Güncelleme Tarihi:
Prematüre doğum, bebeğin beklenen doğum tarihinden üç hafta ya da daha önce doğması olarak adlandırılıyor. Başka bir deyişle hamileliğin 37’nci haftasından önce gerçekleşen doğum...
Karşılaşılan tıbbi sorun ve komplikasyonlar bebekten bebeğe değişkenlik gösteriyor ama bebek, ne kadar erken doğarsa, sağlık riski de o kadar yükseliyor. Örneğin erken dünyaya gelen bu bebekler, zamanında doğan bebeklere göre; solunum sistemi, sinir sistemi ve daha sonraki yaşlarda öğrenme ile ilgili bilişsel fonksiyonlarda sorunlarla karşılaşabiliyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre de dünyada her yıl ortalama 15 milyon bebek prematüre doğuyor. Özellikle refah seviyesi daha düşük olan ülkeler, bu sayının neredeyse yüzde 70-80’ini oluşturuyor.
Ülkemizde de prematüre doğan bebeklerin sayıları her geçen gün artıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun raporunda 2020’de doğan bebek sayısı 1 milyon 112 bin 859 olarak belirtiliyor. Türkiye’de prematüre doğum ile ilgili araştırma makalelerinde ise prematüre doğum oranı yüzde 12 olarak tahmin ediliyor.
SAYI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR!
Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğum Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öznur Dündar Akın, “Türkiye’de ortalama her yıl 150 bin kadar prematüre doğum oluyor. Bu rakam hiç az değil. Artık ülkemizde her 10 doğumdan biri prematüre olarak gerçekleşiyor. Her geçen yıl maalesef sayı artışı da devam ediyor” dedi.
5 YAŞ ALTI ÇOCUK ÖLÜMLERİNDE EN BÜYÜK ETKEN PREMATÜRE DOĞUM
Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Dr. Telce Ayşen Gürbüz ise sorunun artık global olduğunu söyledi ve şu önemli bilgileri paylaştı:
“Prematüre doğumların problemlerin ciddiyetine ve sıklığına göre belirlenmiş alt başlıkları bulunuyor. Çok erken preterm (28 hafta öncesi), erken preterm (28-32 hafta arası), Orta-geç preterm (32-37 hafta arası)… Dünyada artık prematüre doğum oranları çok ciddi şekilde artıyor. Her yıl bu sayı 15 milyonu buluyor.
5 yaş altındaki çocuk ölümlerinde başı çeken en büyük etken de prematüre doğum. Hatta 2015’de 1 milyona yakın çocuk ölümünün başlıca sebebiydi. 184 ülke genelinde de erken doğumların oranı yüzde 5 ile 18 arasında değişiyor. Erken doğumların yüzde 60’ı Afrika ve Güney Asya’da olmasına rağmen aslında bu sorun global bir problem.
ANNE YAŞINDAN TUTUN DA SİGARA KULLANIMINA KADAR PEK ÇOK ETKEN VAR
“Erken doğuma yol açan birçok faktör var” diyen Dr. Telce Ayşen Gürbüz, “Annenin daha önce kendiliğinden başlayan erken doğum hikâyesi olması, genetik eğilim, bebekte doğumsal bozukluk olması, bebeğin anne karnında yeterince gelişememesi” gibi faktörler sayılabilir dedi ve diğer etki edebilecek durumlarla ilgili de şunları söyledi:
“Rahim ağzı cerrahisi geçirmiş olmak, doğuştan gelen veya sonradan kazanılan rahim şekil anormallikleri, art arda gebe kalmak, annenin gebelik öncesi obez veya çok zayıf olması, annenin doğum öncesi ciddi stres durumu yaşamış olması da büyük etkenler arasında”
Dr. Öznur Dündar Akın ise anne yaşının ve sigara kullanımının da etki ettiğinin altını çizdi.
“Annenin 18-20 yaşlarında ve 40 yaş üstünde olması, annenin geçirdiği enfeksiyonlar, sigara kullanımı, annede bulunan kronik hastalıklar prematüre doğumlarda etken. Hatta plasenta kökenli sebepler de prematür doğuma sebebiyet veriyor.”
PREMATÜRE DOĞAN BEBEKLERİ BEKLEYEN TEHLİKE!
‘İşitme ve görme sorunu yaşıyorlar’
Görünen o ki her şey annede başlıyor. Peki prematüre doğan bebekler en çok hangi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalıyor?
Dr. Telce Ayşen Gürbüz, burada en önemli durumun erken doğumun gerçekleştiği hafta olduğunu söylüyor. Çünkü haftaya göre bebeğin sağlık sorunları değişiyor ve ciddileşiyor. Gürbüz, böylesi bir durumda yaşanabilecek sorunlarla ilgili de şu bilgileri paylaştı:
“Erken doğan bebek, yoğun bakım döneminde pek çok problemle karşılaşıyor. Solunum sıkıntısı, cerrahi gerektiren veya ölümcül olan kalp ve bağırsak hastalıkları, zihinsel ve bedensel gelişim kusurları, kronik böbrek hastalıkları, hipertansiyon, kronik akciğer hastalığı gibi uzun dönem problemler yaşamaları mümkün.”
