"Korsan yazılım kullanımı azaldı"

Güncelleme Tarihi:

Korsan yazılım kullanımı azaldı
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 30, 2002 00:00

BSA, dünyada ve Türkiye'de korsan yazılım kullanımıyla mücadele eden uluslararası bir kuruluÅŸ... Türkiye'deki BSA, son dönemde yaptığı televizyon reklam kampanyaları ve Anadolu kentlerindeki lisanslama çalışmalarıyla dikkat çekti. Türkiye'de korsan yazılım kullanımı, yeni yasayla korsan kullanıma getirilen ağır hapis ve para cezaları, korsan yazılımın dünyadaki durumu gibi konularda BSA Türkiye Genel Koordinatörü Erol Özkür'den bilgi aldık. BSA (Business Software Alliance) uluslararası bir kuruluÅŸ... Bize dünyadaki ve Türkiye'deki kuruluÅŸ öyküsünü anlatır mısınız ?BSA global bir organizasyon, biz BSA'nın Türkiye temsilcisi olarak çalışıyoruz. Her ülkede BSA, o ülkedeki yazılım ÅŸirketlerine hizmet etmek için kuruluyor. Yani "BSA Finlandiya'daki çalışmaların aynısını BSA Türkiye de yapıyor" gibi bir durum yok. Biz ülkemizdeki yerli yazılım üreticileri ya da diÄŸer yazılım sektörünün çalışmalarına uygun ne yapılması gerekiyorsa onları yapıyoruz. Bazen de dünyada ne yapılıyorsa, biz de Türkiye'ye uyarlamaya çalışıyoruz.BSA ne zaman kuruldu ?BSA'nın kuruluÅŸu dünyada 1988, Türkiye'de ise 1996 yılında faaliyetlerine baÅŸladı. BSA'nın nasıl bir organizasyon yapısı var ? Kimler yönetiyor ?BSA Türkiye çatısı altında 25 yerli ve yabancı ÅŸirket var. Biz bir birliktelik adı altında çalışıyoruz; herhangi bir dernek, herhangi bir kurum, ÅŸirket vs. bir konumumuz yok. Bunu ÅŸu örnekle açıklayabiliriz: Fiskobirlik bundan 2-3 sene önce hatırlarsınız, "Fındık Ãœreticileri" adı altında, tüzel kiÅŸiliÄŸi olmayan bir yapıya gitti ve hep beraber bir havuz yaratarak, "Aganigi" diye bir reklam kampanyası yaptı. Amaçları fındık tüketiminin artmasıydı. BSA da tüm yazılım sektöründen firmaların bir araya gelerek, "biz telif haklarımızı beraber koruyacağız" diye kurduÄŸu bir oluÅŸum. Linksoft veya Medyasoft gibi ÅŸirketler kendi kendine bir çalışma yapacağına, bunu hep beraber yapıyoruz ve -asıl önemli noktası bu- "ayrı ayrı avukatlarla mücadele edeceÄŸimize bir araya gelip bir avukat tutalım ve ortak bir mücadele götürelim" diyoruz. O avukat, BSA'yı ve üyelerini temsil ediyor. BSA'nın üyeleri o avukata vekaletnameyle yetki veriyorlar. Savcılık izin verirse baskına gidildiÄŸinde, avukat BSA'nın katılımcılarını temsil ediyor ve iÅŸlemleri gerçekleÅŸtiriyor. BSA Türkiye'nin diÄŸer ülkelerdeki BSA'larla iliÅŸkisi nasıl ? Yıl sonunda "ÅŸu tür faaliyetler yapıldı" gibi bir bilanço çıkarılıyor mu ?BSA bir marka ve global bir organizasyon olduÄŸu için bizim bazı kararlarda yurtdışındaki standart kurallarla hareket etmemiz gerekiyor. Bu yüzden de yurtdışıyla sürekli diyalog içindeyiz. Diyelim ki bir bilgilendirme kampanyası