Güncelleme Tarihi:
Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Kaan Kırali ve ekibi koronavirüs nedeniyle ciğerleri tükenmek üzere olan hastalar için Ekstrakorporal Membran Oksijenizasyonu (Ecmo) cihazını kullandıkları bir tedavi yöntemi geliştirdi. Hastaları 60 günün üzerinde ecmo isimli bir yapay akciğer ve kalp cihazına bağlayarak, akciğerlerin kendisini onarmasını sağlıyorlar. Cihaz, akciğerin işlevi olan kana oksijen sağlama ve kalbin pompalama işlevini üstleniyor. Hekimler 60 günün üzerinde bir süre alan bu tedaviyle birçok hastayı uzun süren bu yöntemle sağlığına kavuşturuyor.
Prof. Dr. Mehmet Kaan Kırali, çalışmalarıyla ilgili olarak, "Bu tedavide esas önemli olan hastalığın en başındaki 2-3 hasta süren akut dönem var, fırtınalı dönem var. O dönemleri geçtikten sonra bu hastaların hayatta kalma imkanı artıyor. Bu hastalar yaklaşık 6 aylık bir süreçten sonra eski formlarına girmeye başlıyorlar. Bu yaklaşık 1 yıla kadar sürer diye tahmin ediyoruz, 1 yıllık sonuçların testleri yakında ortaya koyacağız. Bir hasta akciğerleri sıfıra inerse bu hastalar hiçbir şekilde bırakılmamalı" dedi.
Kırali ve ekibi bu yöntemle bugüne kadar 8 hastayı sağlığına kavuşturdu, tedavisi süren hastaların sayısı ise 5.
Geçtiğimiz Kasım ayında koronavirüse yakalanan 32 yaşındaki Cansu Pehlivan, bu tedavinin uygulandığı hastalardan biri. Pehlivan, 68 gün ecmo cihazına bağlı kaldıktan sonra, 2 hafta da yoğun bakımda tedavi edildi. Koronavirüsü atlatan Pehlivan, Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde normal odada tedavisinin tamamlanmasını bekliyor.
"SANKİ GERÇEKTEN YENİDEN DOĞMUŞ GİBİ HİÇBİR ŞEY FARK ETMEDİM"
Uzun süredir tedavi altında olan Cansu Pehlivan, evini çok özlediğini belirtiyor. Pehlivan, iş yerinde arkadaşında kaptığı koronavirüs ve sonrasında yaşadıkları konusunda ise şunları anlattı: "İş yerinde kaptım ben bu hastalığı. İş arkadaşımda varmış, söylemedi o da rahatsızdı, grip zannetti, gitti, geldi. Ondan bulaştı bana. Bir hafta evde kaldım, sırtım, kollarım ağarıyordu. Grip zannettim, hiç yakıştıramadım ilk başta. Sonra Eyüp Devlet Hastanesi'ne gittik, orada kovid olduğumu öğrendim. Orada test yaptılar, 'tutulma oldu ciğerlerinde' dediler. Hatırladıklarımı söylüyorum, orada beni yatırdılar, çok ateşim vardı. Sonra 'yoğun bakıma alacağız' dediler, sonrasını hatırlamıyorum. Sonra gözümü burada açtım. İlk gözümü açtığımda konuşamıyordum, boğazımda bir şey vardı, her yere baktım çok tuhaf bir şeydi uyandığımda. Eşimi gördüm sonra, onu görünce çok kötü oldum, doktorlarımı gördüm. Uyandıktan sonra rahatsızdım, kötüydüm ama çok güzel baktı doktorlarım bana, hemşireler, doktorlar çok ilgilendiler. Sanki gerçekten yeniden doğmuş gibi hiçbir şey fark etmedim, hiçbir şey hatırlamıyorum. İlk uyandığımda korktum, konuşamıyorum, kendimi anlatamıyorum, herkese bakıyorum, hala korkularım oluyor. Çok mutluyum şimdi, ilk konuştuğumda o kadar mutlu oldum ki, sesimi duymak çok farklı bir duygu. Çok özledim evimi, bilmiyorum gidince ne yaparım, dolaşırım evimi, yatarım, bilmiyorum ne yaparım."