Dr. Öznur Dündar Akın da özellikle 28 haftanın altında doğan bebeklerde işitme ve görmeyle ilgili sorunların sık görüldüğünü söyledi. Nedenini de hafta olarak bu duyuların oluşumunu tamamlayamaması olduğunun altını çizdi. Ayrıca Akın, ilerleyen dönemlerde olumlu gelişmeler için de şu bilgileri paylaştı:
“Prematüre bebekler, ortalama 2-4 yaş arasında gelişimsel olarak yaşıtlarını yakalayabiliyorlar. Bu bebeklerde ek gıdaya geçiş ise dört ila altıncı aylarda yapılıyor. Bebek yaşına göre normal kilosuna ulaştıysa, prematüre doğum kaynaklı olmuş olan sorun giderildiyse ve bebek anne sütüyle ya da mamayla besleniyorsa, taburcu olma aşamasına da gelmiş demektir.”
KORONAVİRÜS DE PREMATÜRE DOĞUM SAYISINI ARTIRDI!
Koronavirüs salgını sürecinde erken doğum oranları da artmış durumda. Pek çok uzman, bazı annelerin bebeklerini koruma içgüdüsüyle aşı olmadığını ancak bu durumun prematüre bebekler için daha büyük risk yarattığı konusunda uyarıda bulunuyor. Gerçekten de varyantlarla birlikte daha da ölümcül hale gelen koronavirüsün prematüre doğumlarda etkisi büyük mü?
Bu soruya Dr. Öznur Dündar Akın’ın cevabı “Evet” oldu. Akın, “Covid-19 enfeksiyonu prematüre doğum sayısını arttırdı. Virüs, hamilelerde daha ağır seyrettiğinden, erken sezaryan planlanması gereken ve annenin tedavi edilmesinin gerekli olduğu durumlarda prematür doğumlara kapı aralıyor” dedi.
Dr. Telce Ayşen Gürbüz de koronavirüs ve prematüre doğum ilişkisi ile ilgili çeşitli ülkelerde çıkan yayınlar olduğunu, Covid-19’un erken doğum kategorilerinin hepsini artırdığının altını çizdi.
“Son bir yıldır erken doğum oranları özellikle Covid-19 kaynaklı olup aynı zamanda tansiyon, şeker ve obezitesi olan gebelerde daha yüksek. Erken doğumların bir kısmı kendiliğinden gerçekleşirken bir kısmı bebek için anne karnı artık güvenli bir ortam olmadığından medikal otoriteler tarafından doğum gerçekleştiriliyor. Yani doğumun kendiliğinden başlaması beklenmiyor.”
ANNE VE BABALAR ÇOK DİKKAT ETMELİ
Prematüre bebek bakmak normal bir bebeğe göre daha fazla dikkat ve özveri gerektiriyor. Bu noktada ebeveynlerin nelere dikkat etmesi gerekiyor?
“Bebek bakımı esnasında bebek çok iyi gözlenmeli” diyen Dr. Öznur Dündar Akın, öncelikle bebekte görülen anormalliklerin mutlaka doktorla paylaşılması gerektiğini vurguladı ve şu bilgileri paylaştı:
“Bebeğin bulunduğu oda ısısı 23-25 derece arasında, kıyafetleri de ısıya uygun olmalı. Bebeğin kendisine ait ve gürültüsüz bir ortamda yatırılması çok önemli. Bebekte gıda reddi, çok ağlama, hiç ağlamama, morarma, sık ve zor nefes alma, ani düşük ısı, ateş gibi bulgular gözlenebilir. Böyle bir durum da panik yapmadan mutlaka doktora başvurulmalı.”
CİNSEL YOLLA BULAŞAN ENFEKSİYONLARIN DA ERKEN DOĞUMA NEDEN OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI
JAMA Network Open dergisinde geçen hafta yayınlanan bir araştırmaya göre klamidya (Üreme sistemindeki bakteriyel bir enfeksiyon), bel soğukluğu ve frengi gibi cinsel yolla bulaşan enfeksiyona sahip olmak çok erken doğum riskiyle ilişkilendirildi.
Araştırmada cinsel yolla bulaşan enfeksiyon ile erken doğum arasındaki bağlantıları incelemek için ülke çapında doğum belgesi verileri kullanıldı. Bu doğrultuda 14 milyondan fazla anne-bebek çiftinin tıbbi kayıtlarını inceledi.
Ocak 2016 ile Aralık 2019 arasında doğum yapan tüm ABD'li annelerin yüzde 1.9'u klamidya, yüzde 0.3'ü bel soğukluğu ve yüzde 0.1'i hamileliklerinden önce veya hamilelik sırasında frengi ile enfekte olduğu belirlendi. Araştırma ekibindeki bilim insanları klamidya, bel soğukluğu veya frengisi olan annelerin, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonu olmayan kadınlara göre 32 ila 36’ncı gebelik haftaları arasında orta derecede erken doğum yapma olasılıklarının fazla olduğunu vurguladılar.
Araştırma ekibinde yer alan Lowa Üniversitesi Halk Sağlığı Koleji'nde epidemiyoloji profesörü Kelli Ryckman, “Elde ettiğimiz bulgular çok kuvvetli. Araştırmamızı daha da genişleteceğiz. Ama şu an görülen o ki bu enfeksiyona sahip kadınların erken doğum yapma ihtimali çok yüksek” dedi.