sürecinin, yürürlükten ayrı bir hukuki durum olduğu, en azından referandum süresine kadar yasa kapsamına giren işlemlerin yapılmamasının beklendiği ve bunun hukuki bir zorunluluk olduğu” savunulan dilekçede, Anayasa Değişikliği Hakkındaki Kanun'da, “Türkiye Cumhuriyeti'nin 11. Cumhurbaşkanı halk oylaması ile seçilecektir ve işbu yasanın referandum hükmü 11. Cumhurbaşkanı seçimlerinde uygulanacaktır” şeklinde kesin bir hüküm ve maddenin yer aldığı kaydedilmişti. Dava dilekçesinde, şu görüşler ileri sürülmüştü:
“Bu durumda, TBMM'de, 11. Cumhurbaşkanı seçimleri ile ilgili bir işlem yapılamaz. Zira Anayasa değişikliği hakkındaki bu kanunun referandum yolu ile kabul edilmesi halinde, 11. Cumhurbaşkanı'nın halkoyu ile seçilmesi zorunlu olacaktır. Oysa daha önceki bir tarihte, yani bu aşamada Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, seçilen Cumhurbaşkanı ne olacaktır? Bu duruma göre, seçilen Cumhurbaşkanı'nın süresi dolmuş sayılacak, yeni bir Cumhurbaşkanı, bir ay sonra yeniden mi seçilecektir? Yoksa biri 'Meclis'in diğeri yeni yasaya göre 'halkın' seçeceği iki Cumhurbaşkanı mı olacaktır?
Bu kadar büyük olumsuzluklara neden olmaması için, TBMM'de yapılmakta olan seçimin, ihtiyati tedbir kararı verilerek durdurulması bir zorunluluktur.”
Anayasa Değişikliği Hakkındaki Kanun'un referanduma sunulması yolundaki seçim takviminin, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından ilan edilmek suretiyle başladığı kaydedilen dilekçede, kurulun kararı gereğince cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine ilişkin yasanın referanduma sunulması sürecinin başladığı, cumhurbaşkanlığı ile ilgili her türlü propaganda ve işlemlere yasak konduğu ifade edilmişti.
“Bu yasak gereğince, Cumhurbaşkanlığı adayları için yapılan temaslara ve tanıtım işlemine katılan partiler ile adayların, anayasal bir suç işlediği ve Anayasa'yı ihlal ettiği” öne sürülen dava dilekçesinde, “YSK'nın aldığı bu karar gereğince, bu süreç içinde cumhurbaşkanlığı seçimi yapılamaz. Böyle bir seçimin yapılması halinde yasal geçerliliği yoktur. Seçim ve seçilen kişi, meşruiyet kazanamaz” denilmişti.
Dava dilekçesinde, “Resmi Gazete'de yayımlanan ve yürürlüğe giren Anayasa Değişikliği Hakkındaki Kanun”a göre, TBMM'nin şu aşamada cumhurbaşkanı seçemeyeceği iddia edilerek, mevcut Cumhurbaşkanı'nın görevinin anayasal durumun açıklık kazanacağı yasal süreye kadar devam edeceğinin ve TBMM'de yapılmakta olan seçimin Anayasa'daki değişiklik hakkındaki yasaya aykırı olduğunun tespiti ile telafisi mümkün olmayan karışıklık ve yasalara aykırılığın önlenmesi için seçim işleminin ihtiyati tedbir kararı verilerek durdurulması talep edilmişti.