yapacağız, mutlaka Türkiye'deki avukatlarımızdan onay almamız ve yurtdışındaki avukatlarla beraber hareket etmemiz gerekiyor. BSA Türkiye biziz ama, BSA bizim markamız deÄŸil, dolayısıyla onların ÅŸartlarına paralel bir ÅŸekilde hareket ediyoruz.Bir de bizim hem BSA Türkiye'ye has katılımcılarımız var hem de BSA dünya örgütüne has katılımcılarımız var. Mesela Microsoft, Adobe, dünyanın heryerinde katılımcı.. Onlar da belli kararlarını dünya çerçevesinde alıyorlar, o yüzden biz ne çalışma yapacaksak bu kapsamda almak zorunda kalabiliyoruz. Türkiye'deki faaliyetlerinizden biraz söz eder misiniz ? Anadolu'da son dönemde birtakım faaliyetleriniz oldu. Korsan yazılımda Türkiye'deki son durum nedir? 2001 Mart ayında yeni bir yasa çıktı ve bu yasa ciddi caydırıcılıkları beraberinde getirdi. Biz bunları devreye almadan önce istedik ki insanları çok iyi bilgilendirelim, bilinçlendirelim. Yeni yasa kapsamında, herhangi bir baskına ön ayak olmak, bir baskının yapılması için ÅŸikayette bulunmak eskisi kadar kolay olmuyor. Ä°ki yıldan altı yıla kadar bir hapis cezası söz konusu... 10 milyardan 150 milyara kadar para cezası var, üstelik hapis cezası paraya çevrilemiyor. Yasadan hemen sonra Ä°zmir, Bursa, Konya, Adana, Antalya, Ä°stanbul'un üç ayrı bölgesi, Ankara, Denizli gibi kentlerde çok yoÄŸun, otuz günlük, kırkbeÅŸ günlük lisanslama çalışmaları baÅŸlattık. Amacımız telif hakları bilincinin en iyi ÅŸekilde oturtulması ve insanların yasalarla karşı karşıya kalmasının önüne geçmekti. Ä°kibuçuk senedir bu çalışmayı yürütüyoruz, ÅŸu an Karadeniz Bölgesi'ndeyiz. Samsun, Trabzon, Ordu, Giresun gibi kentlerde devam ediyor çalışma... Kullanıcılara otuz gün süre veriyoruz,dikkatlerini bu konu üzerine çekiyoruz ve o otuz gün içerisinde telif hakları, korsan yazılım konusundaki bilgilendirme trafiÄŸini maksimuma ulaÅŸtırıyoruz. Özellikle Hürriyet gazetesini kullanarak ciddi bir bilgilendirme çalışması yapıyoruz, oradaki ticaret ve sanayi odalarıyla bir araya geliyoruz. Kısacası, o bölgede telif hakkı konusunda hiçbir soru iÅŸareti kalmaması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Ardından, bizim katılımcılarımız gidiyor ve kampanya için ne gerekiyorsa onu yapıyorlar. Böylece yazılım sektörü de orada ataÄŸa kalkıyor, bayiler mutlu oluyor, teknoloji kullanımı o bölgede daha anlamlı, kapsamlı bir ÅŸekilde yapılmış oluyor.Ä°ÅŸin hukuksal boyutuna baktığımızda, BSA'nın yetkileri nedir ?Aslında BSA'nın hiçbir yetkisi yok, BSA bir birliktelik...  