"HASTALARIN HAYATLARINI KAYBETMESİ GENELDE AKCİĞER YETMEZLİĞİYLE ORTAYA ÇIKIYOR"
Hastane Başhekimi ve Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Kaan Kırali, Kovid-19'un en büyük sıkıntısının akciğerlerde ciddi tahribat yaratması olduğunu belirterek, "Zaten hastaların hayatlarını kaybetmesi genelde akciğer yetmezliğiyle ortaya çıkıyor. Bizim bir şekilde akciğerleri toparlamamız veya akciğerler kendisine gelene kadar hastayı hayatta tutmamız gerekiyor. Bunu biz ecmo diye bir cihazımızla yapıyoruz, bunu bir yapay kalp, akciğer makinesi gibi düşünebilirsiniz. Bizim ameliyatlarda kullandığımız cihazın bir ufak versiyonu gibi. Bu daha çok mobil olarak nakil edilebilir bir cihaz. Bu bize kanın oksijenlenmesini ve kandaki karbondioksitin dışarı atılmasını sağlıyor. Eğer bir kalp yetmezliği de üzerine binmişse kalbin pompalama görevini üstleniyor. Kovid-19 ağır hasta grubunda problem akciğerlerin hiç çalışamaz hale gelmesi, sıfıra inmesi yani bir yeni doğan bebeğin akciğerleri kadar bile çalışamaz hale geldiğini düşünün. Burada bizim yapmamız gereken tek şey var vücuda oksijeni vermek. Ecmo cihazı sayesinde biz hastaya bu oksijeni vererek tüm hayati fonksiyonların devam etmesini sağlıyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 20'ye yakın bu tip hastamıza tedavi yöntemini uyguladık" dedi.
"BİR HASTA AKCİĞERLERİ SIFIRA İNERSE BU HASTALAR HİÇBİR ŞEKİLDE BIRAKILMAMALI"
Prof. Dr. Kırali, diğer hastanelerden de hasta kabul ettiklerini belirterek, "6 ayrı merkezden bugüne kadar bu tip hastaları hastanemize transfer ettik, onların tedavilerini sütlendik. İl dışından 2 hasta transfer ettik. Sonuç itibariyle günümüzde Türkiye'nin önemli kalp ve akciğer merkezi Koşuyolu Hastanesi. O sebeple bu konudaki tecrübemizi biz, dünyayı bu kasıp kavuran pandemide de sunalım istedik. Bir ecmo merkezi mantığıyla bu tip hastalar 'ne yapabiliriz, nasıl yaklaşabiliriz' üzerinde durduk. Buradaki pratiğimizden geliştirdiğimiz kendimize özgü bir uygulamayla hastaları hayatta tutmaya çalıştık. Bu tedavi neredeyse 2-3 ay arasından değişebilecek kadar uzun sürüyor, çok uzun bir süre, bu süre zarfında hastaların akciğerleri hemen hemen hiç çalışmıyor diye düşünün yani bir 45 gün, 60 gün, 65 gün çok uzun süre bunlar. Bu sürede biz bu hastalarımızı ecmo sayesinde ve diğer tüm organ fonksiyonlarına destek olacak şekilde hayatta tutmaya çalışıyoruz. Bizim farkımız biz bu hastalara hiçbir ek tedavi uygulamıyoruz. Tamamen vücudun kendi kendini toparlaması, kendi kendini rejene etmesini bekliyoruz. Bu konuyla ilgili yaptığımız bilimsel çalışmalarımızı da yakın bir zamanda ulusal dergilerimizde tüm bilim dünyasının değerlendirmesine sunacağız. Cansu bizim servise çıkardığımız 5'nci hastamız, bu tip 3 hastamız daha şu anda yoğun bakımda tedavi altında, iki hastamızda ecmo tedavisi altında. Onlarda da inşallah böyle bir gelişim bekliyoruz. Bu tedavide esas önemli olan hastalığın en başındaki 2-3 hasta süren akut dönem var, fırtınalı dönem var. O dönemleri geçtikten sonra bu hastaların hayatta kalma imkanı artıyor. Bu hastalar yaklaşık 6 aylık bir süreçten sonra eski formlarına girmeye başlıyorlar. Bu yaklaşık 1 yıla kadar sürer diye tahmin ediyoruz, 1 yıllık sonuçların testleri yakında ortaya koyacağız. Bu şekilde bir hasta akciğerleri sıfıra inerse bu hastalar hiçbir şekilde bırakılmamalı" dedi.