Güncelleme Tarihi:
Dilovası Devlet Hastanesi’nde sağlık memuru olarak görev yapan Suat İyilikli, 22 Mayıs tarihinde yüksek ateş, halsizlik ve mide bulantısı şikayetiyle görev yaptığı hastanede tedaviye alındı. Yapılan testlerde koronavürüs testi pozitif çıkan Suat İyilikli, karantinaya alındı. İyilikli, hastalığı atlatması durumunda plazma bağışı yapıp tedavi gören hastalara umut olmaya karar verdi. 4 Haziran günü yapılan son testlerinin negatif çıkması üzerine taburcu olmasına karar verilen İyilikli, meslektaşları tarafından alkışlarla uğurlandı.
Hastane sürecinin zorlu geçtiğini ifade eden Suat İyilikli, "Dilovası Devlet Hastanesi’nde sağlık çalışanıyım. 22 Mayıs günü sırt ağrımdan dolayı yatağımdan kalkamadım. Dayak yemiş gibiydim, göğsüme sanki birisi oturmuş gibi nefes almıyordum ve ateşler içerisinde yanıyordum. Ateşim hiç inmedi, mide bulantısı ve ishal de başlayınca doktora gittim. 14 gün boyunca çalıştığım hastanede karantinaya alındım. Aileme bulaşmadı ama onlar da 3-4 gün boyunca çok endişeyle beklediler. Onlara da test yapıldı, eşim ve oğlum negatif çıktı, o an üzerimden 10 ton yük kalktı, rahatladım" dedi.
“FATİH TERİM’İ GÖRÜNCE İMRENDİM”
Koronavirüs tedavisi gördükten sonra sosyal medya üzerinde plazma bağışı konusunda çağrıda bulunan Fatih Terim’i televizyonda görüp, bağış yapmaya karar verdiğini söyleyen Suat İylikli şöyle konuştu:
“Plazma bağışçısı oldum, şu an Türkiye’nin öteki ucundaki herhangi biri de çıksa kan istiyorum dese ben seve seve vermeye hazırım. Fatih Terim’in hastalık sürecini takip etmiştim, iyileştiğine çok mutlu oldum. Rüştü Rençber’i takip ettim. Fatih Terim’in televizyona çıkıp plazma bağışçısı olduğu gün ondan imrendim, ben de şu an plazma bağışçısıyım seve seve vereceğim.”
'BEN KENDİMİ ÖLÜME HAZIRLAMIŞTIM'
Hastalık sürecinde 4 günün çok zorlu ve ağrılı geçtiğini ifade eden Suat İyilikli, zaman zaman umutsuzluğa kapıldığını belirterek, "Semptomların tamamı bende vardı. 3-4 gün çok zor geçti benim için, o arada ateşim vardı, sırt ağrım vardı, odamdan lavaboya bile zor gidiyordum. Sanki göğsüme birisi oturmuş da nefes alamıyor gibiydim. Ölümü hissettim ve ben kendimi ölüme hazırlamıştım. Öleceğimi düşündüğüm için her iftarda tövbe ediyordum, o bana çok ferahlık verdi. Ölürsem de kötü bir uygulama görmem diye düşündüm. 4 günün sonunda semptomlar azalmaya başladı. Sigara ve alkol içmemem hastalık sürecinde benim için çok büyük avantaj oldu" diye konuştu.
'KARANTİNA VE TEDAVİ SÜRECİ ÇOK ZORDU'
Normalleşme süreciyle beraber insanların önlemleri çok azalttığını ve rehavete kapıldığını söyleyen İyilikli, şunları söyledi:
"Karantina ve tedavi süreci çok zordu. Arkadaşlarım bana nasıl dayandın diye soruyordu. Ben kendimde değildim o süre boyunca, öldüm öldüm yeniden dirildim. Şimdi insanlarımız çok rehavete giriyor. Maske takmak istemiyorlar, toplu alanlara giriyorlar, mangal partileri yapıyorlar. inanın karantina çok zordu. Orada ben Azrail’in geleceğini hissettim. O yüzden herkese kendini korumasını öneriyorum. Lütfen kendimizi koruyalım. Maske, mesafe ve temizliğe dikkat edelim. Hastanelerde imkanlar çok güzel ama o süreç çok ama çok zor."