BSA bir ÅŸirket deÄŸildir, fatura kesemez, para toplayamaz, hiçbir ÅŸekilde BSA'nın bir yaptırımı yoktur fakat BSA üyelerinin tayin etmiÅŸ olduÄŸu avukatlar vardır ve bu avukatlar BSA üyelerinin vekaletnamesiyle hareket ederler. EÄŸer bizim üyelerimizden biri hakkında bize bir ihbar gelirse, BSA'nın üyelerinden izin alarak önce o üyeyi uyarırız: "Sizin hakkınızda ihbar var, lütfen bize lisanslarınızın faturalarını fakslayınız." Bize geri dönülmezse telefon açarız, yine cevap alamazsak bu defa iadeli taahhütlü bir mektup yollarız, avukat kanalıyla gider. Yine sonuç alamazsak, döneriz BSA'nın katılımcılarına deriz ki "x ÅŸirket hakkında bir ihbar var, biz yasal olarak harekete geçmek istiyoruz, sizin geçmiÅŸte buraya bir lisanslama çalışmanız oldu mu?" diye sorgularız.  EÄŸer katılımcılardan hiçbirinden pozitif bir yanıt alamazsak, x ÅŸirket hakkında ciddi bir soru iÅŸareti oluÅŸur. Savcılığa gider deriz ki, "Bu yer hakkında ihbar oldu, uyardık, ulaÅŸmaya çalıştık, cevap alamadık, sizden arama emri istiyoruz." Savcılık eÄŸer uygun görürse, o ÅŸirket için bir arama emri çıkartır. Ä°zin alınırsa, mali polis, avukat o ÅŸirkete giderler, tüm bilgisayarlarını araÅŸtırırlar, daha sonra yasal süreç baÅŸlar. Bu bahsettikleriniz ticari iÅŸletmeler için geçerli... Evlerdeki lisanssız yazılım kullanma konusunda faaliyetleriniz var mı?Bizim bilgilendirme çalışmalarımız, KOBÄ°, ev, kamu ÅŸeklinde bir ayırım gözetmiyor. Teknonet sayfasında bir süre önce bir anket yayınlamış, okurlara korsan yazılım konusunda ne düşündüklerini sormuÅŸtuk. Katılımcıların yüzde 60'ı "aslında karşıyım ama maddi sebeplerle kullanıyorum" cevabını verdi. Kullanıcıların çoÄŸunluÄŸu korsan yazılım kullanmaktan pek de memnun deÄŸil aslında ve bunların büyük bir bölümünü öğrenciler, gençler oluÅŸturuyor.  Bu durumda ÅŸirketler iÅŸin maddi yönünü göz önüne alarak bazı önlemler alamazlar mı ? Ben size bu noktada yüzde yüz katılıyorum. Ama bir ÅŸeyde anlaÅŸalım. Bir kere biz, öğrencilerin üzerine gitmiyoruz, onları bilgilendiriyoruz tabii ama gidip onları basmıyoruz.   Ä°kincisi, Adobe'si, Microsoft'u, pek çok ÅŸirket öğrencilere özel fiyatlandırmalar, paketler hazırlıyor. Åžu örneÄŸi vereyim, Microsoft 300-400 dolara sattığı ürünü, bundan üç-dört sene önceki biliÅŸim fuarında 50 dolarlara, 40 dolarlara indirdi ama bir kiÅŸi bile satın almadı. Ekonomik krizden herkes etkileniyor, sadece KOBÄ°'ler deÄŸil yazılım sektöründekiler de etkileniyor. Durum bu noktadayken, bence fiyatlama bir unsur deÄŸil. Çünkü bir ürünün fiyatı 500 dolar da olsa, 5 dolar da olsa farketmiyor, çünkü 0 dolarla, 1 dolarla rekabet edemezsiniz. Ben ÅŸu örneÄŸi veriyorum, bir ara Mahsun Kırmızıgül'le çok yakın çalıştık ve Kırmızıgül'ün CD'si korsanın önüne geçmek için ÅŸu anda 5 milyon liraya satılıyor. Ama korsanın fiyatı  2 milyon lira, insanlar o 3 milyon için gidip yine korsanını alıyorlar. Biz ürünlerin fiyatını ne kadar indirsek de  fayda etmiyor. O zaman belki de kullanıcılara, orjinal ürünün korsan ürüne göre, hem fiyat açısından hem de sonrasındaki hizmetler konusunda avantajlı olabileceÄŸi anlatılmalı ?Ben bunlara katılıyorum ama yüzde yüz katılmadığım noktalar var. Diyelim ki Microsoft, Office programını 400 dolara satıyor, bu, serbest ekonomide faaliyet gösteren Microsoft'un özgürlüğü... Kimse gidip de bunu 50 dolara çek diyemez, çünkü Microsoft bu rekabetin içinde... Kullanıcı isterse Star Office alır, Lindows alır. Yani ben bugün BMW'ye binemiyorum diye, gidip de Borusan'a "bu arabanın fiyatını düşür" diyemem. Dolayısıyla artık bence fiyatı düşünmekten ziyade bu sektör nasıl ataÄŸa kalkar, nasıl yeni yazılımlar çıkar, bunların düşünülmesi lazım..Dikkat ederseniz denetim yapılan ÅŸirketler, genellikle finansal durumları iyi olan yerler.. Biz elimizden geldiÄŸince durumu kötü olan ÅŸirketlerin üzerine gitmemeye çalışıyoruz. Åžirketlerin korsan kullanımından dolayı sektör geliÅŸemiyor, devlet vergi toplayamıyor, istihdam geliÅŸemiyor. Belki ÅŸirket lisanslı yazılım alsa, üç-dört tane daha bayi çalışmaya baÅŸlayacak, o üç dört tane bayi sayesinde ortalama 15 kiÅŸi istihdam edilecek.Korsan yazılım açısından baktığımızda Türkiye nerede duruyor ? Ä°yileÅŸme var ama bence olması gereken noktada deÄŸiliz. Dünya geneline baktığımızda orta sıralardayız. Korsan kullanma oranı yüzde 64. Tayvan, Singapur gibi UzakdoÄŸu'daki ülkelerde ise durum gerçekten vahim. O ülkelerde oran yüzde 100'e yakın. Türkiye'nin en az Ä°srail seviyesinde olması lazım. Ä°srail bizden 10 kez daha küçük bir ülke. Bizim pazarımız 99 sonunda 315 milyon dolardı. Ä°srail'in ise 700 milyon dolarlık bir yazılım pazarı var. Bizim sektörümüzde 5 bin kiÅŸi çalışıyor, Ä°srail'de 7 bin 900 kiÅŸi çalışıyor. Tabii onlar iÅŸin yazılım mimarisi kısmını çok iyi götürüyorlar...Biz niye yapmamışız ? Biz herÅŸeyde geç kalıyoruz. Bu yasayı geç çıkarmışız, bu sektöre geç önem vermiÅŸiz. Åžimdi bakın yeni ekonomi bakanımız, "bizim artık yazılım ihracatı yapan bir ülke olmamız gerek" diyor. Bugün birçok politikacı biliÅŸimden, yazılımdan bahsediyor ama pek bir ÅŸey yapmıyor. Ben bu noktada eski Kültür Bakanı Ä°stemihan Talay'ı takdir ediyorum. Talay bizi her konuda destekledi. Yeni yasanın çıkması, yazılım sektörü ile ilgili toplantılara katılması, sektörle ilgili bilgilendirme filmlerinin çekilmesi...Korsan yazılım kullanan ve sonunda yakalanan bir iÅŸyeri sahibini anlatan bilgilendirme filmine nasıl tepkiler aldınız ? Ä°ÅŸe yaradı mı ?Ä°ÅŸe yaramaması söz konusu deÄŸil, keÅŸke bütün kanallarda daha sık yayınlansa. Ä°nsanlar bunu görse, korksa ve "benim başıma da gelebilir" duygusu yaÅŸasa.. Ä°nsanlar sorgulasın istiyoruz, "neden BSA var, yazılım sektörü ataÄŸa geçince ne olacak, bana yararı ne olacak"? Biz filmle ilgili çok iyi geri dönüşler aldık, danışma hattımıza özellikle Anadolu'dan pek çok telefon geldi. Ä°nsanlar lisanslamayı sorgulamaya baÅŸladılar. Çok pozitif bir geliÅŸme oldu. Konuyu gündeme getirmiÅŸ olması açısından çok önemliydi bizim açımızdan.Türkiye'de korsan yazılım kullanımı azaldı deÄŸil mi?Korsan yazılım kullanımı, 1999 yılı sonunda yüzde 74'tü, 2000'nin sonunda yüzde 69'a, 2001 yılı sonunda ise yüzde 64'e düştü. 2002 sonunda da amacımız yüzde 59, yüzde 56'lara düşürmek... Geçen sene aslında yeni yasadan dolayı daha iyi bir yıl olabilirdi. Fakat birçok firma el deÄŸiÅŸtirdi, küçüldü, IT yatırımlarını gerektiÄŸi kadar yapmadı. Bu yüzden pazarda da bir küçülme oldu. Peki BSA'nın uzun vadedeki hedefleri neler?Bizim en büyük hedefimiz, beÅŸ yıl içerisinde korsan yazılımı yüzde 40 seviyesine indirmek... Aslında  bizim yeni bir hedefimiz daha var: Türkiye'de bilgisayar kullanımının arttırılması... Bunun sadece BSA için, BSA üyeleri için deÄŸil, bütün Türkiye için gerekli bir ÅŸey olduÄŸunu düşünüyorum. Nüfusun 70 milyon olduÄŸu, genç nüfusun inanılmaz fazla olduÄŸu bir ülkede 5 milyon komik bir rakam. Bizim gerek rekabet gücümüzü, gerek diÄŸer ülkelerle faaliyetlerimizi inanılmaz derecede etkiliyor. Çünkü bilgisayar kullanan her insan, potansiyelinin en az 80, 90'ına ulaÅŸmış demektir. Bu demektir ki, bizim insanımızın büyük bir bölümü potansiyeline ulaÅŸmamış. Amacımız korsan yazılımla mücadelenin yanında, Türkiye'de bilgisayar kullanımının arttırılması. Sizce teknoloji bir gün, hiçbir ÅŸekilde korsan kopyalanamayan yazılım üretmeyi baÅŸaracak mı ? Dört-beÅŸ senedir her yazılım firması buna ayrı bir çözüm getirmeye çalışıyor ama el elden üstündür. Ä°nsan zekası yine insan zekası tarafından aşılıyor, ÅŸifreler kırılıyor. Windows XP için de yapıyorlar, baÅŸka programlar için de yapıyorlar. Aslında deÄŸiÅŸik sistemler var, mesela bir yazılımı siz bilgisayarınıza yüklüyorsunuz, o yazılım sadece sizin sabit belleÄŸi tanıyor ve sadece o sabit bellek üzerinde çalışıyor. Böyle bir sistem var, fakat siz bir yazılım firması olarak bunu yaptığınızda direkt pazarınızı kilitlemiÅŸ olursunuz. Çünkü çok büyük, bin, ikibin bilgisayar kullanan bir firmaya lisanslama yaptığınızda böyle bir alternatif sunduÄŸunuzda o satışı kaybedersiniz. Düşünün her bilgisayar için ayrı bir sistem, ayrı bir CD olacak.. Pratik olmayacak, kullanımı zor olacak.Son olarak, bu yılki BiliÅŸim Fuarı BSA açısından nasıl geçti ?Bizim fuara katılımımız mütevazi ölçülerde... Bu sene kullanıcıların ilgisini çekmek için, korsan kılığında animatör bir arkadaşımız fuar alanında patenlerle dolaÅŸtı. Çok güzel tepkiler aldık. Yine insanların ilgisini çekmek için, mouse, klavye gibi ürünler dağıttık. Bu sene birçok firma, "ben BSA'ya nasıl üye olurum" ÅŸeklinde bizden bilgi almak istedi. Bugün bir firma aradı mesela, döviz büroları için bir yazılım yapmışlar, Türkiye'de 120 yerde kullanılıyormus, birdenbire kopyalanmaya baÅŸlamış. "BSA'ya  nasıl üye olurum, nasıl engelleriz" diye soruyorlar.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!